Sevda KARAALİ
'Cesaret' ve 'asalet' pazardan satın alınmaz!
4 yaşında bir kız çocuğuyken keşfettim ben CESARET'i...
Herkesin korkup önünden geçemediği komşumuzun Deli Horozunu önüme katıp kovalayarak yenmeye başladım korkularımı.
Mahallenin en deli oğluyla kavga ederek girdiğim mahalle takımında; Saçlarım yolunup, toprak futbol sahasında yüzüme şut çekilirken öğrendim gözyaşı dökmeden, hem yüzümü hem kaleyi korumayı...
6 yaşındaydım ailelerinden şiddet gören komşu çocuklarını sabah erkenden alıp 20 km uzaktaki Seydiköy'e kaçırırken.
Ve 6 yaşındaydım komşu annelerin çocuklarına “Sevdayla oynamayacaksınız” diye beni yasakladıklarında.
Oysa hiç umurumda olmamıştı...
Bir sürü kahraman yaratıp hayal dünyamda sınırlarımın görünenle değil aklımda olduğunu anlamıştım.
Aynı mahallede durmak yerine her gün başka bir mahallede yeni arkadaşlar edinmeyi öğrenmiştim.
Mahallemdeki çocuklar sadece bakkal Mustafa Amcayı bilirken ben Uzunyol'daki Bahattin Bakkal'ı çoktan tanıma fırsatını yakalamıştım.
Sınıfta 'Başkan' olup yönetmeyi...
Şarkı söyleyip mutlu etmeyi...
Kasaların üzerinden atlayacak cesareti...
Öğretmen odasına gidip isteklerini ifade etmeyi...
Sınıfta otoriteyi ve sessizliği sağlamak için erkeklerle kavga etmeyi...
Çıkıştaki dayak yeme pahasına tahtaya 'konuşanlar listesi'ne yazdıklarımı silmemeyi ben 7 yaşımda öğrendim...
Şehre miting yapmak için gelen Alpaslan Türkeş’in korumalarını ikna edip otobüsün üzerine çıkıp elini öptüğümde ve her gece o otobüsün üzerinde kalabalığa kendimi konuşma yapıyor olarak hayal etmeyi sekiz yaşında öğrendim.
Benim hiç yaşıtlarım gibi korkularım, onlar gibi sıradan hayallerim olmadı.
Demem o ki; Bu aklına geldikçe beni saçma sapan şeylerle korkutmaya, ürkütmeye çalışanlar, bildiğim doğrudan, gittiğim yoldan döndürmeye çalışanlar var ya “cesaret ve asalet” pazardan satın alınmaz.
Genlerinde taşırsın...
Sen ne kadar gizlemeye, yok saymaya çalışsan da ihtiyaç anında bir volkan misali patlayarak çıkar ortaya.
Ve o patlama beni rahatlatırken size sıkıntı olur.
Zira sayenizde Çankırı acı çayında boğula boğula
Okyanusta TEK NEFESLE yaşamayı öğrendim...
Çankırım için; Hayal edilmiş, düşünülmüş ve çözümlemeleri yapılmış sayısız projem var...
Allah gerçekleştirmeyeceği bir şeyi hayal ettirmez!
İhtiyacımız olan; Çok çalışmak, zaman ve sabır...