Erdoğan, yüzde 50 sınırında!
Cumhurbaşkanlığı seçimlerine sayılı günler kala son anket sonuçlarında fark giderek kapanırken ...
Bugün Gazetesi yazarı Yavuz Baydar Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi son oy oranları, anketler arasındaki çarpıcı ayrıntılar ve kritik değerlendirmelerini köşesine taşıdı.
İşte anketlere göre 'Erdoğan yüzde 50 çıtasının altında' diyen Baydar'ın tespitleri
İŞTE O YAZI:
'Erdoğan yüzde 50 çıtasının altında'
Washington'daki önde gelen Türkiye uzmanlarından, Prof. Henri Barkey, Al Monitor internet sitesinde yayınlanan 'Erdoğan cumhurbaşkanlığını kazanırsa ne olur' başlıklı analizini sonunda şu cümlelerle özetliyor:.
'Erdoğan cumhurbaşkanlığı alanı içinde yer almayan yetkileri de gasp etmek için açık biçimde ortamı hazırlıyor. Açıkçası Türkiye şu anda, Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı altında 'tek parti/tek adam' devletinden 'tek adam' devletine dönüşme olasılığıyla yüz yüzedir.'
Akla gelen-gelmeyen her türlü söylem ve yöntemle dantela gibi örülen bu 'fiili durum'un ne gibi sonuçlara yol açacağını birlikte izleyeceğiz.
Bu gidişe alkış tutanlar, övgü yağdıranlar, mazeret veya özür üretenlerden ziyade, sessizce seyredenler, tevekkül içinde boyun bükenler ileride nasıl bir Türkiye'de yaşayacaklarını hiç tahayyül ediyor mu, neyi öngörüyorlar, kestirmek mümkün değil.
Çetrefilli manzaraya ilerleniyor
Şu kesin: Bu 'kuzuların sessizliği' hali -özü itibarıyla- 7 Kasım 1982 tarihli 12 Eylül Anayasası referandumunda yaşanmıştı. O dönemde ağır basan temayül, ülkenin bunca yıla rağmen hâlâ demokrasiye kavuşamayışını da beraberinde getirmişti.
Şimdi, değişmemiş, ülke kapılarını hep otokrasiye açık tutmuş bu anayasal zemin üzerinden bir başka 'sessizliğin sesi' ile iyice çetrefilli bir manzaraya ilerleniyor.
Yaşanan idari ve hukuksal skandallara rağmen, çürümüş 12 Eylül düzenine son vermek amacıyla bir zamanlar yola çıkmış AKP kurucularından, 'akillerinden' tık yok. Yarın öbür gün çıkacak sesler için 'artık çok geç' olacağını acaba hiç düşüneni var mıdır aralarında?
Partinin kurucuları içinde yer alan, Doğu Kürtleri’nin en köklü ailelerinden gelen, hukukçu kimliğiyle tanınan Dengir Mir Mehmet Fırat'ın istifası, 'hâlâ akıl ve vicdan kalmış galiba' diye düşündüren bir işaret yine de.
Bir dönem kapanmaktadır
İstifası ardından şu açıklaması not etmeye değer:
'Bir parti kurulurken programı, tüzüğü bir nevi sosyal bir kontrat anlamındadır. Bu hatta oy verenlerle de yapılmış bir sosyal kontrattır. Siz orada hedeflerinizi ortaya koyarsınız, bunun etrafında herkes mutabık kalır ve bir siyasi parti kurulur. Şimdi verilen bu kontratın şartları yerine getirilmiyorsa ya da ona aykırı hareket ediliyorsa o zaman bu kontrat bozulmuş addedilir. En son 2007-2008’deki Anayasa taslak çalışmasında başkanlık sistemine değil, parlamenter sisteme vurgu yapılmıştı. Cumhurbaşkanının yetkileri de sınırlandırılmıştı. O zaman sormak gerekir, ne değişti, böyle bir değişim için niye gerek görüldü? Bana göre toplumla AK Parti’nin yapmış olduğu kontrat münfesih haldedir.'
Fırat bu noktada haklıdır: 18-25 Aralık 2013 arasında yeni anayasa müzakerelerinde masayı 'istediğimiz başkanlık sistemi olmuyor' diye deviren AKP, adı aynı kalsa bile artık bambaşka bir partidir.
İşlevi artık Erdoğan'a tamamen endeksli olacak, onun 'tek adam' yönetiminde tamamen araçsallaşacaktır.
Böyle bir partiden demokrasi çıkması artık mümkün değildir.
Bir dönem kapanmaktadır.
Peki, seçime yaklaşık 10 gün kala 'sessiz çoğunluk' oyları ne durumda?
Abdülkadir Selvi, dün Yeni Şafak'ta KONDA'nın Erdoğan'a sunduğu seçim nabzını açıkladı. Buna göre Erdoğan yüzde 55, İhsanoğlu yüzde 38, Demirtaş da yüzde 7 seviyesinde.
Bu rakamlar kararsızları dağıtmış mı, yurtdışı oyları içeriyor mu, ek bilgi göremedim.
Araştırma kuruluşu MetroPoll'un verileri ise durumu o denli 'çantada keklik' göstermiyor. MetroPoll Genel Müdürü Özer Sencar'dan aldığım verilere göre hazirandan bugüne kadar yapılan üç araştırma, Erdoğan'ın oylarının yüzde 51.5'ten 50'nin altına düştüğünü gösteriyor.
19-21 Temmuz arasında yapılan son nabız yoklamasına göre kararsızlar dağıtıldıktan sonraki durum şu:
Erdoğan yüzde 49.7, İhsanoğlu 41.4, Demirtaş 8.9.
Bu düşüş devam edebilir mi? Sencar'a göre üç asli faktör var:
* MHP seçmeninin yaklaşık dörtte biri hâlâ İhsanoğlu'na 'ikna olmuş' değil. Buradan AKP'ye ek kayma ihtimali yüksek. Eğer Bahçeli sahaya inerse durum değişebilir.
* Yurtdışı oyları pek çok araştırmacı için ölçüm dışı.
* Demirtaş'a Kürt dışı kesimlerden gelecek taktik oy desteği Erdoğan'ın şansını azaltacaktır.