Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Çankırı ziyaretinde kimi neden azarladı?
Sözcü18 yazı ailesinin güçlü kalemlerinden araştırmacı-yazar Metin Yılmaz yine tarihin dehlizlerine girdi ve Cumhuriyetimizin kurucusu Yüce Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 1925 Ağustos'unda Çankırı'ya yaptığı ziyaretten önemli bir detayı yakaladı.
Atatürk ilk kez 23 Ağustos 1925 günü Çankırı’ya geldi. Aynı gün, öğleden sonra Çankırı üzerinden Kastamonu’ya geçti.
Atatürk, Kalecik’in Çandır Hanı'na geldiğinde dönemin Çankırı Valisi Cemil Bey, Çankırı milletvekilleri Talat (Onay), Ziya (İsfendiyaroğlu) ve Rıfat (Ünür) Beyler, Çankırı Belediye Başkanı Cemal Bey ve Çankırı'nın ileri gelenleri tarafından karşılanır.
Atatürk yurt gezilerinde ilk kez bir heyeti başında Panama şapkası ile selamlar. Ardından da Çankırı heyetine “Karşılamada niçin şapka giymediniz?" diye çıkışır. Kalabalık sükût edince, emir mahiyetinde “Kastamonu dönüşümde sizleri şapkalarınızla görmek isterim...” der.
Cumhuriyetin ilk Çankırı Müftüsü Ata Efendi’den hatıralarını dinleyen, o dönem öğretmen olan (Çankırı’nın Cumhuriyet dönemi 2. Müftüsü) Nami Efendi bugüne kadar hiçbir yerde yazılmayan şu bilgileri nakleder:
Atatürk’ün şapka emri üzerine Çankırı heyetinde önce büyük bir tedirginlik, sonra da telaşe yaşanır...
Hızlı istişare neticesi "Ankara’dan bulunabildiği kadar acil şapka temini için" bir ekip görevlendirilir. Hemen Ankara’ya hareket eden “Çankırı şapka temin ekibi” şimdiki Samanpazarı Çıkrıkçılar Yokuşunun gayri Müslim esnafından Panama'sına, Kanada'sına bakmadan bulduğu bütün şapkaları adeta silip süpürerek satın alıp Çankırı’ya döner.
Atatürk 31 Ağustos 1925 tarihinde Kastamonu ziyaretini tamamlayıp saat 17:00 sularında Çankırı’ya ulaşır. Çankırı’ya gelişinde Atatürk’ü karşılayan memurların ve esnafların başında Ankara’dan alel acele alınan “eğreti duran” şapkalar vardır. Müftü Ata Efendi de sarığını çıkartıp başına Panama modeli şapka giymiş, bunun üzerine Atatürk'ün, “Müftü Efendi ben din adamları için bu istekte bulunmamıştım!” ikazına muhatap olmuştur.
Detaylara girmeden, yazımızın asıl konusu olan Atatürk'ün Kastamonu’dan Çankırı’ya dönüşünde yaşanan ve özellikle Çankırı merkezdeki yaşlılar arasında bilinen ama bugüne kadar hiçbir yerde yazılı olarak bahsedilmeyen ikinci ve asıl hadiseyi yine Müftü Nami Mutlu Efendi'den naklen anlatalım:
Atatürk, Hükümet binasında memurları kabul ederek tek tek hal hatır sorduktan sonra Çankırı Ortaokulu’na (Taş Mektep) geçer. Atatürk ortaokula geldiğinde genç ve ateşli olduğu için Çankırılılar adına "hoş geldiniz" konuşması yapmak üzere seçilen Veteriner Tahsin Nahit Uygur kürsüye çıkar. Atatürk’e iltifat; önce patavatsızlığa, ardında da hezeyana dönüşür:
- Aziz Atam; Senin fikirlerine itimat ediyor ve yaşatıyoruz. Bu itimadımız o kadar yüksek ve sınırsızdır ki; işaret ettiğin her hedefe bütün mevcudiyetimizle korkmadan, çekinmeden yürürüz! Çünkü siz Peygamberlerin bile yapamadıklarını yaptınız!
Bu konuşmadan hoşnut olmayan Atatürk, kısa bir cevabi konuşma yapar. Atatürk, kendisinin bir beşer olduğunu, oysa "Peygamberleri Allah'ın seçtiğini" yüksek sesle ifade eder. Sinirli olan Atatürk, kalabalığa karşı bir şey söylemez ama konuşmasından sonra bu sinirle içeri girer. "Kim çıkardı bu densizi kürsüye? Hadsizlik bu!" diye çıkışır!
Vali Cemil beyi, "Gönderin derhal bu adamı buradan!" diye paylar.
Tahsin Nahit Uygur’un yol açtığı sıkıntıdan Belediye başkanı ve milletvekilleri de nasibini alır. Atatürk, Çankırı Belediye Başkanı Cemal beyin üzerindeki açık renkteki elbiseyi beğenmez, milletvekillerine de "Niye smokininiz yok?" diye fırça atar.
Tahsin Nahit Uygur valinin talimatıyla anında sırra kadem basar… Tahsin Nahit Uygur hadise yaşandığında 26 yaşındadır.
Çankırı Kütüphane memuru İsmail Vehbi Beyin oğlu olan Tahsin Nahit Uygur, Çankırı Türk Ocağı'nın kurucuları arasında yer almıştır.
Memuriyetini Çankırı dışında sürdüren M. Tahsin Nahit Uygur 14 Nisan 1954’de Demokrat Parti’den 10. Devre Çankırı Mebusu olarak Meclis’e girmiştir. Aynı seçimlerde CHP'nin adayı olan Ahmet Talat Onay; partileri farklı da olsa Uygur'un seçilmesi için büyük çaba göstermiştir.
Uygur görev yaptığı Kastamonu'da 1930 senesinde Çankırılı Tahsin Nahid ismiyle "Gazi için ÖZ DUYGULAR" kitabını yayınlamıştır.
1899 Doğumlu Tahsin Nahit Uygur, 1992 yılında vefat etmiştir. Ahmet Talat Onay, bizzat tanık olduğu bu hadiseye o günü anlattığı yazısında "işine gelmediği için" yer vermemiştir. Çünkü Tahsin Nahit'i hoşgeldin konuşması için seçip kürsüye çıkartan bizzat odur.