Diyanet, fetvasını eleştirenleri böyle hedef aldı
Diyanet, ‘Fiyatları tayin eden Allah’tır’ fetvasını eleştirenleri, "Bu konuda yazan, konuşan, yorum yapan herkesi dikkatli olmaya davet ediyoruz" sözleriyle hedef aldı.
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın dini konulardaki en yüksek karar ve danışma organı olan Din İşleri Yüksek Kurulu'nun “Ticarette kâr haddi var mı?” sorusu üzerine verdiği fetva, gazetemizin haberinin ardından Türkiye'nin gündemine oturdu.
“Ticarette kâr haddi var mı?” sorusu üzerine verilen fetvada, “İslam dininin, alım satım akitlerinde kesin bir kâr haddi koymadığı, bunu piyasa şartlarına bıraktığı” belirtildi.
Ancak fetvada, “Fiyatları tayin eden, darlık ve bolluk veren Allah’tır” hadisine işaret edilmesi dikkat çekti.
TEPKİ YAĞDI
Söz konusu fetvanın kamuoyunda gündem olmasının ardından, sosyal medyada Diyanet'e tepki yağdı.
Aralarına siyasetçi ve ünlü isimlerin de dahil olduğu çok sayıda sosyal medya kullanıcısı, yoksulluğun zirvede olduğu bugünlerde Diyanet'in böyle bir fetva vermesini eleştirdi ve Anayasa'yı hatırlattı.
ELEŞTİRENLER HEDEF ALINDI!
Konunun sosyal medyada gündem olması üzerine Diyanet bir açıklama daha yaparak eleştirenleri hedef aldı.
Diyanet, "Yüce dinimiz İslam’ın ilkelerinin bilgisizce alaya alınması, en hafif tabirle saygısızlıktır. Bu konuda yazan, konuşan, yorum yapan herkesi son derece özenli ve dikkatli olmaya davet ediyoruz" ifadelerini kullandı.
Diyanet'in açıklaması şöyle:
"Bugün, Din İşleri Yüksek Kurulumuz tarafından 2017 yılında hazırlanmış bir kurul fetvasında geçen hadis-i şerifin bazı medya mecralarında bağlamından kopartılarak gündeme taşınması üzerine aşağıdaki hususların kamuoyuyla paylaşılmasında fayda mülahaza edilmiştir:
Usul olarak, hadis rivayetleri, diğer deliller ile birlikte ve bağlamı dikkate alınarak anlaşılmalıdır. “Şüphe yok ki, fiyatları tayin eden, darlık ve bolluk veren, rızıklandıran ancak Allah’tır…” şeklinde nakledilen rivayette kastedilen, 2012 yılında Başkanlığımız tarafından yayımlanan 'Hadislerle İslam' adlı eserde açıklandığı üzere şudur:
Hz. Peygamber, ticârî işlemlerde spekülasyona, belirsizliğe ve taraflar arasında anlaşmazlığa yol açacak her tür muameleye mâni olduğu ve fiilî tedbir aldığı hâlde, fiyat konusunda sınırlama getirmeyi uygun bulmamıştır. Zira fiyatların sınırlandırılması, şehir dışından Medine çarşısına mal getirerek satan tüccarların, kendilerine başka pazarlar aramasına sebep olacak, dolayısıyla Müslüman şehir halkının sıkıntı yaşaması ve karaborsacılığa yenik düşmesi gibi bir sonuç oluşturabilecekti. Savaş şartlarının etkisini gösterdiği Medine çarşısını bir kez daha altüst edebilecek bir uygulama olacağı gerekçesiyle Hz. Peygamber’in kaçındığı fiyat sınırlaması, sonraki yüzyıllarda İslâm toplumlarında ortaya çıkan yeni şartlar doğrultusunda yeniden gündeme getirilmiş ve fiyatların aşırı derecede yükseltilmesini engelleyecek şekilde tedbirler alınmasına izin verilmiştir. İslâm alimleri, doğuracağı neticeler açısından bu uygulamanın, Hz. Peygamber’in dikkate aldığı maksatlara uygun olduğunu belirtmişlerdir. (Hadislerle İslam, V, 114. )
Ayrıca üzülerek belirtelim ki, ‘İslam dininin kesin bir kâr haddi koymadığının ve bunu piyasa şartlarına bıraktığının’ anlatıldığı cevap, bazı medya mecralarında dini değerlerin hedefe konulduğu, metin içerisinde yer alan hadis-i şerifin alaya alındığı bir noktaya taşınmıştır. Yüce dinimiz İslam’ın ilkelerinin bilgisizce alaya alınması, en hafif tabirle saygısızlıktır.
Bu konuda yazan, konuşan, yorum yapan herkesi son derece özenli ve dikkatli olmaya davet ediyoruz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur."