‘FETÖ’ suçlamasıyla ihraç edilen hakim ve savcılar: Muhalifler tasfiye ediliyor
Darbe girişiminin ardından başlayan soruşturmalar kapsamında meslekten ihraç edilen bazı hakim ve savcılar, Gülen Cemaati’yle bağlantılı olmadıklarını, hükümetin krizi fırsata çevirdiğini savundu.
Birgün’den Burcu Cansu’nun haberine göre dün Yargıçlar Sendikası binasında bir araya gelen hakim ve savcılar, darbe girişiminin ardından 3 bin 400 hakim ve savcının meslekten ihraç edildiğini vurguladı.
‘Asıl cemaatçiler dışarıda’
Yargıçlar Sendikası Başkanı Mustafa Karadağ, ihraç edilenlerin cemaatle bir bağlantılarının bulunmadığını belirterek, durumu ‘muhaliflerin tasfiyesi’ olarak yorumladı.
2007 yılından beri yargıdaki cemaat yapılanmasını dile getirdiklerini söyleyen Karadağ, şunları kaydetti: “‘Cemaat yargısı sahte deliller üretiyor, soruşturulmalıdır’ dedik. Biz hiçbir zaman Gülen’e ‘Bitsin bu hasret’ demedik, hiçbir zaman ‘Fethullah Gülen bu ülkenin yetiştirdiği bir kıymettir’ demedik. Siyasi iktidar Gülen Cemaati’ni bu devletin içine soktu, hep elbirliği ile hukuksuzlukları yaptı. Gülen Cemaati devlete zarar verici bir eylem yapmış ise siyasi iktidar bu suçun ortağıdır. İki suç ortağından birisi diğerini soruşturuyor. Bu sözde soruşturmadır, asıl olarak cemaat ile ilişkisi olduğu söylenen insanlar hala dışarıdadır.”
‘Muhalifler susturuluyor’
Toplantıya katılarak cemaatçi olmadıklarını anlatan hakim ve savcılar özetle şöyle dedi:
Tuncay Elarslan: “Urfa hakimi olarak görev yaparken, soruşturmaya dahil edilerek, ihraç edildim. Şahsıma ve arkadaşlarıma yapılan FETÖ terör örgütü ile ilişkilendirmeyi tamamen onur kırıcı bir iftira olarak görüyorum. Siyasi iktidar FETÖ ile ilgisi olmayan muhalif kesime yöneldi.”
Zeynep Durmaz: “Ankara Mahkemesi hakimi olarak görev yaparken, 17 Temmuz’da gözaltına alındım. Adli kontrol şartı ile serbest bırakıldım. Eşim 25 Temmuz’dan bu yana tutuklu. HSYK kararında belirtildiği gibi FETÖ terör örgütü ile bir bağlantımız yoktur, zaten özel bir görevle görevlendirilmem gibi bir durum söz konusu değildir. Eşimin bazı dosyalarda hükümet aleyhine karar verdiği sebebiyle bu kapsamda değerlendirildiğini düşünüyoruz.”
Naciye Doğan: “Eşim Murat Doğan, Trabzon Bölge İdare Mahkemesi’nde görev yapıyordu, ben de vergi mahkemesinde görev yapıyordum. Eşim tutuklandı. Önce ben de tutuklandım ama itiraz üzerine serbest bırakıldım. FETÖ ile hiçbir alakamız yok. Her zaman hukuka uygun davrandık. Dosyamızda ne olduğunu öğrenemiyoruz. Eşimin dayısı Servet Bilgin Balyoz kumpasına uğramıştı, bu hukuksuzluğun karşısında dururken, eşim ve ben eşimin öz dayısına kumpastan yargılanıyoruz. Bu kabul edilemez. Muhaliflere böyle davranıldığını düşünüyorum.”
Murat Arslan: “Son 5 yıldır YARSAV Başkanı olarak görev yapıyorum. İlk KHK ile YARSAV kapatıldı. Daha sonra da meslekten men edildim. Darbe girişimini, Cumhurbaşkanı’nın da belirttiği gibi, Allah lütuf olarak ellerine fırsat verdi. Bu fırsatı değerlendiriyorlar. Yapılan operasyonlar cadı avına dönüştü. Tüm muhaliflerin susturulmasına yönelik operasyonlar devam ediyor. Darbe girişiminin bastırılmasının ardından demokrasi kazanmadı.”