AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'na gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunuyor.

Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Bu yıl belediyelerimizin ve STK'larımızın Ramazan'a mahsus programlarını deprem bölgesinde yoğunlaştırdığını görmekten memnuniyet duyuyoruz. Biz de depremin ilk gününden beri, şehirlerimize ve insanlarımızın yanlarına gidiyoruz. Hem kalıcı konutların temelini atıyor hem de iftarda depremzedelerimizle hasbihal ediyoruz.

Buradan depremzede kardeşlerime seslenmek istiyorum. Seçim süreci sebebiyle değişen gündemin; sizleri, sizlerin yaşadığı şehirlerdeki durumu, yapılan yardım ve destek çalışmalarını, kalıcı konut projelerini unutturmasına asla izin vermeyeceğiz. Altyapısı ve diğer tüm hizmetleri ile yeni bir şehir gibi kurduğumuz geçici barınma merkezlerimizi yaygınlaştırmayı sürdüreceğiz.

Pazartesi günü Togg yöneticileri misafirimiz olacak. Yapamazsınız dedikleri, fabrikası yok, üretim yok dedikleri, atmadık çamur bırakmadıkları Togg, 177 binin üzerinde ön sipariş aldı. Bu tablo gerçek anlamda ilk yerli otomobilimize milletimizin samimiyetle sahip çıktığını gösteriyor. Her başarının ardından bir emek, büyük bir sabır, büyük bir gayret var. Fabrikanın açılış töreninde üretilecek ilk Togg'a talip olduğumuzu söylemiştik, pazartesi günü aramızı teslim alacağız.

"İKİ MÜJDEYİ PAYLAŞALIM"

Şimdiden iki ayrı müjdeyi paylaşalım. Birincisi elektrikte tüm abone gruplarından nisandan itibaren yüzde 15 indirime gidiyoruz.

İkincisi, sanayicilerimizin kullandığı ve konut aboneliğine göre oldukça yüksek kalan doğalgaz tarifesinde, nisan ayından itibaren yüzde 20 indirim yapıyoruz.

Güvenlik korucularımıza da müjdemiz olacak. Emekli oldukları için aylıkları düşük kalan yaklaşık 42 bin güvenlik korucumuzun da istifade etmesini sağlıyoruz. Emeklilerimizin bayram ikramiyelerini de 2 bin liraya çıkardık.

BİN MADENCİ ALIMI

10 bin madencimiz deprem bölgesinde canla başla çalışarak milletimizin gönlünü kazandı. TTK'ya bin madenci alıyoruz.

Önceki gün itibarıyla Cumhurbaşkanı adayları belli oldu, 4 Cumhurbaşkanı adayı bulunuyor. Ülkemiz için hayırlı olsun. 7'li koalisyon 14 Mayıs'ta kesin bir yenilgiye uğrayıp siyasi mevta olacak. Tüm farklılıkları ile, zenginliği ile Türkiye büyük bir ailedir. 85 milyonun tamamı da bu ailenin mümtaz birer ferdidir.

AK Parti kurulduğu ve Cumhur İttifakı bir araya geldiği günden beri milletimizle gönül bağı kurduğu için zaferden zafere koşmuştur.

MUHALEFETİ HEDEF ALDI

Önümüzdeki seçimlerde tüm cumhurbaşkanı adaylarından, partilerden beklentimiz, rekabet ve mücadelenin çıtasını eser ve hizmetin altına düşürmemeleridir. Gerilimi tırmandırarak milletimizin siyaset kurumuna olan güvenini sarsmamalarını istiyoruz. Cumhurbaşkanlığı seçiminin, cumhurbaşkanı yardımcılıklarının, bakanlıkların, milletvekilliklerinin, 'Ne vereyim abime' mantığıyla dağıtıldığı bir işporta tezgahına döndürülmesinden rahatsızız. Seçimlerde ittifak haktır ama at pazarlığına dönüştürmek pespayeliktir. Terör örgütlerini koltuklarının altına alan siyaset anlayışını reddediyoruz. Siyasi cambazlıklarla terör örgütlerinin meşru bir aktör gibi topluma sunulma gayretlerini kabul etmiyoruz.

Ana muhalefetin başındaki zat terör örgütünü nasıl tanımlıyor, arkadaşları nasıl tanımlıyor. Yavru muhalefet, o da nasıl tanımlıyor. Biz bunları seçime kadar milletimize teker teker anlatacağız. Başka çare yok, anlatalım ki vatandaşımız bazı gerçeklerin farkına varsın. Hiçbir siyasi parti terör örgütleri ile arasındaki mesafeyi net olarak belirlemeden meşruiyet tartışmasını aşamaz. Meclis'te temsil edildiği halde bu yüzden meşruiyet gölgesini kaldıramamış bir parti zaten var. CHP'nin aynı karanlık istikamete yönelmesi demokrasimiz adına endişe verici. Bu ana muhalefet şu anda acaba onlarla gizli kapılar arkasında neleri görüştü, neleri vadetti, nelerin pazarlığını yaptı? Ana muhalefetin başı ne diyor? Demirtaş'ı çıkaracağız, suçu yok diyor. Evlatlarımızın katili bunlar değil mi? PKK terör örgütü ve Suriye'deki kolu tercihini silahtan, kandan yana kullandı. Terörle mücadelede gittiğimiz konsept değişikliği ile tehditleri kaynağında yok etmeye başlayarak bu politikamızın gerisinde zaaf değil, çözüm iradesi olduğunu da gösterdik."

KILIÇDAROĞLU'NUN KAMPANYASI

Şimdi 'sana söz baharlar gelecek' diyenler, bu zihniyetle ancak Kandil'e, Pensilvanya'ya, ülkemize kin ve nefretle bakan kimi başkentlere bahar getirebilir. Bunların baharı da milletimiz için kara kıştan beter bir felakettir. Böyle bir ihtimalin gerçekleşmesini mümkün olmadığını bilmekle birlikte biz tarihe not düşmek için ikazımızı ifade edelim. Milletimizin 14 Mayıs'ta da en isabetli kararı vereceğinden şüphe duymuyorum. "

Ayrıntılar geliyor...