Devlet Bahçeli'nin 17-25 geçmişi
Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Terkoğlu, MHP'nin 17-25 açıklamalarını ele aldı. Terkoğlu, "'17-25 Aralık'ı konu eden toplam 137 tane açıklama, konuşma hatta kitap var." dedi
Gazetemiz yazarı Barış Terkoğlu, "Bahçeli'nin unutulan kitabı" başlıklı dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.
Terkoğlu bugünkü yazısında, AKP hükümetinin 17-25 Aralık soruşturmalarında adı gündeme gelen eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın, "Dosyamda ne varsa, hem tapeler hem teknik takip doğrudur" sözleri ile başlayan tartışmaları ele aldı.
Yazıda, şimdi Cumhur İttifakı'nda olan, 17-25 Aralık soruşturmalarının yaşandığı dönemde ise muhalefette yer alan MHP'nin ve lideri Devlet Bahçeli'nin tavrına dikkat çekildi.
MHP'nin 17-25 Aralık açıklamalarını araştıran Terkoğlu, "'17-25 Aralık'ı konu eden toplam 137 tane açıklama, konuşma hatta kitap var." dedi
Terkoğlu'nun yazısı şöyle:
"Çok değil, 5 sene önce birileri, 17-25 Aralık bahsini açsa, yüksek perdeden tepki verirlerdi. Bunun bir darbe girişimi olduğunu söyler, o bahisleri açanları FETÖ ile işbirliğiyle suçlardı. 17-25 Aralık’ı hafızamızın insafına terk ettik. Zamanın bu tavrı da değiştirdiğini fark etmedik. İktidar mensupları, yüzleri ekşise, mideleri kasılsa da bu kez pek sessizdi.
SEBEP MHP’NİN TAVRI MI?
Acaba neden diye düşünürken bir uyarıyla karşılaştım. “MHP’nin sitesine bak, anlarsın” dedi. Öyle ya 5 yıl önceden farklı. Bugün iktidarda bir koalisyon, yani Cumhur İttifakı var. Anahtarı da MHP’nin elinde. Peki MHP, Erdoğan Bayraktar’ın sözleri hakkında ne düşünüyor?
Tavsiyeye uyup, partinin resmi sitesini açtım. Halen MHP’nin resmi sitesinde, 17-25 Aralık meselesi için geniş bir arşiv bulunuyor. “17-25 Aralık”ı konu eden toplam 137 tane açıklama, konuşma hatta kitap var.
Örneğin, Devlet Bahçeli’nin elinden çıkmış, 17-25 Aralık’ı konu alan kitap sitede duruyor. Kitap, MHP’nin konuya dair resmi görüşünü içeriyor. Kitaba Bahçeli’nin yazdığı önsöz, “İnançlarımızı diline dolayarak mütedeyyin kitlelere seslenen AKP, iktidara gelince Allah korkusunu defterden silmiştir” diye sert bir ifadeyle başlıyor. “Bu millet, 17-25 Aralık’taki tarihin en büyük rüşvet ve yolsuzluk vakasını unutmayacaktır” diye bitiyor.
Bahçeli’nin çeşitli konuşmalarından oluşan kitapta, soruşturmanın kapatılmasının ardından söylenen sözler bugüne de ışık tutuyor: “(Şimdilik yakayı kurtardılar.) Şimdilik diyorum, çünkü 17 Aralık teorik planda kapatılsa da maşeri vicdanda hâlâ açık, ahlak ve adalet nezdinde hâlâ kanayan yaradır. Bu yara kabuk bağlamadan, bu illet tedavi edilmeden, 17 ve 25 Aralık zanlıları mahkeme önüne çıkarılmadan adalet zehirli duman olacak AKP’yi boğup atacaktır.”
MHP’NİN İLAN ETTİĞİ HAFTA
Bahçeli, 17-25 Aralık’ın birinci yıldönümü yaklaşırken Türkiye’ye yeni bir hafta armağan ettiğini şöyle açıklamış: “Önümüzdeki 17 Aralık’tan 25 Aralık tarihine kadar geçen dokuz günlük süreyi Rüşvet ve Yolsuzlukla Mücadele Haftası ilan edip Türkiye’nin dokuz ayrı bölgesinde hırsızlığı, soygunu ve rüşveti cesaretle anlatacağız.”
Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın’ın devam ettiren açıklamasında şöyle demiş: “Bundan böyle her yıl bu hafta içinde partimizce yurdun dört tarafında etkinlikler düzenlenecektir.”
Gerçekten de 9 büyükşehirde yolsuzluk konulu toplantılar düzenlendiği görülüyor. Ancak bu toplantıların bir kısmı AKP’li belediyeler tarafından engellenince Genel Sekreter İsmet Büyükataman, o dönem bu durumu protesto ediyor:
“Türk milliyetçileri haramzadelerin salonlarına mahkûm değildir. Gerekirse ev ev gezerek gerçekleri milletimizle paylaşmak insanlık vazifemizdir.”
MHP’nin bir adım ileri giderek Meclis’e “Yolsuzluk ve Rüşvetle Mücadele Haftası” ilan edilmesi için kanun teklifi verdiği de görülüyor.
17-25 KOALİSYON ŞARTI
Odasındaki saati 17.25’te durduran Devlet Bahçeli’nin bugün Erdoğan Bayraktar’ın “tüm konuşmalar doğruydu” sözlerini o gün söylediği de anlaşılıyor:
“Adli Tıp Kurumu’nun 17-25 Aralık’tan sonra medyaya yansıyan rüşvet ve yolsuzluk tapelerinin montaj olmadığı sonucuna varması bile rüşvetçilerde bir ıslah, tedirginlik ve pişmanlığa yol açmamıştır.”
Bahçeli’nin 17-25 Aralık’ın ardından FETÖ’ye yapılan operasyonları eleştirdiği 16 Aralık 2014 tarihli açıklaması da MHP’nin resmi sitesinde duruyor:
“AKP hükümeti, uzunca bir süredir rüşveti perdelemek, yolsuzluğu gündemden düşürmek, dikkatleri başka yön ve taraflara çekmek için adalet cinayetleri işlemektedir. Bir yıldır iktidarın sığınağı ve propaganda aracı olan ‘paralel devlet’ söylemiyle ahlak ve hukuk ilkeleri taammüden çiğnenmektedir.”
İlginçtir, bugün iktidar ortağı olan MHP’nin, 2015 yılındaki koalisyon ortamında önerdiği şartlar da halen yerli yerinde duruyor:
“MHP’nin koalisyon için ortaya koyduğu dört önemli maddeyi yeniden kamuoyuyla paylaşmakta fayda görüyoruz: Anayasanın ilk dört maddesi değiştirilemez. Çözüm süreci eksiksiz ve bahanesiz olarak ortadan kaldırılmalıdır. 17-25 Aralık kapsamındaki rüşvet ve yolsuzluk iddialarının üzerine gidilmelidir. Cumhurbaşkanı anayasal sınırlarına çekilmelidir.”
MHP, 17-25 Aralık’ın üstüne gidilmesini bir koalisyon şartı olarak sunarak koalisyon ihtimaline de sırt çevirmiş.
‘17-25 ARALIK ELEBAŞISI’
Ya tartışılan Yüce Divan?
MHP, Bahçeli’nin ağzından tavrını ortaya koymuş:
“Ne pahasına olursa olsun, 17-25 Aralık’ın tüm failleri hukukun karşısına çıkarılmalıdır.”
Bahçeli, halen MHP sitesinde duran açıklamasında dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’na da çağrı yapmış:
“‘Kardeş kolu koparmaktan’ bahseden Başbakan, eğer samimiyse, eğer yürekliyse, Saray’da oturan 17-25 Aralık elebaşısının telkin ve tesirinden kurtularak hukukun önünü açmalıdır.”
Bahçeli’nin “17-25 elebaşısı” diyerek adını anmadan sözünü ettiği, Erdoğan’dan başkası değil.
MHP’li vekiller, dört bakanın Yüce Divan’a gitmesi yönünde oy kullanırken karar aksi yönde çıkınca Devlet Bahçeli duruma sert tepki göstermiş:
“Yakın tarihin en ağır, en vahim, en korkunç rüşvet ve yolsuzluk iddialarına adı karışan malum şahıslar iradeleri haczedilmiş, baskı ve şantaj altında kalmış AKP’li milletvekilleri tarafından kurtarılmıştır.”
CUMHUR İTTİFAKI’NDAKİ ÇATLAK
Resmi sitede, MHP’nin ve lideri Devlet Bahçeli’nin duruşunu gösteren arşiv, 2016’daki darbe girişimine kadar sürüyor. Yeni iktidar düzeninde mesele küllenirken MHP konuya nasıl baktığını halen resmi sitesinde tutuyor. 17-25 Aralık konusunda, bir zamanlar MHP’nin duruşunun, CHP’den bile sert olduğu okunuyor.
Bugünkü Erdoğan Bayraktar sessizliğinin sırrı belki de burada. Bayraktar’ın açıklamalarının izdüşümü, yalnız iktidar ile muhalefet arasına değil, bizzat Cumhur İttifakı içine de düşüyor. Doğal olarak o konulara hiç girilmiyor!
Uzak ya da yakın, bütün seslerden biraz sıyrılın. Suskun köprülerin üstünden geçin. Aradığınız müziğin eksik notaları belki de oradadır.