Erdoğan, sezaryenle doğuma da karşı olduğunu belirterek, “Bu milleti dünya sahnesinden silmek için sinsice bir plan olduğunu biliyoruz” değerlendirmesini yaptı. Erdoğan, partisinin kadın kollarının dünkü büyük kongresinde şunları söyledi:

 

 

Ben sezaryenle doğuma karşı olan bir başbakanım. Bunun özellikle planlı yapıldığını, ülke nüfusunun artmaması için atılan adımlar olduğunu biliyorum. Bunun bir taraftan da kendilerine mali kaynak teşkil etmesi için atılan adımlar olduğunu biliyorum, bununla bu ülkenin nüfusu bir yerde donduruluyor. Kürtajı bir cinayet olarak görüyorum. Bu ifademe karşı çıkan çevrelere, medya mensuplarına da sesleniyorum. Yatıyorsunuz, kalkıyorsunuz Uludere diyorsunuz, her kürtaj bir Uludere’dir diyorum. Anne karnında bir yavruyu öldürmenin doğumdan sonra öldürmeyle ne farkı var, soruyorum size. Bunun mücadelesini hep birlikte vermeye mecburuz. Bu milleti dünya sahnesinden silmek için sinsice bir plan olduğunu biliyoruz. Genç, dinamik nüfusa ihtiyacımız var. Bilesiniz ki insan ekonominin temelidir, insan varsa sermaye, emek var, insan varsa tüketim, üretim var. İnsan yoksa bunların hiçbiri yok. Onun için çok gayret edeceğiz, genç nüfusu artırmanın gayreti içerisinde olacağız. Aksi takdirde 2037’de ihtiyar bir nüfusla gerileme dönemine başlarız.

 

 

BDP’nin, PKK’nın oy deposu olmaktan oraları çıkaracağız. Benim Güneydoğu, Doğu’daki kardeşlerim PKK’nın tehditlerine de Allah’ın izniyle bir gün gelecek ‘Dur’ diyecekler. Çünkü ‘Her gün ölmektense bir gün ölürüz’ diyecekler. Bu meselenin çözüm yoluna girmesinden sadece terör örgütü, sadece onun siyasi uzantıları rahatsız değil. Bazı ülkeler, çevreler, odaklar da rahatsız. Sadece silah tüccarları değil, terör örgütünü bir taşeron olarak kullanan Türkiye düşmanları bundan rahatsız.

 

 

Diyarbakır’da partimizin ilçe başkanının kaçırılması üzerine, BDP’li bayan milletvekili, ‘Bu tür şeyler savaş süreçlerinde olabiliyor’ diyor. Aynı BDP milletvekili geçtiğimiz yıl, Hakkâri’de 24 askerimizin şehit edilmesinin ardından da benzer bir tavır ortaya koymuştu. Bu ne biçim yaklaşımdır? Yani asker, polis şehit edilince normaldir, AK Partili yönetici kaçırılınca, şehit edilince normaldir, ama BDP yanlısı, PKK önderi öldürüldüğü zaman anormaldir. Bunlara destek çıkan medyaya da sesleniyorum. Siz bu ülkede neyin avukatlığına soyunduğunuzun farkında mısınız? Terörle mücadele sürecinde güvenlik güçlerimizin yaptıkları hatalar için dünyayı ayağa kaldıranlar, teröristlerin askerimize, masum sivillere, AK Partililere karşı giriştikleri saldırıları normal görüyorlar. Bunun üzerinde ben tüm kardeşlerimin düşünmesini istiyorum. Hassasiyetle durmanızı istiyorum.

 

 

Hiç bir zaman PKK sorunu ile Kürt sorununu birbirine karıştırmayın. Kürt sorunu bitmiştir, artık benim Kürt vatandaşlarımın sorunları vardır. O sorunu da biz zaten her geçen gün bitiriyoruz, onun için ortaya bir proje koyduk, bu projenin adı da Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi’dir. Bu kardeşliği ne PKK ne de PKK’nın kuklası, oyuncağı olan BDP bozamayacak.     

 

 

Ak Parti Genel Merkez Kadın Kolları 3’üncü Olağan Kongresi’nden sonra İstanbul’a gelen Başbakan Tayyip Erdoğan, Ataşehir’e geçerek yapımı süren Mimar Sinan Cami inşaatında incelemelerde bulundu. İnşaata ilişkin görevlilerden bilgi alan Erdoğan baret taktı. Yarım saat süren incelemenin ardından Erdoğan, işçilerle fotoğraf çektirdi. Batı Ataşehir Şirin Taksi durağında şoförlerle sohbet eden Erdoğan, yolda gördüğü bir aileyle de konuştu ve çocuklarına oyuncak hediye etti.