İdris Naim Şahin: Uludere'de MİT görevlisi TSK'yı yanılttı
Millet ve Adalet Partisi (MİLAD) Genel Başkanı İdris Naim Şahin, TBMM'de basın toplantısı düzenledi.
Basında, 27 Aralık 2011 günü kendisi hakkında hakaretler içeren, İçişleri Bakanlığı görevinden alınması gerektiği ikaz ve tavsiyesi içeren yazılar yayınlandığını hatırlatan Şahin, 28 Aralık 2011 sabahı Başbakanlık ofisinde polisin koyduğu iddia edilen dinleme cihazları bulunduğunu söyledi. Şahin, "Aynı günün akşamı MİT kanalıyla, ısrarla teyit edilen tuzak istihbarata bağlı gerçekleştirilen operasyon sonucu Uludere'de 34 sivil vatandaşımız hayatını kaybetti" dedi.
Bir MİT görevlisinin TSK'yı telefonla aradığını ve üst düzey terör örgütü yöneticisinin hudut hattını geçtiğinin bildirildiğini aktardığını dile getiren Şahin, bu kişinin TSK yetkililerinin defaatle sormasına rağmen bilginin doğruluğunu teyit ettiğini iddia etti.
İdris Naim Şahin, 28-29 Aralık 2011 tarihlerinde de Başbakanlık'ta MİT ekibi tarafından, emniyet istihbarat personelinin yerleştirdiği iddia edilen dinleme cihazı bulunduğunu hatırlatarak, emniyetin 24-25 Kasım'da arama yaptığını, TÜBİTAK'ın da cihazın 4-5 Aralık'ta konulduğu yönünde rapor verdiğini söyledi. Dinleme cihazını koyan ve bulanların aynı kişiler olduğunu ve bunu siyasi rant malzemesi olarak kullandığını öne süren Şahin, "Böceği bulan ekipte yer alan MİT yöneticisi, Başbakanlık müfettişlerine verdiği ifadede, MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın kendisini arayarak, Başbakanlık'tan aranacağını ve gereğinin yapılması yönünde talimat verdiğini, yaklaşık 20 gün beklemelerinin ardından Başbakanlığa giderek, aynı gün böcekleri bulduklarını belirtmiştir" dedi.
Olayların tesadüf olmadığını öne süren Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü: "Uludere olayı vasıtasıyla TSK'nın operasyon yapmasının nispi olarak önüne geçilmiş, böcekler üzerinden iftira atılan emniyetin istihbarat sağlaması ve operasyon yapması peyderpey sınırlandırılmıştır. 28 Aralık 2011 ülkenin teröre teslim edilmesinin dönüm noktası olmuştur. 6-10 Ekim 2014 tarihindeki olaylarda 60'tan fazla vatandaşımızın faili meçhul cinayete kurban gitmesi, sokakların teröre terk edilmesi bu başlangıcın günümüzde ortaya çıkan sonuçlarından biridir. Bizans entrikalarıyla devleti yönetmek için 34 vatandaşımızı vurdurtan zihniyet ve aktörlerle, Türkiye'yi Suriye ile savaşa sokmak için türlü entrikalar çeviren zihniyet ve aktörler aynıdır. Kurumlara, kişilere, siyasete, millete tuzak kurularak devlet yönetilemez. Türkiye, maalesef ülkeyi yönetenlerle istihbarat örgütünün ortaklaşa kendi devlet kurumlarına, siyasete ve vatandaşlarına kumpaslar kurulan, siyaset kurumuna operasyon yapılan muhaberat devletine dönüştü. İktidar istihbarat ortaklığında kurulan kirli tuzaklar, her şeyden önce milletimize ve demokrasiye ağır yaralar vurmakta, derin yaralar açmaktadır."