Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan üstü kapalı Sedat Peker açıklaması
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugün adli yılın açılış töreninde isim vermeden süreçle ilgili "Birileri adalet sistemini suç çetelerinin kirli oyunlarına kurban etmek için uğraşıyor" dedi.
CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, Yargıtay’da düzenlenen 2022-2023 Adli Yıl Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, yeni adli yılın; Türkiye, millet, hakim ve savcılar, avukatlar ve tüm adalet teşkilatı için hayırlara vesile olmasını diledi.
Geçen sene adli yılla birlikte açılış törenini gerçekleştirdikleri Yargıtay binasının, ülke ve yargı camiasına tekrar hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, kamu binalarının, devletin vatandaşına daha iyi hizmet vermesini sağlamanın yanında, asırlara sari birer medeniyet eseri, kültür birikimi olduğunu vurguladı.
Türkiye’nin dört bir yanında binlerce yıl boyunca farklı medeniyetlerin, farklı devletlerin inşa ettiği eserlerin tamamını zenginlik olarak gördüklerini ve sahiplendiklerini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bugün inşa ettiğimiz eserlerin de gelecek kuşaklar için aynı manayı taşıyacağına yürekten inanıyorum. Milletimizin bu topraklardaki bin yıllık varlığının ebediyen süreceğinin mührü olan bu tür eserleri ülkemize kazandıranlara teşekkür ediyorum.
Cumhuriyetimizin 100’üncü yılının bize, geride kalan bir asırdaki birikimimizin toplu bir envanterini çıkarma, mukayesesini yapma, katettiğimiz mesafeyi ölçme vesilesi olmasını diliyorum.
Yine 2023’ün bize, bundan sonraki bir asrımıza ilişkin vizyonlarımızın üzerinde düşünme, tefekkür etme, hayal etme, hedef belirleme şevki vermesini temenni ediyorum.
Bu çabayı, diğer alanlar gibi adalet sistemimiz, yargı kurumlarımız, hukuk altyapımız konusunda da yapmamız gerektiğini düşünüyorum."
Türkiye’nin, Anayasası’nda da belirtildiği şekilde demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olduğuna işaret eden Erdoğan, Anayasada tadat edilen devletin diğer vasıflarının ortak paydası mahiyetindeki "hukuk devleti" ifadesinin, tarihi kökenleri de olan çok önemli bir vurgu olduğuna işaret etti.
İnsanlık tarihindeki mücadelelerin merkezinde hep bu arayışın yer aldığını dile getiren Erdoğan, "Biz de geride bıraktığımız 20 yılda, ülkemizin hukuk devleti vasfını güçlendirmek için önemli reformlara imza attık. Reformlarımızın en önemli unsurlarını, insan hak ve hürriyetleri, kadın hakları, çocuk hakları, adalet sistemimizin geliştirilmesi gibi başlıklar oluşturmuştur." dedi.
YENİ ANSAYASA ÇALIŞMALARI…
Türkiye’deki Anayasaların neredeyse tamamının olağanüstü dönemlerin ürünü olmasının eskiden beri dile getirdikleri bir sıkıntı olduğunu aktaran Erdoğan, halihazırdaki Anayasanın da 1980 darbesinin ardından hazırlanıp yürürlüğe girdiğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Her ne kadar 1982 Anayasasında, hem bizden önceki hükümetler hem biz çok sayıda köklü değişiklik yapsak da sonuçta elimizdeki malzemenin darbe dönemi ürünü olduğu gerçeğinden kurtulamıyoruz.
Bunun için hükümetlerimiz döneminde çeşitli defalar, siyasi partilere yeni Anayasa hazırlama çağrısı yaptık. Kimi zaman bu doğrultuda Meclis bünyesinde zayıf da olsa bazı adımlar atılmıştır. Meclis’teki bu çabamızdan, diğer siyasi partilerle uzlaşma sağlayamadığımız için sonuç alamadık.
Buna rağmen gayretlerimizi sürdürdük. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçtikten sonra da yeni bir adım attık. Geçtiğimiz yıl bir kez daha siyasi partilere ülkemizi yeni bir anayasaya kavuşturma çağrısında bulunduk. Biz de kendi çalışmalarımızı yaptık, müzakereye esas olan bir taslak hazırladık.
Ancak, maalesef, bu çağrımız da karşılıksız kaldı, diğer partilerden herhangi bir somut Anayasa taslağı metni alamadık.
Netice itibarıyla insan haklarına dayanan, hukukun üstünlüğünü esas alan sivil, demokratik ve özgürlükçü yeni bir Anayasa’yı ülkemize henüz kazandıramadık. Ama umudumuzu da kaybetmedik, kaybetmiyoruz. İnşallah, siyasetin iklimi böyle bir adıma uygun hale geldiğinde yeni Anayasa çalışmasını tekrar başlatabileceğimizi ümit ediyoruz.”
Erdoğan, mevcut Anayasada, yürürlüğe girdiği tarihten bugüne kadar geçen 40 yıl içinde yapılan değişiklikleri de önemli gördüklerini belirtti.
Bu çerçevede, AK Parti hükümetleri döneminde hak ve özgürlüklerin geliştirilmesi konusunda yapılan reform mahiyetindeki düzenlemelerden bazılarını da hatırlatmak istediğini söyleyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Temel hak ve özgürlüklere ilişkin anlaşmaları iç hukukumuzun bir parçası haline getirdik. İdarenin işleyişiyle ilgili şikayetleri incelemek için Kamu Denetçiliği Kurumunu kurduk. Kişisel verilerin korunmasını ve bilgi edinmeyi Anayasal birer hak olarak düzenleyerek güvence altına aldık.
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunu oluşturarak, insan haklarının daha etkin korunmasını sağladık.
Sivil yargı-askeri yargı ayrımını ortadan kaldırarak, yargıda birliği temin ve tesis ettik.
Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun hem çoğulcu kaynaktan seçilmesini hem de üyelerinin önemli bir bölümünün Meclis tarafından belirlenmesini sağlayarak, kurulun demokratik meşruiyetini artırdık.
Ulusal Yargı Ağı Projesini (UYAP) hayata geçirerek, teknolojik ve bilimsel gelişmeleri yargının hizmetine sunduk.
Uzlaştırmacılık ve arabuluculuk sistemlerini kurarak, taraflara kolaylık getiren alternatif çözüm yollarını uygulamaya koyduk. İkinci derece yargılama yapan İstinaf’ı, ülkemize kazandırdık.
Türk Ceza Kanununu, Ceza Muhakemesi Kanununu ve İnfaz Kanununu yenileyerek, yeni bir ceza adaleti sistemi oluşturduk.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu, Türk Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu başta olmak üzere, hukuk alanındaki temel kanunları yeniledik ve önemli değişiklikler yaptık."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hakim ve savcı adaylığını kaldırarak, yerine yargı mensuplarının daha iyi yetişmelerini sağlayacak hakim ve savcı yardımcılığı müessesini kurduklarını kaydetti.
Adalet sisteminin altyapısında da büyük bir değişime imza attıklarını dile getiren Erdoğan, geçen 20 yılda 277 adalet hizmet binası inşa ederek, kapalı alan miktarını 569 bin metrekareden 6 milyon metrekareye çıkartarak, yargı hizmetlerinin, işin mehabetine uygun mekanlarda verilmesini sağladıklarını ifade etti.
Yüksek Mahkemelerin tamamının binalarını, verilen hizmetin niteliğine uygun düşecek şekilde yenilediklerini belirten Erdoğan, "Yakında ihalesi yapılacak yeni Ankara Adalet Sarayı’nın da şimdiden şehrimize ve yargı camiamıza hayırlı olmasını diliyorum." dedi
"HAKİM VE SAVCI SAYISINI 22 BİN 756’YA YÜKSELTTİK"
Adaletin zamanında tecellisi için teknolojik ve bilimsel gelişmelerden yargının en üst düzeyde istifadesini temin ettiklerine değinen Erdoğan, aynı amaçla, hakim ve savcı ile mahkeme sayısını da artırdıklarını söyledi.
Adli yargıdaki mahkeme sayısını 3 bin 581’den, yüzde 91,3 artışla 6 bin 852’ye; idari yargıdaki mahkeme sayısını 146’dan, yüzde 42 artışla 208’e çıkardıklarını belirten Erdoğan, FETÖ ihanet çetesinin tasfiyesiyle ortaya çıkan eksikliğe rağmen, hakim ve savcı sayısını 9 bin 349’dan, yüzde 143 artışla 22 bin 756’ya yükselttiklerini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu çalışmaların yanında hem adalet sistemini hem yargı mensuplarını rahatlatacak, verimi artıracak pek çok düzenlemeyi Türkiye’ye kazandırdıklarını anımsatarak, şu değerlendirmeyi yaptı:
"İlk derecesinden yükseğine kadar yargı kurumlarımızın tamamının, çalışanlar ve hizmet alanlar için çile mekanlarından huzurlu kamusal mekanlar haline dönüşmesi dahi başlı başına bir başarı işaretidir.
Bugüne kadarki reform ve çalışmalarımıza ilaveten, önümüzdeki dönemde adalet sistemimizde yeni iyileştirmeler yapacağız.
Gündemimizin en başında avukatlarımızın sorunlarının çözümü var. Bunun için Avukatlık Kanununu, barolarımızla birlikte çalışarak yenilemek istiyoruz. Hedefimiz savunma hakkının daha da güçlendirilmesidir.
Vatandaşlarımızın yargılama süreçlerinde, çeşitli sebeplerle hak mahrumiyetlerine uğramasından üzüntü duyuyoruz.
Bunun önüne geçmek için adli yardım sistemimizi yeniden ele alacağız. Hukuk sigortası olarak anılan ve değişik ülkelerde uygulaması bulunan hukuki himaye sigortasını Türkiye’ye de kazandırmayı planlıyoruz.
Adalet Bakanlığımızın kurduğu bilim komisyonunun teklifleri doğrultusunda hukuki himaye sigortasını hayata geçireceğiz.
"BÖYLE BİR REZİLLİĞE ASLA İZİN VERMEYECEĞİZ"
Çalışmalarımızı yürütürken geç gelen adalet, adalet değildir sözünü aklımızdan çıkarmıyoruz.
Buna karşılık birileri maalesef ülkemizin adalet sistemini suç çetelerinin kirli oyunlarına kurban etmek için çalışıyor. Böyle bir rezilliğe asla izin vermeyeceğiz.
Bu ülkede herkes mücadelesini hukuk ve en önemlisi ahlak kuralları çerçevesinde verecektir. Her tahrik, her söylenti ülkemize yapılmış en büyük kötülüktür.
AİHM, kararlarında adil değildir, siyasidir. Konu Türkiye olunca siyasi karar verir ama öbür tarafta Fransa, Almanya olunca maalesef ters kararlar verir."