Ömer Lütfi KANBUROĞLU
Esad bir yere gitmiyor ama sen?
“Esed’in gitmesine bir ay kaldı.”
“Esed’in gitmesine bir hafta kaldı.”
“Esed’in gitmesi sayılıdır, günler kaldı.”
Hatırlıyor musunuz bu sözleri?
Bu sözler dış politika dahilerimize ait.
Çok değil, bundan bir sene önce sayıklıyorlardı bu sloganları.
Kapımızı açıp Suriyeli ne kadar mülteci varsa Türkiye’ye çağırıyor, bir yandan da “100.000 mülteciden fazlasını bakamayız, 100.000 rakamını sınırdır” diyorlardı.
Bu rakam önce 200.000 oldu sonra 300.000, sonra 500.000 sonra?
Sonrası, artık saymıyoruz. Resmi rakamlarla 700.000’i geçti gayrı resmi rakamlarla 1 milyondan fazla Suriyeli mülteci var ülkemizde ama nerede olduğu bile belli değil.
Giren çıkan ise hak getire onları da sayarsanız 1,5 milyon civarında.
Bunlar bütün Türkiye’ye dağılmış durumda açlık ve sefaletle, soğukla mücadele etmeye çalışıyorlar.
Peki, büyük stratejistlerin ifadesiyle “Esed” bir yere gitti mi?
Hayır!
Olduğu gibi duruyor, gideceği filan da yok.
Hatta kendisine muhalif savaşan yedi düveli de önüne katıp Türkiye’ye kovalayacağı düşünülürse yakında bayağı bir Suriyeli mültecimiz olacak.
Türkiye beş kuruş yardım almadan sürekli bunlara bakıyor, peki nereye kadar? Şimdiye kadar harcadığı milyar dolarların haddi hesabı yok, ne için?
Kimse bilmiyor.
Türkiye bu sıkıntıyı ne için çekiyor?
Suriye’de demokrasi yokmuş.
Yahu sanki senin ülkende demokrasi var, bırak şimdi demokrasiyi filan, derdin ne?
Kış gelmiş millet soğuktan yakacak gaz bile bulamıyor, parası yok, işi yok, aşı yok “Suriye’de demokrasi yokmuş”.
“Esed” gitmeliymiş.
Sanki Beşar Esad iktidardan giderse Türkiye’ye bir şey olacak, bize ne kardeşim?
Sen dünyada Müslümanları ekmeğe muhtaç etme planlarının niye bir parçası oluyorsun, senin başka işin gücün yok mu?
Allah dış politikamızı, politikacıların şerrinden korusun.
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.