Erdoğan termik santrallerle ilgili filtre düzenlemesini iptal etti!
AKP Sözcüsü Ömer Çelik, 15 termik santrale filtre takılmasını erteleyen yasayı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın doğru bulmadığını ve veto ettiğini söyledi.
Türkiye’nin çeşitli illerine dağılmış durumdaki yaklaşık 15 termik santralin baca filtrelerinin takılmasını 2,5 yıl daha erteleyen kanun teklifi AKP ve MHP’lilerin oylarıyla kabul edilmişti.
Tartışmalara neden olan yasayla ilgili AKP Sözcüsü Çelik’ten açıklama geldi. AKP’nin MYK toplantısı sürerken kameralar karşısına geçen Çelik, 15 termik santrale filtre takılmasını erteleyen yasayı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın doğru bulmadığını ve veto ettiğini söyledi.
“İNSAN SAĞLIĞININ ÖNÜNE GEÇMEMESİ GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYOR”
Cumhurbaşakınımız, insan sağlığının devletin başta gelen Anayasa görevi olduğunu söylüyor. Anayasa’nın 56 maddesinde de herkesin sağlıklı ve dengeli bir şekilde yaşama hakkına sahip olduğunun altı çiziliyor. Çevreyi geliştirmek, çevre kirlenmesini engellemek devletin ve vatandaşların ayrı ayrı ödevidir ve bu husus hüküm altına alınmıştır. Cumhurbaşkanımız devletin enerji ihtiyacını karşılanması zaruriyetini insan sağlığı ve çevre korunmasının önüne geçmemesi gerektiğini ifade ediyor. Kuşkusuz sayın Cumhurbaşkanımız devletin ve ülkenin başı olarak enerji ihtiyacının karşılanması, ülkemizin dünyada önemli bir enerji oyuncusu olması konusundaki politikaların hem mimarı hem de güçlü bir takipçisidir. Fakat bu politikaları takip ederken ve uygulamaya koyarken bunların sonuçlarını insan sağlığı ve çevresini koruma amacının önüne geçmemesi gerektiğini ifade ediyor. Daha önce 7 yıllık bir geçiş süreci verilmişti. Bu uyum için yeterli olmamış. İncelenen süreçte bu kanuna ek 2,5 yıl daha eklenmiş ve bunun uzatılması planlanmıştır. Cumhurbaşkanımız ülkemizin enerji ihtiyacının karşılanması zaruretinin, insan sağlığının önüne geçmemesi gerektiğini düşünüyor ve bu yüzden düzenlemeyi veto etmiştir” dedi.
ADİL ÖKSÜZ’ÜN YERİ
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun 15 Temmuz 2016’da düzenlenen darbe girişiminin bir numaralı şüphelisi olduğu belirtilen firari Adil Öksüz’le ilgili açıklamasına da değinen Çelik, “İçişleri Bakanımızın Adil Öksüz ile ilgili yaptığı açıklama. Tabii ki yeri söyleyemeyiz. Devlet bilgisi olduğundan paylaşılması doğru olmaz. FETÖ’ye dönük mücadelede herhangi bir yavaşlama yoktur. Kim nerede biliyoruz, ele geçirmeye çalışıyoruz, iade istiyoruz. Bu örgüt devletin kılcal damarlarından tamamen temizlenene kadar mücadelemiz sürecektir” dedi.
CUMHURBAŞKANLIĞI'NDAN AÇIKLAMA
İletişim Başkanlığı, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından veto edilen söz konusu kanunun TBMM Başkanlığı'na geri gönderilmesininin nedenlerine ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, TBMM Genel Kurulu'nca 21 Kasım 2019 tarihinde kabul edilen, 7193 Sayılı 'Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un incelendiğine işaret edilerek şöyle denildi:
"Bu kanunda, diğer düzenlemelerin yanında, Elektrik Üretim Anonim Şirketi veya bağlı ortaklık, iştirak, işletme ve işletme birimleri ile varlıklarına, Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun kapsamında oluşturulacak kamu üretim şirketlerine ve kamu üretim şirketlerine ait üretim tesislerine, bunlardan özelleştirilenlere ve daha sonra özelleştirilecek olanlara, çevre mevzuatına uyum kapsamında gerçekleştirecekleri yatırımlar ile çevre mevzuatı açısından gerekli izinleri tamamlamaları amacıyla 31 Aralık 2019 tarihine kadar tanınan sürenin nihayetinde 30 Haziran 2022 tarihine kadar uzatılması öngörülmektedir."
Değişiklik öngörülen düzenlemenin ilk olarak 14 Mart 2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun geçici 8'inci maddesinde yer aldığı, maddede belirtilen şirketlere çevre mevzuatına uyum kapsamında gerçekleştirecekleri yatırımlar ile çevre mevzuatı açısından gerekli izinleri tamamlamaları amacıyla 31 Aralık 2018 tarihine kadar süre verilerek, bu sürenin 3 yıla kadar uzatılabileceği yönünde Bakanlar Kuruluna yetki tanındığı hatırlatıldı. Anayasa Mahkemesinin 22 Mayıs 2014 tarihli kararı ile anılan düzenlemenin iptal edilmesi üzerine 4 Haziran 2016 tarihli ve 6719 sayılı Kanunun 25'inci maddesiyle geçici 8'inci maddenin yeniden düzenlendiği ve bu defa şirketlere tanınan sürenin 31 Aralık 2019 olarak belirlendiği kaydedildi.
"7 YIL YETERLİ BİR SÜRE"
Açıklamada şöyle denildi:
"Enerji ihtiyacının sürekli olduğu ve artarak devam ettiği, enerjinin ve dolayısıyla enerji sektörünün ülkemizin hedefleri ve gelişimi için hayati önem arz ettiği hususları göz önüne alındığında, elektrik üretim tesislerinin varlığının korunmasının ve desteklenmesinin devletin temel politikalarından biri olması gerektiği şüphesizdir. Nitekim 6446 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 2013 yılından 2019 yılı sonuna kadar çevre mevzuatının gerektirdiği yükümlülükleri yerine getirmeyen şirketlere yaklaşık 7 yıl süre tanınması da bu yaklaşımın bir tezahürüdür. Verilen sürenin, yatırımcı şirketler bakımından hem finansal, hem teknik gereklilikleri karşılama konusunda yeterli olduğu açıktır. Bununla birlikte, insan sağlığı ve çevrenin korunması da devletin başta gelen Anayasal ödevi ve herkesin insani görevidir. Nitekim Anayasanın 56'ncı maddesinde, herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğu belirtilmiştir. Çevreyi geliştirmenin, çevre sağlığını korumanın ve çevre kirlenmesini önlemenin devletin ve vatandaşların ödevi olduğu hususu da hüküm altına alınmıştır. Devletin çevreyi koruma ödevi gerekli mevzuatın yürürlüğe konması ve mevzuata uygunluğun denetlenmesi suretiyle yerine getirilir. Vatandaşlar ise bu mevzuatın gerektirdiği yükümlülükleri yerine getirmekle sorumludur. Ülkemizin enerji ihtiyacının karşılanması zarureti, insan sağlığı ve çevrenin korunması amacının önüne geçmemelidir."
"ÇEVREYİ KORUMA ÖDEVİYLE BAĞDAŞMAZ"
Günümüz şartlarında çevre kirliliğine yol açmadan, özellikle hava, su ve toprak kalitesini bozmadan da enerji üretiminin gerçekleştirilmesinin mümkün olduğuna dikkat çekilerek, "Hal böyle iken, evvelce elektrik üretim şirketlerine tanınan ve esasen yeni mevzuata uyum sağlama ihtiyacından kaynaklanan yaklaşık 7 yıllık geçiş süresi, uyum için yeterli olmasına rağmen, incelenen kanunla bu sürenin nihayetinde 2,5 yıl kadar daha uzatılması devletin insan sağlığı ve çevreyi koruma ödevi ile bağdaşmayacaktır. Devletin bu meseleye hem yatırımcıyı hem vatandaşını koruyacak bir anlayışla yaklaşması, düzenlemeleri buna göre gerçekleştirmesi gerekmektedir. Bu sebeple, incelenen Kanunun 50'nci maddesinin yeniden değerlendirilmesinde fayda görülmektedir. Yayımlanması yukarıda açıklanan gerekçelerle uygun görülmeyen 7193 sayılı 'Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun', 50'nci maddesinin TBMM'ce bir kez daha görüşülmesi için, Anayasa'nın 89 ve 104'üncü maddeleri uyarınca ilişikte geri gönderilmiştir" denildi.