Vedat BEKİ
Haftayı burun farkıyla Rektör Savaş kapadı!
Geçtiğimiz haftaya damgasını vuran olayları sıralamaya kalktığımda öne çıkanlar arasında Üniversite Rektörü Prof. Savaş burun farkıyla da olsa, kasabanın şerifini geride bırakmayı başardı!
Rektör Savaş, son aylarda gösterdiği yüksek performans (!) ile Şerif Taytıs ile arasındaki mesafeyi büyük bir hızla kapattı ve ilerisi için hayli umut kaynağı haline dönüşme yolunda şahsımı ve kamuoyunu yanıltan eylemlere imza atmaya başladı!
"Uluyazı kayıyor mu?" haberimizle birlikte gündeme taşıdığımız gelişmeleri "soruyu soranları değil de" hal-hatır sormanın ötesine geçemeyenleri yanına alarak Uluyazı'da "Burada kayma mayma yok! Kayan bişey varsa o da dökülen hafriyattır" (!) şeklinde açıklaması, Rektör Savaş'ın sahip olduğunu söylediği ve idarecilerde olmazsa olmaz olarak şart koştuğu "eleştiriye tahammül" yetisinin kendisinde hiç mi hiç bulunmadığını da açığa çıkarmış oldu!
Hoş, Sözcü18 olarak bu durumu aylar öncesinde tespit etmiştik ama, yine de son olay, tespitti "tescilledi" (!)
Ne diyebilirim ki; Sözcü18'in karşısındaki "sürü"ye + 1 ilave olmuş! Ha bir eksik ha bir fazla!
ASIL TEHLİKE "BİLİMSEL KRİTERLER"DE (!)
Kasap dediğin müşterisine "sinirli kıyma", manav dediğin "çürük domates", gazeteci dediğin "yanlı haber" verirse çözüm, bir daha o adreslere uğramamakla bir şekilde hallolur.
Ancaaak; Karatekin Üniversitesi Senatosu, "bilimsel kriterler" başlığı altında bir karar alır ve bu karar çerçevesinde Kızılırmak ve Yapraklı'ya yüksek okul açarsa; bunun faturasını o kararı alanlar değil, bu ülke öder!
Hem de saçı bitmemiş yetim üzerinden!
Okuyucumuzun habere yaptığı yorum "kafayı mı yediniz" (!) belki endazeyi kaçırmış olabilir ama, benim de üslubumu yakından bilenler açısından şahsen katılmamamak elde değil!
Böylesi bir kararı alan "üniversite senatosu", ne hikmetse benzer kararları Ilgaz, Kurşunlu, Çerkeş ve Şabanözü ilçeleri için almıyor ya da a-la-mı-yor!
Uluyazı'da "hafriyat kayar"ken, Üniversite Senatosunda "akıl kayması" (!) nedense dile getirilmiyor!
Bırakınız dile getirilmeyi, kaleme aldığım bu eleştiri sonrası "kayma"nın bende olduğu dahi söylenirse hiç mi hiç şaşırmam!
"Kaderimdir" der, sineye çekerim!
Unutmadan Üniversitenin Prof.larına bir de buradan sorayım: "1. Ilgaz Felsefe Günleri"ni Kastamonu'da gerçekleştirirken hiç yüzünüz kızarmadı mı?
Bir sözüm de tescilli Ilgazlılar'a! "Çankırı'daki eşekler" yazımı mahkemelere taşırken, onlarcanız galiz küfürlerle bana saldırırken, böylesi bir yorum-habere "küfürleriniz mi bitti" yoksa, Çankırılı olduğunuzu mu unuttunuz? Hatta hatta Ilgazlılığınız mı tükendi?!
Göstermelik artist müsveddeleri!
* * *
Dedik ya burun farkıyla kasabanın şerifi geride kaldı! Aslında geride kalmadı, ben "es" geçtim!
Özellikle seçmece bir olayı, köşeme taşımayı içime sindire sindire yeğledim!
Şerif Taytıs, ağaç dikme işini alan arkadaşla "pazarlık" etmiş! Fiyatı biraz daha aşağıya indirsin diye!
Haberi "dijital cazgırlarda" (eskiden 1'di şimdi çok oldu) okuyunca tüylerim diken diken oldu!
Ilgaz - İndağı karayolunun 10 km'lik yapımında toza dumana karışan 4.7 milyon tl'nin hesabını sor(a)mayan Şerif Taytıs, kalkmış, üç kuruşun pazarlığını yapıyor!
Ve bu durumu da cazgırlar ellerinden geldiğince vatandaşa duyurma gayretine giriyorlar!
O taşeron fiyatı indirdiğinde, aradaki farkı kimden çıkaracak? Çalıştırdığı işçisinden. O işçi 30 tl günlük alırken ya 25 ya da 20 lirayla akşam evine gidecek!
Öte yanda elin oğlu 4.7 milyon tl'yi uçurdu gitti! Bizim Şerif Taytıs'ın uğraştığı işlere bak!
Klavye üzerinde elim kilitleniyor... Durumu izah etmek için cümle kuracak kelimeler aklıma gelmiyor!
* * *
"Evrakta sahtecilik yapanlar... Kimler mi?" spotu Cuma'dan Pazartesi sabahına kadar döndü durdu!
İl Milli Eğitim Müdürlüğünde yaşanan bir atama ile ilgili olarak hazırladığım haber öncesi, okuyucuyu hareketlendirme adına yaptığımız anons!
Bu anons, Çankırı'da birilerinin uykusunu fena kaçırmış olmalı ki, sağımdan solumdan beni rahatsız ettiler!
"Evrakta sahtecilik" (!) Bu iki kelime, sizlerin de yakından tanıdığı bir ismi fena terletmiş!
Pazartesi sabahı haberimizi yayına verdik de uykusu kaçanlar derinden bir "oooohhhh" çekti!
Fazla sevinmeyin beyler, çok yakında "aaaahhhhhh"larınızı cümle alem duyacak! Haberiniz ola!
Bayram haftasına girdiğimiz şu günlerde sağlıklı ve mutlu günler dilerim.