Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan AKP teşkilatına flaş uyarı
Cumhurbaşkanı Erdoğan AKP grup toplantısında konuştu. Almanya'ya çok sert sözlerle yüklenen Erdoğan'ın gündeminde AKP teşkilatları da vardı. Erdoğan, parti teşkilatına yönelik, "bize zarar veren kardeşlerimizi de uyarıyorum kusura bakmasınlar, biz uyarmad
Konuşmasında Kudüs başta olmak üzere Ortadoğu’da yaşananları değerlendiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “Nesiller boyunca zihinlere kazınmış olan ‘Araplar bizi arkadan vurdu’ yalanını bir kenara bırakmanın zamanı artık gelmiştir” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya ile gerilen ikili ilişkiler için “Almanya’nın bilmem ne bakanı, Türkiye’ye nasıl çok daha zarar verebileceklerine yönelik düşüncelerini medyaya ifşa etmeye başladığına göre iyice çaresiz durumdalar. Ajanlarının tepesine binmeye devam edeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan dış politikadaki gelişmelerin ardından 2019 yılında yapılacak seçimlere değindi. Erdoğan’ın seçimler öncesi AKP teşkilatına bir de uyarısı vardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Davaya zarar veren kardeşlerimizi de uyarıyoruz. Biz uyarmadan adım atsınlar. Artık bedeli ödenemeyecek yanlışlara tahammülümüz yok” dedi.
Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan detaylar şöyle:
“Ülke liderleri ile yaptığım görüşmelerde birçok bölgesel meseleyi ele alma fırsatı bulduk. Sorunlarımızı samimiyetle konuşmanın yollarını aramamız gerekiyor. Krizin, yakın zamanda hallolacağını ümit ediyorum. Temasların, Katar krizi bağlamında önemli katkılar sağladığını ümit ediyorum. Bölgenin istikrarı için çabalarımızı artırarak devam edeceğiz.
Müslümanların Mekke’deki Mescid-i Haram ve Medine’deki Mescid-i Nebevi’den sonraki 3. kutsal mabedi, Kudüs’teki Mescid-i Aksa’dır.
‘Araplar bizi arkadan vurdu’ yalanını bir kenara bırakmanın zamanı gelmiştir. Bugün ülkemizde devletimize ve milletimize karşı savaşan terör örgütleri yüzünden nasıl toplumun belli kesimlerini toptan suçlayamazsak, tüm Arapları da itham edemeyiz.
“İSRAİL’İN HAREM BÖLGESİNİ MÜSLÜMANLARA YASAKLAMASI BARDAĞI TAŞIRMAKTADIR”
Osmanlı’nın elinden çıkması ile başlayan Kudüs’ün sıkıntılı günleri, adeta kabusa dönüşmüştür. Uluslararası hukuka göre meşruiyet elde etmiş başkenti Tel Aviv olan İsrail devleti, bizim de tanıdığımız bir devlettir. Ancak Kudüs’ün 3 din için de özel olan statüsüne, Harem bölgesinin mahremiyetine saygı duymayan bir İsrail, en büyük zararı kendisinin göreceği tehlikeli bir yola sapıyor demektir. İsrail yönetiminin, işi Harem bölgesini Müslümanlara yasaklayarak işgale götürmesi, bardağı taşırmaktadır.
Biz Müslümanlar için mübarek beldelerimizi korumak, imkan değil, iman meselesidir. Eğer, İsrail elindeki silahlara bakara böyle bir yola tevessül ediyorsa çok yanılır. Filistinli ve diğer milletlerden kardeşlerimiz de bu zeminin dipdiri ayakta olduğunu cümle aleme ilan etmektedir. Buradan tüm vatandaşlarıma ve tüm Müslümanlara çağrıda bulunuyorum. İmkanı olan herkes, lütfen Kudüs’ü Mescid-i Aksa’yı ziyaret etsin. Gidemeyenler de oradaki kardeşlerimize yardım göndersinler. Bizler Mescid-i Aksa’ya ne kadar çok sahip çıkarsak, gözlerini oraya dikmiş olanların işleri de o kadar zorlaşır. Postalları ile kirletiyor, Müslüman kanı döküyorsa bunun sebebi bizlerin Kudüs’e yeteri kadar sahip çıkmıyor oluşumuzdur. Gelin hep birlikte Kudüs’e sahip çıkalım.
“SİNANGOLARA SALDIRMANIN ANLAMI DA YOKTUR”
Ben buradan milletime sesleniyorum, Mescid-i Aksa’da böyle bir şey oldu diye buradaki sinagoglara saldırmanın anlamı da yoktur, bunlar bizim dinimize göre de yasaklanmıştır. Aynı yanlışa aynı ile mukabelede bulunamayız. Biz farklıyız. Biz sadece Kudüs’te Müslümanların kutsallarına saygı gösterilmesini istiyoruz. Türkiye, en ideal çözümün 1967 sınırları içinde başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devleti ile yine aynı sınırlar içinde başkenti Tel Aviv olan İsrail devleti olduğunu söylemektedir. Sayın Cumhurbaşkanları ile yaptığım görüşmede de söyledim, Müslümanlara terörist muamelesi yapılmasını asla kabul edemeyiz. Aynı şekilde burada sinagoglara giden Musevilerin, Yahudilerin de terörist muamelesi görmesini biz kabul edemeyiz. Bunları birbirinden ayırmamız lazım. Şu anda yapılan iş, terörle mücadele bahanesi ile Mescid-i Aksa’yı Müslümanların elinden alma girişimidir. Ümidimiz bu meselenin en hızlı şekilde çözülmesidir.
İsrail’in yeni bahanelerle bir zulüm yöntemi icat etmesine izin verilemez. Yeni çatışma sebepleri üretmesini değil, bölgenin huzuruna katkı sağlayacak adımlar atmasını bekliyoruz.
Bir süredir Amerika’sı, Almanya’sı, Hollanda’sı başta olmak üzere Türkiye’ye yönelik anlaşılmaz tutumun tezahür ettiğini görüyoruz. İstiyorlar ki, sadece onların çıkarları masada olsun, biz fedakarlıkta bulunalım. İstiyorlar ki, onlar bizim vatandaşlarımızı istedikleri gibi örselerken, kendi ajanları ülkemizde cirit atsınlar, biz bir şey yapmayalım. Kusura bakmasınlar, artık öyle bir Türkiye yok. Sen Türkiye’nin Cumhurbaşkanına, Bakanlarına ülkende konuşma imkanı vermeyeceksin ama ajanların gelip otellerde cirit atacaklar, benim ülkemi parselleyecekler. Yok böyle bir şey. Ya bizimle eşit şartlarda müttefiklik yapacaksınız, ya da sergilediğiniz her saygısızlığın cevabını alacaksınız.”
“SİZDEKİ HUKUK DA BİZDEKİ GUGUK MU?”
Sizdeki hukuk da bizdeki guguk mu? Almanya ya da Amerika’da yapılınca suç sayılan eylem, Türkiye’de yapılınca niye hak, hukuk oluyor. Hemen işi ekonomi ile teşvik edip bel altı vuruşları ile gerçek tiynetlerini belli ediyorlar. Bizi bunlarla tehdide kalkarsanız, yanılırsınız ve siz kaybedersiniz. Artık dünyada marka yok, markalar var. Alternatif marka geliyor. Artık dünya bunu yaşıyor.
“AJANLARIN TEPESİNE BİNMEYE DEVAM EDECEĞİZ”
Fırsat bulduklarında hala kan dökmekten çekinmeyenlerin bize söyleyecek sözü olamaz. Şimdi de kafayı Türkiye’ye takmışlar. Eskiden tehditlerini süslü püslü kelimelerin arkasına yaparak saklarlardı, şimdi alenen söylüyorlar. Dürüst oldukları için teşekkür ederiz. Almanya’nın bilmem ne bakanı, Türkiye’ye nasıl çok daha zarar verebileceklerine yönelik düşüncelerini medyaya ifşa etmeye başladığına göre iyice çaresiz durumdalar. Gezi olaylarına, FETÖ’ye ümit bağladılar, olmadı. PKK, YPG, SDG’den ümit beslediler, oradan da bir şey çıkmayacak. YPG terör örgütü, onun için YPG’yi kullanmayın, SDG’yi kullanın. Fakat, artık ne yaparlarsa yapsınlar çuvala sığmıyor. Bunlar bütün açıklığı ile ortada. Ajanlarının tepesine binmeye devam edeceğimiz ifade ediyorum.
“S-400’LERİ ÜLKEMİZDE GÖRECEĞİZ”
S-400 anlaşması gerilime neden olur diye sordu. Niçin gerilime neden olur. Bir ülke kendi güvenliği ile ilgili imkanları arayışı içinde yapmaktadır. Biz Amerika ile istediğimizi alamıyorsak arayış içinde olmak zorundayız. NATO. Yıllardır Yunanistan S-300’leri kullanıyor, niye sesleri çıkmadı, Türkiye olunca niye rahatsız oluyorlar. İnşallah S-400’leri ülkemizde göreceğiz, ortak üretimle de süreci işleteceğiz. Şu anda Türkiye artık İHA’ları üretir hale geldi.
“ADİL TEKLİFLERLE TARTIŞMANIZI VE
BU YOLLARI ARAMANIZI ÖZELLİKLE TAVSİYE EDİYORUM”
Biz hiçbir zaman sadece kendimiz kazanalım demedik. Hiçbir zaman muhataplarımızı pazar, kendimizi pazarlayan olarak görmedik. Türkiye’deki OHAL’i bahane ederek karalama kampanyaları yapanlar, Avrupa’yı, Amerika’yı asla zirketmezler. Eyaletler OHAL kararı alıyor, Avrupa’da, Amerika’da vs. Bizde olunca niye rahatsız oluyorsunuz. Bizde OHAL terör örgütlerine yöneliktir, şirketlere yönelik değil. Buna rağmen hala bizi tehdit etmekten geri durmuyorlar. Bir kez daha tekrarlıyorum, Türkiye sadece Türkiye değildir. Bu ülkenin ve milletin arkasında dünyanın her yerinden insanların duası vardır. Siz kime çattığınızı bildiğinize emin misiniz. Onun için size bu tehditkar üslubu bir kenara bırakıp, eşit şartlarda ve adil tekliflerle tartışmanızı ve bu yolları aramanızı özellikle tavsiye ediyorum. Yoksa köşeye sıkıştırırım, bu mantığı bırakın.
“CİHAT ELİNDE SİLAHLA DOLAŞMAK DEĞİLDİR”
AK Parti olarak bizim kendimizi yenilememiz gerekiyor. Önce şu hareketin, kendi içinde birbirini sevmesi gerekir. Bize ne oluyor ki kendi içimizde birbirimize karşı çalım atıyoruz. Eğer elinden dilinden emin olmayan insanlar olmadıkça biz gerçek Müslüman olamayız bunun idraki içinde olmalıyız. Son günlerde cihat cihat diye bir şeyler geçiyor. Cihat elinde silahla dolaşmak değildir. Cihat nefisle mücadeledir. Nefisle mücadele edebiliyorsak, işte cihat odur.
2019’da ancak bu şekilde arzu ettiğimiz başarılara ulaşabiliriz. AK Parti’nin başarısı Türkiye’nin başarısı olacak.
TEŞKİLATLAR VE BELEDİYELERE UYARI
Teşkilatlar, belediyeler eğer bizim dava idraki ile hareket etmiyorsa bize zarar veriyorlar ve zarar veren kardeşlerimizi de uyarıyorum kusura bakmasınlar, biz uyarmadan kendileri bu uyarıyı yapsınlar ve adımı atsınlar. Yanlışa tahammülümüz yok, 2019 bir kırılma noktası. Artık deniyor ya, parlamenter demokrasi, parlamenter demokraside seçim kazanmak bizim için leblebi çekirdekti. Artık hedefi büyük koyduk.