Ömer Lütfi KANBUROĞLU
Gazetelerin Seçmene Etkisi
Türkiye’de günde, ortalama 4 milyon adet gazete satılır. Bunların iktidarın leyh ve aleyhine yayın yapanlar diye ayırma imkânımız olsaydı, eleştirel mahiyetteki haberleri baz alarak baktığımızda 2 milyona yakını hükümetin lehine, bir o kadarı da aleyhine yayın yapar; yani, yarı yarıya. Aleyhte yayın yaptığı iddia edilen gazetelerin 2 milyon satış rakamının 1,5 milyonu Doğan grubu gazetelerine aittir.
Seçmen sayısının ortalama 50 milyon olduğu ülkemizde 2 milyon gazetenin “yalakalık” yapmaması bir şey ifade eder mi? Daha doğrusu o gazetelerin köşe yazarlarının “yalakalık yapmaması” bir şey ifade eder mi? Zaten hiçbir gazete artık haber verirken objektif davran(a)mıyor.
AKP’nin oy oranının son seçimde %40 olduğunu göz önüne alırsak hükümetin 20 milyon destekçisi olduğunu düşünebiliriz. Bu sayının sadece 2 milyonunun hükümetin lehine gazeteleri okuduğunu ve ona göre oy verdiğini düşünürsek geriye 18 milyon gibi hiçbir şey okumadan oy veren bir kitle kalır ki bu da kişilerin, oy verirken gazetelerden etkilendiklerini değil, gazete satın alırken düşüncelerine yakın olanları okumayı tercih ettikleri anlamına gelir.
Diğer bir deyişle, Türkiye’de satılan toplam 4 milyon gazetenin seçmeni etkileme olasılığı yok denecek kadar azdır bunun zaten yarıya yakını “yayın organı” gibi haber yapmaktadır. Bunları satın alan insanlar kendi siyasi görüşlerine destek vermek amacıyla almakta ve hatta bazıları okumamaktadır.
Öyleyse Sayın Başbakan’ın kürsüye her çıktığında özellikle köşe yazarlarından şikâyet etmesi nasıl bir amaca hizmet etmektedir? Hoş olmayan sonuçların sorumluluğunu yel değirmenlerine yüklemek olabilir mi amaç?
Seçmen sayısının 50 milyon olduğu bir ülkede 2 milyon gazete her gün sizi eleştirse ne olur? Bu, demokrasiye saygısı olan her ülkede anormal bir durumdur; çünkü demokrasi ile işleyen ülkelerde bu sayı 30-40 milyonlarla ifade edilir. Hiç kimse de bundan rahatsız olmaz; eğer gerçekten düzeltilmesi gereken bir şey varsa düzeltir, yoksa güler geçer.
İcraatın sorumluluğunu hata ve sevaplarıyla kabul etmek büyüklüktür, aksine davranışlar yanlışların giderek dağ gibi büyümesine neden olur ve sizi altından kalkamayacağınız noktalara getirir. Sürekli yel değirmenlerine saldırmaktansa onları buğday öğütmek için kullanmak daha faydalı olacaktır.