Rektör + Sekreter + Mühür = Al sana üniversite. Türkiye’de toplam 206 üniversite var. Bunların 129’u devlet üniversitesi. Rektörleri; Bay Başkan atıyor. Partili başkan, herhalde tarafsız rektör atamaz. Bazı kriterleri var. Saymayacağım. Özgür üniversiteden yana olan 'Rektör' o makamı koruyamaz. Üniversitenin en büyük özelliği açık ve özgür olmaktır. İlçelerde bile üniversiteler açıldı. Bunlar seçim yatırımı, popülist gecekondu üniversiteler. Bu arada ilçelerde açılanların bazıları, yüksek okullar kapatıldı. Nedeni, verimli olmamaları. Öğrenci tercih etmiyor, açıldığı yerde hiçbir sosyal alt yapı yok. Ve en önemlisi de öğretim elemanı yok!

Çankırı bazında olaylara baktığımızda durum çizdiğimiz tablodan pek farklı değil. Rektörü bile yöneticisi olduğu ilde ikamet etmiyor, keza öğretim üyeleri de günü birlik gelip gidiyorlar. Çankırılılar bütün bunları bilmiyor veya bilip göz yumuyor. Nereden biliyorsunuz diyeceksiniz. Sabah Ankara’dan, akşam Çankırı’dan kalkan otobüs yolcularının profiline bakmak yeterli!

Çankırı halkı Karatekin Üniversitesi'ni coşku ve büyük ümitlerle bağrına bastı. Çankırı’nın kalkınması için büyük bir şanstı. İnanın mevcut üniversiteden önce var olan Yüksek Okul, üniversiteden daha çok tanınır, tercih edilir ve yönetimi halk ile iç içe idi. Şimdi ise üniversitenin sosyal olarak halka açık olmadığı gibi, fiziki mekanları görmek bile yasak.

Geçmişten birkaç anımı anlatıyım: Üniversitenin yeni kampüsü açıldıktan sonra merak ettim ve gittim. Kapıda güvenlik 'Giriş kartınız var mı? Kime geldiniz? Ne için geldiniz?' sorularını sıraladı. Yanıtım; 'Bak görevli arkadaşım sana bir şey söyleyemiyorum, çünkü emir kulusun verilen talimatı yerine getirmek zorundasın. Öncelikle giriş kartım yok, hiç kimseye gelmedim, herhangi bir yetkiliden üniversite hakkında bilgi almaya geldim. Bilgileneyim ki halkı bilgilendirebileyim'. Görevli bir hayli sıkıntıya düştü ve baktı ki iyi niyet var 'Bir dakika' dedi ve anons yaptı. Bekliyorum, kulübeye girdi, telefon konuşması sonrası çıktı. 'Üzgünüm görüştürebileceğim kimse yok!' dedi. Teşekkür ettim ve 130 km. lik yolu gerisin geriye tepmek üzere yola koyuldum. Fazla yorum yapmayacağım. Durum içler acısı ve keyfi çiftlik. Daha sonra üniversite dışında bir yerde, hocalardan biri ile karşılaştım ve durumu anlattım. 'Olamaz! Neden bize söylemediniz, üniversitem adına özür dilerim!' diyerek gönlümü almaya çalıştı.

Bir seferinde rektör yardımcılarından birinden randevu aldım. Randevu saatinde gittim, kapıda, müracaatta ayakta 15 dakika bekledim. Daha sonra makam katına çıktım orada da 20 dakika bekledim. Randevulu gitmişim ya gitmeseydim gün boyu beklerdim herhalde. İçeri girer girmez tepkimi verdim. 'Hocam sıradan bir insan değilsiniz ve titrinizi bileğinizin hakkı ile almış birisi olduğunuzu biliyorum. Ama verilen randevuyu 35 dakika geç gerçekleştirmenizden dolayı üzüldüm'. Bunun üzerine ne söylese beğenirsiniz! 'Temizlik işlerini ihale edeceğimden gelen giden çok oluyor ondan' dedi. Özürü kabahatinden büyük. 'Hocam bakın siz Çankırılı olmasa idiniz ve ben de Çankırılı olmasa idim sizi hiç rahatsız etmez ve beklemeden giderdim'. Sonrası mı? Özürler, sudan sebepler...

Biraz daha geriye gidelim. Çankırı Meslek Yüksek Okulu inanın üniversiteden daha çok ses getiriyor ve tanınıyordu. Üstelik dış ülkelerdeki eğitim kurumları ile karşılıklı iletişim içinde idi. Ödüller alıyor ve en önemlisi okul halka açıktı. İstediğin zaman kampüsü ziyaret edebiliyor, öğretim üyeleri, öğrencilerle konuşabiliyordunuz. Artık notu siz verin takdir edin...

Sözcü18’in aditörü sağ olsun zaman zaman uyarılarda bulunur. En son yazım için 'Neden çalıyı dolanıyorsun, doğrudan mesajını söyle' derken, bir yorumcu da 'Yazının başı ile sonucu arasında ilişki ve yapıcı öneriler yok' notunu düşmüş. Haklıdırlar. Aramızda anlayış ve ifade farkı var. Yazılanları anlamayan, anlayamayan öğretim üyesi varsa o benim sorunum değil. Kişinin kendi sorunu ve çalıştığı kurumun sorunudur.

Üniversite bir kentin önderi, sosyal yaşamın dinamiğidir. Suskun, hiçbir şeye sesi çıkmayan, görüş bildirmeyen, göründüğü kadarıyla henüz istenilen seviyede Çankırı’ya sosyo-ekonomik katkı sağlamamış durumdadır. Bilimsel çalışmaları hakkında henüz Türkiye çapında her hangi bir çıkışı yoktur. Hemen itiraz edilecektir ve sıralanacaktır. Tek sorum var: Türkiye’de bir anket yapılsa ve şu sorular sorulsa: 

- Karatekin Üniversitesi nerededir? 

- Karatekin Üniversitesince yayınlanmış her hangi bir çalışmayla karşılaştınız mı?

Sanırım alınacak yanıtlar Karatekin Üniversitesi için anlatmak istediğim durumu da ortaya koyacaktır. Bir soru daha;

- 206 Üniversite içinde sondan kaçıncıyız acaba?

Ben kendisine ulaşılamayan yöneticinin olduğu bir kurumun başarılı olacağına asla inanmıyorum. Olsa idi, Karatekin Üniversitesi'nde yaşadıklarımdan örnek sundum sizlere. İsterseniz çalıyı dolaşmışsın deyin, ister bu işin çözümü nedir deyin. Çankırı halkı bunları bilsin istedim. Yüzeysel olaylar bunlar. Asıl derinliklerde nelerin olabileceğini tahmin etmek zor değil...