Soysal, MHP İl Başkanlığı’nda yaptığı basın toplantısında, 17 Mart 2012 tarihinde yapılan MHP il kongresinde delege oylarıyla seçilerek yönetime geldiklerini hatırlatarak, "Görevden alınmamızın sebebi, seçilirken muhalif grup olarak seçildik. Biz kimseye de muhaliflik yapmadık. Ben Milliyetçi Hareket Partiliyim davam için yetiştim. Çoluk çocuğumu da bu dava için yetiştirmeye çalışıyorum. Ama böyle lanse edildi. Biz damgayı burada aldık. Arkasından genel kurul oldu. Genel kurulda da tavrımızı net koyduk. Ben diğer insanlar gibi iki yüzlülük yapmadım. Koray bey aday oldu ve biz açık açık destek verdiğimizi söyledik. Çünkü partiye bir yenilik gelmesi gerektiğine inanıyorduk. Görevden alınmamın sebebi Koray beyi desteklemem" diye konuştu.

 

 

Milliyetçiliği hayat felsefesi haline getirdiklerini dile getiren Soysal, “Ben adamın adamı değil, davanın adamıyım. Yeni atanacak yönetimde gerçekten davaya hizmet edecek bir arkadaşım olursa arkasında dururum” ifadelerini kullandı.

 

Geçtiğimiz günlerde MHP Muğla il yönetiminin de görevine son verildiğini ifade eden Soysal, "Bu hareket sadece Muğla ve Çankırı'daki ülkücülere karşı yapılmış bir hareket değil, MHP ve ülkücü hareketin bütününe yönelik yapılmış bir harekettir. Ancak, şurası iyi bilinmelidir ki; görevden alma, feshetme, tasfiye etme, kapatma ve yok sayma gibi uygulamalarla MHP ve ülkücü hareketin başarılı olması mümkün değildir. Demokrasinin gerçek manada korunması ve geliştirilmesi için, demokratik hayatın vazgeçilmez unsurları arasında yer alan siyasi partilerin, kendilerin de demokratik usul ve esaslara riayet etmesi şarttır. Bizler Çankırı MHP il yönetimi olarak, sadece seçildiğimiz günden beri değil, ömrümüz boyunca MHP ve ülkücü hareketin emrinde ve hizmetinde olduk, olmaya da devam edeceğiz” diye konuştu. Soysal şöyle devam etti:

 

 

“Alınan karardan dolayı incinsek de kimseyi incitmeyeceğiz. Çankırı'da partimizin zarar görmemesi için gereken tavrı, tam bir metanetle göstereceğiz. MHP ve ülkücü hareket için; kırmadan, dökmeden, dava arkadaşlığı ve ülküdaşlık hukukundan ayrılmadan, mücadelemizi büyük bir özveriyle, sonuna kadar sürdüreceğiz.”