Elazığ Cezaevi'ndeki işkenceye 67 bin TL tazminat
Anayasa Mahkemesi, Elazığ Cezaevi'nde tek kişilik odasında 10'un üzerinde gardiyan tarafından şiddete uğradığını iddia eden Yasin Güngör isimli hükümlünün başvurusunu karara bağladı.
6 yıl 3 ay cezasını çekmek üzere Elazığ Cezaevi’nde bulunan Yasin Güngör, 4 Mayıs 2018 günü Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazdığı dilekçede, kurum personeli tarafından kendisine şiddet uygulandığını kaydetti.
KOMŞU ODALARDAN DAYAK SESLERİ
2 Mayıs 2018 günü akşam saat 19:00 sıralarında koridordan sesler gelmesi üzerine, odanın kapısına yanaştığını, gardiyanların saldırısı sırasında çıkan sesleri işittiğini, acil butonuna bastığını anlattı. Yasin Güngör, gözlem penceresinden kendisine bakan ve hakaret eden memurlara durumu öğrenmek istediğini söylediğini, akabinde tek başına kaldığı odasının kapısının açıldığını ve odasına 10'un üzerinde gardiyanın girdiğini belirtti.
"HİÇBİR ŞEY SORMADAN VURMAYA BAŞLADILAR"
Güngör, hiçbir şey sorulmadan, söylenmeden kendisine şiddet uygulandığını, yere düşmesine rağmen dakikalarca şiddete maruz kaldığını, küfredildiğini, tehdit edildiğini, birçok yerinden yaralandığını, hayati bölgelerine darbe aldığını ve bilincini kaybettiğini aktardı.
Yasin Güngör, kurum bünyesinde can güvenliğinin olmadığını, alenen işkence edildiğini belirterek suç duyurusunda bulundu. Görüş esnasında durumu farkeden eşi de benzer bir dilekçe yazdı.
SOMUT BULGULAR RAPOR EDİLDİ
Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlattı. Adli muayenede baş ön kısımda kanlanma, travmaya bağlı kılcal damar hasarı, gözü çevreleyen yapıda ekimoz, kanlanma, sol elde sıyrıklar, sağ pazu kemiği arka tarafında kanlanma, sağ dizde kanlanma, sağ ayak bileğinde kanlanma, sol dirseğin ön tarafında kanlanma vb tespit edildi.
Soruşturma kapsamında kurumun 2. müdürü, olaya karışan 7 personelin ifadesini aldı. Sonuçta Başsavcılık başvurucunun iddialarının soyut olması gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. İtirazı mahkeme tarafından reddedilince Güngör, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu.
"İFADEYİ SAVCILIK DEĞİL, CEZAEVİ MÜDÜRÜ ALDI"
Anayasa Mahkemesi şu tespit ve değerlendirmelerde bulundu:
"Sürece bir bütün olarak bakıldığında ilk dikkati çeken husus, fiziksel müdahaleyi gerçekleştirdiği ileri sürülen personelin Başsavcılık makamı tarafından ifadesinin alınmamış olmasıdır.
Kurum personelinin ifadesi, gerçekleştiği ileri sürülen kötü muamelenin meydana geldiği Kurumun ikinci müdürü tarafından alınmıştır.
Soruşturma makamlarının bağımsızlığından bahsedilebilmesi için kamu görevlilerine ilişkin soruşturmaların olaya karışmış, sorumluluğu bulunma ihtimali olan kişilerden bağımsız şekilde yürütülmesi gerekir.
Diğer taraftan Elâzığ 1. Asliye Ceza Mahkemesi Heyetinin izlediği görüntülerde başvurucunun koridorda herhangi bir direnişinin olmadığı tespit edilirken Başsavcılığın görüntü kayıtları üzerinde yaptırdığı bilirkişi incelemesinde başvurucunun kendisini yere atarak direndiği yönünde çıkarımda bulunulması suretiyle oluşan çelişki dikkate değerdir.
Eldeki açık ve ikna edici unsurların varlığına karşın fiziksel müdahaleye/arbedeye, başvurucunun vücudunda oluşan yaralanmalara, direnme fiiline ilişkin makul bir açıklamada/değerlendirmede bulunulmadan fiziksel müdahalenin hiç olmadığı gerekçesi temelinde şüpheliler hakkında kovuşturmaya yer olmadığına kararı verilmesi etkili soruşturma yükümlülüğüne, başka deyişle maddi gerçeğin ortaya çıkarılması gerekliliğine dair ilkelerle bağdaşmamaktadır."
HÜKÜM: İNSAN HAYSİYETİYLE BAĞDAŞMAYAN MUAMELE
Anayasa Mahkemesi neticede şu hükmü kurdu:
"Açıklanan gerekçelerle; İnsan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA OYBİRLİĞİYLE,
Anayasa'nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan kötü muamele yasağının; maddi boyutunun İHLAL EDİLDİĞİNE Basri BAĞCI’nın karşı oyu ve OYÇOKLUĞUYLA, usul boyutunun İHLAL EDİLDİĞİNE OYBİRLİĞİYLE,
Kararın bir örneğinin insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden soruşturma yapılmak üzere Elâzığ Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE,
Başvurucuya net 67.500 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE..."