İbrahim Zencirci de tepkili: "Kuşlar yalan söylüyor, Paşam"
“Kengırı’nın bedbahtlığı yalnız yol cihetiyle değildir.”
Bir kısım memurinin (memurların) aczinden, yolsuzluğundan da yüreği yanıktır.
Zannolur ki gerek İstanbul, gerek Kastamonu Kengırı’yı aciz idare memurlarının menfası (sürgün yeri) addetmekte hala musirdirler (ısrarcıdırlar).
Muhakkaktır ki aceze-i memurin (aciz memurların), hele mağdurin ve mensubinin (mağdur ve bir kısım memurların) ilk kademe-i ikbali Kengırı’dır. Burada acemilik çıkar, burada iktisab-ı liyakat edilir. (Liyakat kazanılır)”
Kengırı (Çankırı) Muhabir-i Mahsusundan Birinci Mektup.
Açık Söz Gazetesi - Kastamonu – 1919
Kaynak: www.sozcu18.com/kose-yazarlari/yeniden-merhaba.html
Çankırı’nın bedbahtlığı (talihsizliği) yüz yıldır değişmedi.
Bu gidişle de değişecek gibi değil.
Geçen gün, Çankırı Sivil Toplum Kuruluşları Güç Birliği Platformu oluşturulmuş, (uğurlu, kademli olsun) düzenlenen toplantıdan sonra yemeğe geçilmiş, yemekte “yaren kebabı”, samırsaklı et, tavuklu pilav, yanında kızılcık eyşisi ve yumurta tatlısı ile mideler iyice kavi olunca, ne olduysa olmuş, hazım için en son yenen ekşili bamyayı unutmuşlar.
“Bütün bu nazlı beylerin, ne varsa ortalıkta say:
Haseb, neseb, şeref, şataf, oyun, düğün, konak, saray
Bütün sizin, efendiler, konak, saray, gelin, alay
Bütün sizin, bütün sizin, hazır hazır, kolay kolay
Yiyin efendiler, yiyin; bu han-ı iştiha sizin;
Doyunca, tıksırınca, patlayıncaya kadar yiyin!” (Tevfik Fikret-Han-ı Yağma)
SODA ve EKŞİLİ BAMYA NİYETİNE
Bu kadar yiyip içmeye birebir gelen, soda- maden suyu yerine geçen ekşili bamya unutulunca, sanırım hazım sorunu ortaya çıkmış. Soda- maden suyu ve ekşili bamya yerine hazmetmek için, “Çankırı’ya bir çanta ile gelip, giden” iki kişiyi hedef almış ve yerel basından öğrendiğimize göre, İlbay paşamız, yemek sonrası ayrılırken ayaküstü kısa bir konuşma yaparak;
“Çankırı bizim. Çankırı’ya hizmeti biz yapıp, biz üreteceğiz. Sizler birlik ve beraberlik içinde olun. Çankırı’yı Çankırı’da yaşayan sizler kurtaracaksınız.
Çankırı’ya gelişimden bu tarafa icraatlarım ve şahsım hakkında bir sürü yazı yazıldı. İnceledim, Çankırı’da yaşayan insanlardan olmayan kişilerin Çankırı’ya hizmet verenlerin şevkini kıran yazılar uydurma yazılar olduğu kanaatine vardım.
Çankırı’ya bir çanta ile gelip, giden kimselere itibar etmeyin.
Çankırı bizim! Çankırı’yı Çankırı’da yaşayan insanlar, yani bizler geliştirip, kurtaracağız. Bizler birlik ve beraberlik içerisinde olursak, Çankırı’ya nifak sokmak isteyenler emellerine erişemezler. Çankırı için bir güçbirliği platformu oluşturulmuştur. Çalışmalara sarılalım!” demiş.
Siz kuşlara inanmayın, Sayın İlbay Paşamız, bu günlerde küfürbaz olan bu kuşlar, oysa her daim dalkavuktular ve cemaziyelevveleri bizce malumdur.
Çankırı’ya bir çanta ile gelip, giden ve itibar edilmeyecek kişilerin “yaren kebabından” sonra hazmetmeye iyi gelir diye kim söylediyse, yalan söylemiş, yanlış söylemiş, Paşam.
Hazım için siz yine soda limona ve de ekşili bamyaya devam edin. Sakın ha “takviyeli limonataya” bulaşmayın, Paşam.
Aman diyeyim aman, siz amanı bilir misiniz, Paşam.
Sakın kuşlara uymayın, inanmayın, siz kuşları boş verin. Kuşlar yalan söylüyor.
Hazım için soda-limon ve de ekşili bamyadan ayrılmayın.
Bize inanmıyorsanız! Selefinize sorabilirsiniz.
Hani gelir gelmez ilk icraatınız olarak, “kütükle” kaplanmış lojmanın bahçesine ne güzel keklik kümesi yapmıştınız ya, işte O selefiniz ve Çankırı’daki kamu ihalelerinin organizatörü ve o lojmanı “kütükle” kaplayan bacanağı, çok iyi bilirler sodanın ve ekşili bamyanın hazma nasıl iyi geldiğini.
Çok şey mi biliyoruz, Paşam? "Kütükleri" hiç merak etmediniz mi?
Siz sakın kuşlara uymayın, kuşları boş verin, Paşam. Kuşlar yalan söylüyor.
Çankırı’ya bir çanta ile gelip, giden ve itibar edilmeyecek kişilerin hazım için iyi geldiğini kim söylüyorsa yalan söylüyor.
Kuşlar yalan söylüyor, Paşam!
NOT: Vedat Beki'nin "Hodri Meydan" önerisine katılıyor ve böylesi bir tartışmayı ben de "şahsen" talep ediyorum. (İ.Z.)