Fransa ajanları Dersim ile...
Dersim isyanını Hatay’ı geri almak isteyen Türkiye’ye karşı Fransa’nın kışkırttığı gündeme getirildi! Bu iddianın ciddi bir temeli vardır. Peki ama o sırada Suriye’ye hakim olan Fransa, Tunceli ile nasıl irtibat kurmuştu? Tarihçi Ahmet Efe, “Çerkez Ethem” adlı eserinde bu irtibatın nasıl sağlandığını inceliyor.
Atatürk, 1936 yılında Hatay meselesine bizzat el koymuştur. Ağırlaşan hastalığına rağmen her an Hatay için çalışmaktadır.
Dersim ayaklanması işte tam da bu sırada patlak verir.
* * *
Ahmet Efe, Dr. Suat Akgül’ün, “Dersim İsyanları ve Seyit Rıza” eserinden aktarıyor:
Fransa, Dersim isyanını organize ederek hem ta öteden beri beslediği Kürtlere bir otonomi veya bağımsızlık kazandırıp onların hamisi olma hem de Türkiye’nin dikkatini Hatay’dan çekerek kendi iç sorunları ile uğraşmasını amaçlıyordu. Öte yandan isyanın tüm Türkiye’ye yayılacak bir Alevi-Sünni çatışmasına dönüşmesi de Fransız istihbaratınca öngörülmüştü. Bu doğrultuda Hatay sorununun hız kazandığı yıllarda Fransızlar, ajanları İzzettin aracılığıyla Dersim’de dini lider ve aşiretler üzerinde etkisi olması sebebiyle Seyit Rıza ile ilişki kurmuşlardı.
O sıralarda Fransız gizli servisi kontrolünde bulunan Suriye merkezli Hoybun cemiyeti tarafından 1933 ve 1934 yıllarında Türkiye’ye gönderilen Ermeni Boğos ve M. Nuri Dersimi de uzun zamandır Dersim ve civarında birtakım gizli çalışmalar yapıyorlardı. Suriye’den özellikle Fransız istihbaratınca yönlendirilen Ermeniler, Dersim’in içlerine doğru yayılıyor, birtakım gizli ilişkiler içine giriyorlardı.
Dersim isyanından hemen önce Suriye sınırlarından Türkiye’ye kimliği bilinmeyen dört “komitacı” geçer. Bunlardan birisi Hozat’ta yakalanır. Ancak diğerleri Tunceli’nin içlerine doğru ilerler. İsyan da bu gelişmelerin hemen sonrasında patlak verir. İsyanın ilk hareketi Kahmut köprüsünün yakılması olayında da Ermeni asıllı Demirci Mustafa kullanılmıştır. İsyan sırasında Seyit Rıza’nın ele geçirilen çadırında yapılan aramada da Ermenice kitaplarla üzerinde Ermenice yazılar olan bir taç bulunur.
Dersim isyanının devam ettiği sıralarda, 16 Haziran 1937 tarihli Cumhuriyet, âsilerin yabancı bir devletin yardımını beklediklerini bildirir. Gazete, güneyden gelen casusların tahrikiyle çıkan isyanın elebaşılarının, halka; “İngilizler ve Fransızların yardıma gelecekleri, Arapların da kendilerine destek verdiği propagandasını yaydıklarını” belirtir.
Teslim olmadan önce sıkıştırılan isyanın elebaşı Seyit Rıza da, adamlarından Alişir’in İran ve Irak’a iltica ederek Fransa ve İngiltere hükümetlerinin yardımını dilemesini ister.
Dersim isyanının sönmeye yüz tuttuğu sıralarda, Suriye’den bir grup, isyanı yaymak ve bu yolla Tunceli’deki âsilere yardım etmek için Cizre üzerinden Türkiye’ye geçmeye çalışır. Fakat bunda başarılı olamayıp geride birkaç ölü bırakarak püskürtülürler. Ölenler arasında Şeyh Sait’in ağabeyi Şeyh Abdürrahim de vardır.
* * *
Yusuf Sarınay ise “Hoybun Cemiyeti ve Türkiye’ye Karşı Faaliyetleri” adlı araştırmasında Ağrı isyanında Hoybun Cemiyeti Yezidiler ve Nasturilerle de işbirliğine girişirken, Türkiye’den kaçan Çerkez Ethem ve Reşit Bey ile de Revandiz’de Seyit Taha’nın evinde bir görüşme yaparak anlaşma sağlamışlardı “ diyor.
Ahmet Efe, işte bu irtibatın Dersim isyanı öncesi Seyit Rıza ile de kurulduğunu anlatıyor. Kürt görünümlü bir Ermeni örgütü olan Hoybun’u Fransa istihbaratı finanse ediyordu.