Emrullah-Ayşe Demirel çiftinin 3 Aralık 2012 Pazartesi günü dünyaya gelen erkek çocukları 3 kilo 150 gram ve 50 santim boyunda idi. Baba Emrullah Demirel öğle saatlerinde aldığı doğum haberiyle birlikte  çalıştığı işyerinden ayrılarak heyecanla gittiği Çankırı Devlet Hastanesi'nde yaşadıklarını Sözcü18 Haber Merkezi'ne şöyle aktardı:

 

 

 

"Eşim 03.12.2012 tarihinde Çankırı Devlet Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Servisinde 04.12.2012 tarihinde vefat eden oğlumuzu dünyaya getirdi. Hamilelik süresi boyunca yaptırdığımız kontrollerde çocuğun sağlık durumunun gayet iyi olduğu bildirilmişti. Saat 12.30-13.00 civarında meydana gelen doğum sonrasında çocuğun solunum sıkıntısının bulunduğu, giderilmeye çalışılacağı mümkün olmaması halinde Ankara’ya sevk edileceği bildirildi ve çocuk öncelikle yoğun bakım servisine alındı bir müddet sonra da röntgen için aşağı götürüldü. Bozuk olması nedeniyle küvez-solunum cihazı vb herhangi bir tedbir alınmaksızın çocuğumuz kucakta beze sarılı halde indirildi. 

 

 

Saat 15.00 civarında çocuğun teşhis konulamayan bir rahatsızlığı olduğu söylenerek Ankara iline sevk edileceği hastane araştırıldığı bildirildi. Daha sonra da Sami Ulus Çocuk Hastalıkları Hastanesinin çocuğu kabul edeceği söylendi. 

 

Sevkin gerçekleştirilmesi için uzunca bir müddet bozuk olan küvezlerin tamir edilmesi için bekledik. Ancak sonuç alınamadı. Bunun üzerine saat 19.00 sıralarında SABİM(184)’i arayarak yardım talebinde bulunduk. Tarafımıza ilimizde bulunan Özel Karatekin Hastanesinden küvez getirileceği sevkin yapılacağı belirtildi. Saat 20.00 sıralarında özel hastaneden küvez getirildi. Bir müddet de küvez ve ambulansın uyumu ile sevk personelinin cihazın nasıl kullanılacağının öğrenilmesini bekledik. Nihayetinde saat 21.30 da yola çıktık. Ancak yola çıkarken de görevli personele küvezin ısıtmadığı, ambulansın kaloriferinin çalışması ve battaniyenin ısısıyla gidileceği küvezin kapağını açmamaları tembihlendi.

 

 

Saat 22.45 civarında Ankara’da hastaneye ulaştık. Gittiğimizde çocuğumuzu yoğun bakıma küveze aldılar. Saat 24.00 civarında doktoru ile görüştüğümde çocuğumuzun biri geldikten hemen sonra olmak üzere iki kez kalbinin durduğunu, yeniden hayata döndürüldüğünü, çocuğun geldiğinde simsiyah olduğunu, tedaviye çalışıldığını, mide kanaması bulunduğunu bildirdiler. 03.00 civarında tekrar görüştüğümüzde tedaviye çalışıldığı söylendi. Sabah 08.00 civarında da çocuğumun tekrar kalp krizi ve mide kanaması geçirerek vefat ettiği bildirildi. 

 

Çocuğumun devlet hastanesinde bulunan ve sevkte kullanılan küvezlerin bozuk olduğundan bahisle saatlerce sevk edilmemesi nedeniyle hastalığının teşhis ve tedavisinde geç kalınması sebebiyle vefat ettiği kanaatindeyim.

 

 

Çocuğumun vefatında ihmali bulunan ilgililerin tespiti ile cezalandırılmaları için ilgili yerlere başvurdum. Ancak sağlıkta yaşanan onca olumlu gelişmeye rağmen bu ihmalin kabul edilir yanı yoktur. Başka çocukların vefat etmemesi için toplumun ve yetkililerin dikkatinin artırılması ve olayın aydınlatılması için özgür ve tarafsız basından yardım talep ediyorum."

 

 

İddialarla ilgili olarak bilgisine başvurduğumuz Çankırı Devlet Hastanesi Başhekimi Op. Dr. İsmail Çağatay Topçu "Hastanemizde ihtiyaca yeterli olan iki adet küvezimiz mevcut. Yaşanan sorunu çözme ve herhangi bir olumsuzluk yaşamama adına Özel Karatekin Hastanesi'nden de küvez getirttik. Ancak yeni dünyaya gelen bebekte kalp anomonisinin bulunduğunu ve bu durumun da gebelik döneminde tespit edilemediği yönünde bulgular oluştu. Aile adına ve bizler adına üzücü bir durum. Konuyla ilgili soruşturma başlatıldı." dedi.