Hüseyin Gülerce, Ahmet Hakan'a saçmalamış!
Ahmet Hakan, cemaatten ayrılan Hüseyin Gülerce ile görüştü...
Ahmet Hakan, Hüseyin Gülerce ile görüştü... İşte o görüşmenin Ahmet Hakan tarafından kaleme alınan notları...
- Ne oldu da Hizet'i bırakma noktasına geldiniz?
HÜSEYİN GÜLERCE: İlk sarsıntıyı '7 Şubat Krizi'nde geçirdim. Savcıların MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ı ifadeye çağırması olayı... Savcıların ifadeye çağırması sarsmadı beni. Devletin savcıları, millet adına bir şey görmüşlerdir, ifadeye çağırmışlardır. Burada bir şey yok. Sarsıntıyı ertesi gün Zaman gazeteini alınca geçirdim. Gazete bu haberi "Savcılar bugüne kadar hep haklı çıktı" diye veriyordu. Bu haber, bu şekilde Hocaefendi'den habersiz verilemez. İşleyişi biliyorum. Hocaefendi, Hizmet Hareketi'nin nabzını kılcal damarlarına kadar tutan bir insan. Bu başlığı mutlaka görmüştür ya da haberdar edilmiştir.
O haberin o şekilde verilmesinin anlamı neydi? Neden sizde sarsıntıya yol açtı?
HÜSEYİN GÜLERCE: Hocaefendi'nin çizgisi belliydi. Hangi hükümet olursa olsun hep destek olmuş, saygılı davranmıştır. Oysa MİT Müsteşarı'nın ifadeye çağrılmasına destek vermek, "Savcılar hep haklı çıktı" diye haber yaptırmak, hükümete resmen savaş ilan etmekti.
Bu konuyu konuşmadınız mı Cemaat'ten arkadaşlarınızla?
HÜSEYİN GÜLERCE: Üç gün sonra Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nda bir toplantıdaydık. Zaman gazetesinden Abdülhamit Bilici Bey de vardı o toplantıda. Ben orada "Savcılar daima haklı çıkıyor" diye başlık atmanın yanlış olduğunu söyledim. Gerekçelerini anlattım. "Bu başlık Hizmet'e zarar veriyor" dedim. İkna edici bir şey söylemediler. Savunma bile yapmadılar. Ben o zaman o haberin arkasında Hocaefendi'nin olduğunu anladım.
Ama buna rağmen Cemaat'ten kopmadınız.
HÜSEYİN GÜLERCE: Kopmadım ama sarsıntı geçirdim. İkinci sarsıntım Gezi'den sonra Zaman'da Başbakan Erdoğan'a yönelik hakaretlerin başlamasıyla gerçekleşti. İhsan Dağı, Mümtaz'er Türköne, Ahmet Turan Alkan gibi Hizmet'in içinden yetişmemiş arkadaşlar, eleştirinin de ötesine geçen yazılar yazmaya başladı. Bunların da Hocaefendi'den habersiz bir şekilde yayınlanması mümkün değildi.
Sizin açınızdan kopuş nerede başladı?
HÜSEYİN GÜLERCE: 25 Aralık'taki olayı görünce "Hizmet Hareketi, hükümete topyekûn savaş açmış" dedim.
Nasıl yorumladınız bu "topyekûn harekete geçme" olayını?
HÜSEYİN GÜLERCE: Bir savaşa girerken dost kuvvetler, düşman kuvvetler analizi yapılır. Gücünüz yeter mi böyle bir şeye? Buna bakılır. Baktılar ve güçlerinin yeteceğini düşündüler. Kendilerine güvendiler. "Erdoğan gitsin, AK Parti kalsın" planı çerçevesinde hareket ettiler. Erdoğan gittikten sonra AK Parti Meclis Grubu'ndan "Hizmet tandanslı" bir hükümetin çıkabileceğini umdular. Siyaseti bilen bir insan olarak bana bunu sorsalardı, asla böye bir şeyin olmayacağını söylerdim.
Cemaat sizce devleti ele geçirmek mi istiyordu?
HÜSEYİN GÜLERCE: Yönetime hâkim olmak istediler. Neden? Çünkü Türkiye için en iyisini, en güzelini kendilerinin yaptıklarına inanıyorlar. Diyorlar ki: Bizim yöntemimiz tek yöntem, dünyaya açılıyoruz, her şeyin en iyisi burada ve bunu engellemek ihanet... "Böyle güzel ve yararlı bir şeyi engellemeye çalışıyor AK Parti, bu nedenle ihanet ediyor" diye düşünüyorlar.
HİZMET'İN KAZANMA ŞANSI YOK BİTECEK
Cemaat'i bitirecek mi hükümet?
HÜSEYİN GÜLERCE: Böyle söyleyince Hizmet'in içindekiler "Hizmet bitmez" diyorlar. Çoğu şu anda ne olup bittiğini bilmiyorlar tabii.
Peki, ne olup bitiyor?
HÜSEYİN GÜLERCE: Hükümet şu anda Hizmet Hareketi'ni bitirmek için tüm cephelerde çok ciddi savaş veriyor.
Kazanma şansı yok mu Cemaat'in?
HÜSEYİN GÜLERCE: Bana göre yok. Ama Cemaat'teki arkadaşlar, kendi davalarının en doğru olduğunu düşünüyorlar. "Peygamberlerin yolundan gidiyoruz" diyorlar. "Hz. İbrahim ateşe atılınca pes etti mi" diyorlar. "Hz. Musa firavuna pes etti mi" diyorlar. Mesela Zaman yazarı Ali Ünal Bey, Bülent Arınç'a cevap verirken "Müminler münafıklardan özür dilemez" diye yazdı. İnanç planında Hizmet'e bir şey olmayacağını düşünüyorlar. Oysa Hizmet Hareketi"nin karşısına kocaman bir dağ çıktı. Onlar hâlâ küçücük bir tümsekle karşı karşıya olduklarını düşünüyorlar. "Bizim otobüsümüzün altı bile değmez, devam edelim, bu tümseği geçeceğiz" diyorlar.
Sizce ne olur? Dağılır mı Cemaat?
HÜSEYİN GÜLERCE: Bana göre dağılır. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Davutoğlu... Hepsi çok ciddi iddialarda bulunuyorlar. Bunları yok saymanız mümkün değil. Bu iddialardan herhangi biri doğru çıkarsa "Hizmet Hareketi" çok büyük yara alır.
Hangi iddia doğru çıkabilir? Mesela Fethullah Gülen'in "dinleme emri" verdiği iddiası mı?
HÜSEYİN GÜLERCE: Evet... Bazı polisler itirafçı oldu deniliyor. Ne derece doğru bilmiyoruz. Bazı polislerin Pensilvanya'ya gittikleri, talimatı bizzat oradan aldıkları söyleniyor. Bunlar kanıtlanırsa... Cemaat biter.
BEN DİĞERLERİ GİBİ DEĞİLİM
Cemaat yapısı içinde yıllarca önemli görevlerde bulunmuş bazı isimler, Cemaat'ten ayrılınca aleyhte konuşmalar yaptılar. Siz de onlar gibi mi oldunuz?
HÜSEYİN GÜLERCE: Bir-iki isim söyler misiniz?
Mesela Nurettin Veren adlı bir adam çıktı, sonra Latif Erdoğan... Siz de onlar gibi misiniz?
HÜSEYİN GÜLERCE: Bu bana büyük hakaret olur. Onların her birinin özel bir durumu var. Bünye içerisindeki çekişmelerin sonucunda ortaya çıkan durumlar. Benim için böyle bir şey söz konusu değil. Ben kimseyle çekişmedim ki.
'ABİLER DÜŞÜNÜR' DİYORLAR
Hüseyin Gülerce'den çok keskin bir Cemaat eleştirisi...
Şöyle diyor Gülerce:
+
Hizmet'ten bir arkadaşımız... Okumuş, mühendis olmuş... Soruyorum kendisine: "Ne düşünüyorsun" diye... "Bizim düşünmemize gerek yok, abiler ilettiler zaten bu konuyu" diyor...
Hizmet Hareketi'ni zaafa uğratan şeydir insanların düşünmemesi, eleştirmemesi ve sorgulamaması. Düşünmeyeceksin, sorgulamayacaksın ve eleştirmeyeceksin.
Yukarıdan bir şey geliyorsa bu kesin doğrudur.
Bu beni çok ürkütüyor. Bu yapı, bu zihniyet, Türkiye'nin yönetimine hâkim olsa ne olur? Allah korusun diyorum".