DEVA Çankırı İl Gençlik Çalışmaları Başkanı Danacıoğlu: Türkiye'de genç olamamak
DEVA Partisi Çankırı İl Gençlik Çalışmaları Başkanı Av. Samet Danacıoğlu, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı dolayısıyla kaleme aldığı yazıda "Türkiye'de genç olamamak" dedi ve...
"Öncelikle genç kardeşlerimin ardından tüm milletimizin 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı'nı en içten duygularımla tebrik ediyor, daha nice 19 Mayıslara kavuşmamızı diliyorum. Her ne kadar bu gün bizim bayramımız olsa da içimiz biraz buruktur. Covid-19 salgının olduğu dönemde kongreler lebalep yapılsa da Milli bayramlarımızı eski zamanlarda olduğu gibi sokaklarda, caddelerde kutlayamıyor, gösterileri yapamıyoruz. Ülkemizde gerçekleşen, mevcut olan sorunlar nedeniyle bayram kutlamalarımızın boynu biraz bükük kalıyor.
Ülkemizde var olan genç nüfusu hem nitelik olarak hem nicelik olarak kaybediyoruz. Gençlerimizin pek çoğu kendisini tek adam sisteminden dolayı yurt dışına atabilme çabası içerisinde. Kendilerini orada daha iyi bir geleceğin beklediğini düşünmektedirler. Elbette gençlerimizin yurt dışına çıkmak istemesi, orada eğitim almak istemesi en doğal hakları. Tıpkı Green kart ön başvurusu kabul edilince çılgınca sevinen gençlerimiz gibi. Tıpkı Mevcut yöneticilerimizin evlatları gibi... Genç beyinlerimiz yurt dışına eğitim için gidip, ehliyetin riyakatin, emeğin yok sayıldığı adaletin olmadığı bir sistemden dolayı geri gelmek istememektedir. Haksız sayılırlar mı peki?
Ülkemizde her şehre bir üniversite kurulmuş, toplamda 209 tane üniversite bulunmaktadır. Eğitim sıralamasında Birleşik Arap Emirliklerinin gerisinde kalarak 41. Sırada yer almaktayız. Ayrıca dünyanın en iyi 500 üniversitesi içerisinde üniversitemiz bulunmamaktadır. Bu durumda ülkemizde verilen eğitimin durumunu gözler önüne sermektedir.
Yurt dışına çıkamayan gençlerimiz ülkemizde yıllarca okul okuyorlar, ilk okulundan üniversitesine kadar hayatları eğitim öğretim ve kararsızlıkla geçiyor. Çünkü referansı mevcut yönetimden olmayan bir genç, hak ettiği yerde olamadığı için kendi mesleklerinin icrası yerine günlük işlerde veya asgari ücret ile çalışmak zorunda kalıyor. Almış oldukları ücret KYK kredi borcunun taksitini ödemeye bile yetmiyor. Asgari ücret ve KYK kredi borcundan bahsetmişken, Avrupa'da ülkemiz brüt asgari ücret maaşı olarak sondan 5. sırada olduğunu da hatırlatmadan geçemeyeceğim.
Demokratik, laik ve sosyal devletimizde, gençlerimizin eğitimi için gerekli olan masraf karşılanmamaktadır. Yurt ücretleri ve KYK kredileri bu durumu açıklamaktadır. Okuyan öğrencilerimizin en azından kalacağı yer temin edilmeli, tabir-i caizse cep harçlığı verilmelidir. Hayata yeni atılacak olan gençlerimiz asgari ücretle ve yahutta biraz üstünde ücretle çalıştırıyor (iş bulma olanağı da bir hayli kısıtlı) ve kendilerinden borç ödemesi isteniyor. Borcunu ödeyemeyen gençlerimize de icra takibi başlatılıyor. Asgari ücretin hayat standartlarını da karşılamadığı düşünülecek olunursa gençlerimizi zorlu bir hayat bekliyor, gençlerimiz kaderine terk ediliyor. Avrupa ülkeleri ile kıyasladığımız zaman, Avrupa'da 3 aylık asgari ücret ile sıfır bir araba alınabiliyorken ülkemizde araba almak gençlerimiz için bir hayal olmuş durumda. Hatta ve hatta vatandaşına bir telefon ve internet lüks olarak görmektedir. Avrupa'da 1 aylık asgari ücret ile lüks bir telefon çok rahat alınabiliyorken, ülkemizde ne yazık ki bahse konu telefon 4-5 aylık asgari ücret ile alınabilmektedir. Yapılan kıyaslamalardan da anlaşılacağı üzere gelecek nesillerimizi çok büyük zorluklar beklemektedir.
Belki devlet dairelerinde üniversite mezunlarımızın asgari ücretle çalışmadığını düşüneceksiniz. Ancak bu durumda da karşımıza liyakat sisteminin pek işlemediği ortaya çıkmaktadır. Hz. Peygamberimiz ''İşi ehline veriniz.'' diyerek bizlere öğütte bulunmuştur. Ancak mevcut ülke yönetiminde bu anlayıştan uzak bir anlayışın olduğu da aşikardır. Üniversite bitirmiş hatta yüksek lisans yapmış gençlerimiz, lise mezunu olan yöneticiler tarafından yönetilmektedir. Bu durum liyakat sisteminin ülkemizde ne kadar işlediğini göstermektedir.
Ama sorun yok. Gelecek kaygısı içerisinde olan gençlerimizin bir umudu var, bütün umutlarını bağladıkları, kendisini kurtarıcı olarak gördükleri. Kripto para...
Ülkemiz kripto paraya yatırım konusunda Avrupa'da 1., dünyada 4. sıradadır. Kripto paraya yatırım yapan vatandaşlarımızın çoğunluğu da 35 yaş altında olan gençlerimizdir. Bu istatistiklerin her şeyi açıkladığını düşünüyorum.
Gençlerimizin üniversite okumaktan başka da eğilimleri var. Ticaretle uğraşmak gibi mesela. Ancak yatırım içim sermaye gereklidir. Genç Yatırımcılarımız kendisine güvense, başarabileceği güç ve kudreti kendisinde hissetse bile mevcut iktidarda oluşan güvensizlik ortamı kendisini korkutmaktadır. Sayın Genel Başkanımız Ali Babacan'ın da açıkladığı gibi ''GÜVEN OLMAYAN ÜLKEDE DÖVİZ ARTAR, İŞSİZLİK ARTAR, YOKSULLUK ARTAR''. Döviz kuru yükselmiş, işsizlik ve yoksulluk artmış vaziyettedir.
Peki bu kadar mı? Elbette değil? Bir gün uyanıyorsunuz gerekçesi açıklanmadan tek kişilik sistemde keyfi olarak, Sözde Bağımsız olan Merkez Bankası Başkanı görevden alınıyor. Aynı zamanda İstanbul Sözleşmesi sonlandırılıyor. Ekonomik ve hukuksal olarak da hiç kimsenin bir garantisi bu kapsamda bulunmuyor. Herkes yargıyı eleştirmekte, hukuksal ve ekonomik olarak ilerisini görememektedir. Sayın Genel Başkanımız Ali Babacan'ın da dediği gibi ''Bunun adı devlet yönetiminde tam keyfiliktir.'' Böyle bir durumda nasıl olur da insanlardan ekonomi ve hukuka güven duyulması istenilebilir ki? Elbette önce genç vatandaşlarımız olmak üzere hiç kimse yatırım yapmak (Bazı inşaat firmaları ve şirketler hariç...), eğitim almak ve daha da kötüsü yaşamak istemeyecektir.
Ülkemizde de hiç kimsenin can ve mal güvenliği bulunmamaktadır. Mafyalar ülkesine dönmüş durumda 4 köşesi cennet olan memleketim. Bir bakmışsınız mafya babası ceza evinden çıkmış, siyasi liderlerle kol kola geziyor. Bir bakmışsınız başka bir mafya lideri ülke dışına çıkmış, açıklamalarda bulunuyor tehditler savuruyor ve Bahsi geçen kişiler hakkında hiç bir hukuki işlem yapılamıyor.
Tüm bunlar yaşanırken unutulan bir kesim var. Esnafımız.. Tatmin edici herhangi bir destek verilmemektedir. Lebalep kongrelerde yayılmayan virüsü esnafımızın yaydığı bahanesiyle iş yerleri kapalı bulunmaktadır. Korkarım ki Avrupa'da, Kanada ve diğer ülkelerde vatandaşa ve esnafa yapılan desteklerden haberleri yok. Sadece evde kalınması yönünde uyarılar yapılıyor. Haksızlık da yapmak istemem yeni açıklanan destek paketi ile bazı esnaflara 1 aylık masrafını karşılamayacak derecede destek veriliyor... Bu bağlamda üretimin de önü kesilmiş durumdadır. Bizler tüketici bir toplumdan ziyade üretici bir toplum olmalıyız ki tüm sorunların üstesinden gelebilelim, daha güzel yarınlara erişebilelim. Ülkemize sığınmış Suriyelilere 80 Milyara yakın destekler yağarken, Salgın döneminde diğer başkaca ülkelere tıbbi yardımlar ile övünülürken kendi canımıza bir maske reva görülüyorsa sözün bittiği yerdeyiz. Tüm bu yaşananların ardından helallik isteniyorsa,
HELALLİK Mİ ?
Bir yüzük ile gelen yöneticilerimiz bir yüzük ile giderlerse o zaman bu gençlik hakkını helal edecektir.
Sözde Gençlik ve Spor Bakanlığı'mız bulunmaktadır. Ancak gençliğimizin halinden anlayan herhangi bir birim bulunmamaktadır... Ancak ülkemizin ve geleceğimizin kaderini değiştirmek elimizdedir. Ulu Önder Atatürk'ün de dediği gibi ''Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur.'' Belki bugünü tam manasıyla yönetemiyoruz ancak geleceğimize yön vermek elimizde...
Daha önceden de defalarca belirttiğim gibi, hepimiz biriz, bu memleketin insanıyız. Bizleri biz yapan duygularımız, düşüncelerimiz farklılıklarımızdır. Bizleri bölmeye ve ötekileştirmeye çalışanlara fırsat vermemeliyiz. Bu duygu ve düşünceler ile hep birlikte daha güzel bir Türkiye için çalışmalı gayret etmeliyiz.
Gelecekte daha güzel bir ülkede yaşamak, daha güzel bir gelecekte yaşamak, gelecek nesillere daha güzel bir ülke bırakmak, daha güzel günleri görmek ümidiyle bütün vatandaşlarımızın özellikle gençliğimizin 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramını en kalbi duygularımla kutluyor, tüm vatandaşlarımızı muhabbetle selamlıyorum..."