Erdoğan Gülen'e seslendi: Ey Hoca bu ülkeyi karıştırma
Başbakan Erdoğan Burdur mitinginde konuştu, Fethullah Gülen'e seslendi. Erdoğan, konuşmasında 1960 darbesinin ardından Eskişehir'de halka dağıtılan Eskişehir Örfi İdare Kumandanlığının belgesini de gösterdi.
Burdur mitinginde halka hitap eden Başbakan Erdoğan, sosyal medyada yayınlanan ses kayıtlarına değindi. Erdoğan, "Onlar montajcı, montajcı. Yalancının mumu yatsıya kadar yanarmış, ama bunlarınki yatsıya kadar sürmedi, geldi bir saba rüzgarı bunu aldı götürdü, söndü" ded
Başbakan Erdoğan'ın konuşmasının satırbaşları:
- Bu adı paralel yapı olan virüs bizi, birliğimizi bölmek için ortaya çıktı. Ama başaramayacaklar. Sizin bu birliğiniz, sizin bu beraberliğiniz, sizin bu kardeşliğiniz, sizin yeniden büyük Türkiye anlayışınız buna fırsat vermeyecek
- Eski Türkiye demek yeniden koalisyon dönemleri demektir, yeniden kriz demektir, kaos demektir, yeniden gerilim, bunalım demektir. Eski Türkiye demek yolsuzluk, yoksulluk demektir, yeniden yasaklara dönüş demektir. Eski Türkiye demek, içine kapanmış, iddiaları olmayan, hedefleri olmayan, projeleri olmayan dünyada esamesi okunmayan bir Türkiye demektir.
MENDERES'LE İLGİLİ BELGEYİ GÖSTERDİ
-Şimdi bakın ben size burada tarihi bir belge göstereceğim. Bu belge çok çok önemli. CHP’nin genel müdürünün o sahte montaj belgelerine benzemez. Sizlerle birlikte bizi TV başında izleyen aziz milletimin dikkatlerine sunuyorum. Zira CHP’nin bu genel müdürünün geçmişi de böyleydi. Ve zaten onların yayın organlarında bunlar özellikle yayınlanmıştı."
"Eskişehir Örfi İdari kumandanlığının tebliği bu, 1960 müdahalesinin hemen sonrasında halka dağıtılıyor bu. Ne demek? Yani sıkı yönetim kumandanlığı tebliği. Diyor ki, “Ankara’daki bütün hükümet erkanı ve demokrat parti başkanları, yabancı memlekete kaçarken yakalanmışlardır. Beraberlerdir, şuna bakın Allah aşkına, 12 uçak dolusu altın mücevherat parayı kaçırmakta iken yakalandılar”
"Adnan Menderes ve sabık reisi cumhurbaşkanı Celal Bayar, askeri kumandanlık bakımından tevkif edilmiştir. Bu havadisi basıp yayınlamalıdır. Vatanseverliğinize hitap ediyoruz. Bitmedi. Demokrat Parti il ilçe ve bucak başkanlarının kaçmalarına mahal vermeden tevkif edilmelerini ve askeri kuvvetler gelinceye kadar salınmamalarını rica ederim. Bedii Kireçtepe."
27 MAYIS'TE NE YAPILDIYSA AYNISI YAPILIYOR
-54 yıl önce 27 Mayıs müdahalesinin öncesinde ve sonrasında her ne yapıldıysa işte bugün de aynı senaryo uygulanmaya, aynı tuzak kurulmaya çalışılıyor. O gün hangi manşetler atıldıysa bugün de tıpa tıp aynı manşetler atılıyor. Hiç fark yok, değişen bir şey yok. O gün merhum Menderes ve arkadaşlarına hangi iftiralar atıldıysa bugün de montaj ses kayıtlarıyla aynı iftiralar atılıyor, o gün nasıl sokaklar hareketlendirildiyse gençler sokaklara döküldüyse vandallık nasıl körüklendiyse bugün de tıpatıp aynısı yapılmak isteniyor. O gün CHP nasıl ülkeyi gerilime sürüklediyse, nasıl ülkeyi tahrik ettiyse, darbeye nasıl zemin hazırladıysa aynı CHP bugün de tıpa tıp aynı rolü oynuyor. Türkiye'ye bir kez daha ağır bir bedel ödettirmek istiyorlar, Türkiye'ye bir kez daha ağır bir fatura ödettirmek istiyorlar. Türkiye ekonomisini bir kez daha uçuruma sürüklemek, Türkiye'yi yoksullaştırmak istiyorlar. Biz bunlara rağmen 230 milyar dolardan, 800 milyar dolara çıkardık.
EY HOCA BU ÜLKEYİ KARIŞTIRMA
-Ey hoca, eğer bir yanlışın yoksa Pensilvanya'da durma. Senin vatanın Türkiye ise buyur Türkiye'ye, vatanına gel. Siyaset de yapacaksan çık meydanlarda siyaset yap ama bu ülkeyi karıştırma, huzurunu bozma. Ulusal güvenliğimizi tehdide yönelik birçok provakatif eylemelerin içinde bulunma.
TÜRKİYE'NİN BAĞIMSIZLIĞI'NA SALDIRIDIR
-Ulusal güvenliğimizi tehdit etme. Bu iş artık istiklal mücadelesidir. Çok ciddi saldırılarla karşı karşıyayız. Bu saldırı benim şahsıma yönelik bir saldırı değildir. Benim aileme, ardaşlarıma ve hükümete değil. Türkiye'nin bağımsızlığına yapılan bir saldırıdır.
Çıkmış diyorlar ki 'Türkçe olimpiyatlarında hocamızı övüyordun' diyorlar, evet övüyorduk, ama o zaman bunu bilmiyorduk, iyi niyetli düşünüyorduk hep. Yasalar çerçevesinde onlara gereğini yapacağız. Bu mücadele artık bir istiklal mücadelesidir. Çok ciddi bir saldırıyla karşı karşıyayız.
Bu saldırı sadece benim şahsıma, aileme yönelik değildir, bu saldırı Türkiye Cumhuriyetine yönelik bir saldırıdır. Selam diye bir örgüt uydurmuşlar, tamamen hukuksuz bir biçimde 3 yıldan fazla bir süre binlerce kişinin -kendileri hariç- telefonunu dinlemişler. Birbiriyle ilgili olmayan, siyasetçi, sanatçı, genelkurmay, gazeteci, başbakan, cumhurbaşkanı...
SİZDEN BUNLARI DİNLEMENİZİ KİM İSTEDİ?
Üç yıldan fazla bir süre, Selam Örgütü adı altında Mavi Marmara şehitlerinin ailelerinin telefonları da dinleniyor. Şu alçaklığa, ihanete bakar mısınız? Bunu niye dinlerler, soruyorum niye dinlerler? Sizden bunları dinlemenizi, takip etmenizi kim istedi? Ne adına dinlediniz? Neye hizmet etmek için dinlediniz? Amaç şantaj...
Türkiye Cumhuriyeti'nin Enerji Bakanını Selam örgütünün üyesidir diye listeye alıp telefonunu dinliyor. Enerji Bakanı diğer ülkelerinin bakanlarıyla enerjiyi ilgilendiren konularda gizli görüşmeler yapar. Kayıtları depolayıp, bir yerlere servis ediyorlar.
HANGİ ÜLKE ADINA DİNLEMELERİ YAPTIN?
-Bu ülkenin milletvekilleri, CHP başta olmak üzere MHP ne diyorlar? Bizi de dinlediler. Peki sizi dinlediler de biz internet yasasını getirince niye karşı çıktınız? Çünkü hesap başka. Savcıya soruyorum, sen hangi ülke adına bu dinlemeleri yaptın? Polise de soruyorum, tabii polis derken tüm polisleri değil bu işi yapanları kastediyorum, o dinlemeleri, ey polis sen hangi ülke adına yaptın? Benim ülkemin, Türkiye Cumhuriyeti'nin en mahrem bilgileri başka ülkelerin adına çalışan casuslar tarafından dinleniyor, servis ediliyor ve bu ülkenin savcısı, hakimi hala buna kayıtsız kalıyor.
ÜLKENİN MAHREM BİLGİLERİ BAŞKA ÜLKELER ADINA...
-Benim ülkemin en mahrem bilgileri başka ülkelerin adına çalışan casuslar tarafından dinleniyor, servis ediliyor ve bu ülkenin savcısı hakimi buna kayıtsız kalıyor. Benim yanıma polis olarak gelen, bizim yetiştirdiğimiz emniyet müdürü, emniyet amiri komiseri benim ofisimin bakıyorsunuz, en mahrem yerine böcek yerleştiriyor ve beni dinliyor. Şimdi CHP’nin genel müdürü diyor ki kontrol et. Casusluk ajanlık denen bir olay var. Adam yargıda polisin içinde yargılanmış. Sen diyorsun ki devletin polisi, ona güvenmeyeceksin, buna güvenmeyeceksin, müdahaleyi yapınca da bağırıp çağırıyorsun. Şimdi yakaladık, tespit ettik, yargı sürecini başlattık. Bir tanesi kaçtı, öbürü gidip geldi. Bunların sayısı artacak.
İstanbul başsavcısı bu sayılar artabilir diye açıklama yaptı. Bunlara karşı bizler sessiz durabilir miyiz?
OKYANUS ÖTESİNDEN MONTAJ SES KAYDI VERDİ
-Okyanus ötesinden CHP'nin Hocası, bu Genel Müdür'ün eline bir montaj ses kaydı verdi. Önceki rezaletlerden ders almayan Genel Müdür, şimdi de eline tutuşturulan bu montajla işi idare etmeye çalışıyor. Çünkü bu senaryoda Hocası ona bu görevi verdi.
YOĞUN BAKIMDA İDDİALARINA BÖYLE YANIT VERDİ
Erdoğan, Burdur mitinginde de sosyal medyada yayılan yoğun bakımda olduğu iddialarına değindi, şu açıklamayı yaptı:
"Bir tane gazetede, sosyal medyada çıkmış bir tane haber yazmış, duydunuz mu? Ben yoğun bakımdaymışım. Dün MGK’daydım, hemen yoğun bakıma soktular beni, şimdi buradayım. Buradan da Uşak’a gidiyorum. Artık nelerden medet umuyorlar. Ya montaj, ya iftira, ya öldürecekler ya kaldıraklar kendilerine göre. Allah’ın verdiği canı kimse Allah’tan başka alamaz. Şu can şu tende olduğu sürece biz milletimize, vatanımıza hizmet etmeye devam edeceğiz"