yapmış olduğu "basın toplantısını" da “kişisel” olarak değerlendirebileceğim bir yazı yazmak için çok da fazla yorulmayacağımı düşünüyorum.

Her ne kadar yazım geleneği olarak “yeni yıl mesajının” yazının sonunda yer almasını gerektiriyorsa da, ben öncelikli olarak bunu yerine getirecek ve “Yeni yılın, özellikle siyasetçilere eleştiriye tahammül edebilme yeteneğini geliştirmesine, bürokratların gazeteciye küsmemeyi öğrenebilmelerine fırsat vermesine, vatandaşın da kendisine siyasetçi ve bürokrat tarafından anlatılan masallara karşı duyarlılığını artırmasına vesile olmasını diler, Sözcü18.com’a da çıkmış olduğu engebeli arazide başarılı bir yayın hayatı dilerim” diyerek noktayı koyacağım!

*  *  *
Şimdi gelelim “sorunların yaşandığı ancak çözümlerin bulunmadığı” Çankırı gündemine! Yerleşmiş ve adeta “gelenekselleşmeye” yüz tutan “sorumsuzluk” ve “duyarsızlık” üzerine kurulu Çankırı gündemini benim penceremden irdeleyelim:

AK Parti milletvekili Nurettin Akman, yoğun geçen TBMM’deki bütçe görüşmeleri sonrası soluğu Çankırı’da aldı ve bir dizi görüşmeleri gerçekleştirdi. Önce Şehit Aileleri Derneğini, daha sonra Ticaret ve Sanayi Odası'nın etkinliği ve aynı gün, İl teşkilatı ile birlikte basının karşısına çıkarak 2009’un son değerlendirmesini yaptı!

Özellikle “değerlendirme” toplantısını haber şeklinde genişçe verdiğimiz Akman, gerçekten “cek ve cak”lı bir yeni yıl mesajı verdi Çankırı kamuoyuna!

Toplantıyı yerinden izlemediğim için, önüme gelen notları daha sonra yerel basında çıkan metinlerle karşılaştırdığımda “haber masasından” çıkan “başlığa” katılmamak elde değil!

Verdiğimiz haber metnine girmeyen, ancak Akman’ın basın toplantısında dile getirdiği birkaç cümleye özellikle takıldım! İşte bunlardan birincisi: “Çankırı’nın menfaatlerinde birleşmemiz gerekiyor! Bir araya gelip Çankırı’nın menfaatlerini siyasete kurban etmeyelim”!

Cümlenin komikliği öylesine sırıtıyor ki; Kamuoyuna böylesi bir çağrı yapabilen Akman, kendi partisinin milletvekili Suat Kınıklıoğlu ile yan yana gelemiyor! Ama “bir araya” gelmekten söz edebiliyor! Bu konuda sıkıntı yaşadığını gözlemlediğim Akman’a, toplantı süresince yanı başında oturan İl Başkanı Av. İdris Şahin ders verebilir! İl Başkanı demiyor muydu; “Ben MHP İl Başkanı ile günde üç kez görüşüyorum!” diye! Anladığımız kadarıyla işe nereden başlamaları konusunda sıkıntı yok! Akman’ın taşıdığı endişe bence çok yersiz!

Yine Akman’ın toplantıda dile getirdiği ve benim “özel ilgi gösterdiğim” ikinci cümlesine gelirsek; “Çankırı halkının dört gözle beklediği yeni Çankırı Devlet Hastanesi için kararı yakında ilimize gelecek olan Sağlık Bakanı gözü ile görüp karar verecek” (!)

Hayırdır, Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın Çankırı’ya geleceğini biliyorum da; “gözüyle görüp karar verecek” (!) Bu karar ne ola ki! Hangi olumsuz gelişmeler yaşandı ya da yaşanıyor ki, Nurettin Akman böylesi bir cümle sarfetme gereği duydu!

Uzun zamandır bu konuyu elimden geldiğince takip ediyorum! Sağlık Bakanlığı, binayı müteahhitten teslim aldı! Aldı almasına ama, Bakan Akdağ’ın kafasında bu bina bir türlü “hastane” olamadı! Bundan önceki Çankırı ziyaretinde Bakan Akdağ açık ve net bir şekilde “Burasını hastane olarak kim projelendirdiyse bu vatana ihanet etmiştir” şeklinde cümle sarfetmiş! Buna rağmen, Bakanlık binayı teslim aldığı günden bu yana yaşanan “olumsuz” gelişmeler, her nedense başta Ak Parti milletvekilleri ile İl Teşkilatı Çankırı’ya sürekli olarak “olumlu” haberleri “pompaladı”lar! Ama gerçek bizatihi milletvekili Akman’ın toplantıdaki sözleriyle ortaya çıktı: “Sağlık Bakanı gözü ile görüp karar verecek” (!)

Doğrusu merakla bekliyorum sayın Bakan Akdağ'ın Çankırı ziyaretini ve gözü ile görerek vereceği kararı!

Gelelim milletvekili Akman’ın bende iz bırakan cümlesine “pardon” incisine: “İlimiz bugün için Vali konusunda da şanslı. Valimiz Çankırı için iyi çalışmalar yapıyor. İlerlemiş yaşına rağmen Çankırı için çalışıyor! Bunu değerlendirelim” (!)

Milletvekili Akman’ın yerinde ben olsam, ben de severim böylesi bir valiyi!

- Hizmetlerinden mutlu olduğunu söylediğiniz vali olmasaydı, İl Milli Eğitim Müdürlüğünde “olmuş ve birikmiş kirli işleri” başka türlü nasıl aklayabilirdiniz?

- Çankırı bürokrasisini böylesi bir vali olmasaydı, acaba nasıl tanzim ederdiniz?

- E-80’de meydana gelen trafik kazalarında kaybedilen yüzlerce canın “ülke gündemine” taşınmasına, görevdeki vali olmasaydı, gerçekten nasıl engel olabilirdiniz?

Basitinden sıraladığım bu nedenlerden dolayı görevdeki valiyi siz sevmeyeceksiniz de ben mi seveceğim!

Allah muhabbetinizi artırsın! Ama konuyla ilgili bir Çankırı genelinde çok söylenen o "meşhur" cümleyi hatırlatayım: Taş düşebülüüüürrr, ayı çıkabülüüüürrr!

*  *  *
Gelelim “gerçek” Çankırı gündemine!

- Ilgaz’a 4 yıllık üniversite hazır ama ortada BİNA yok! İstenilen binayı da makamdaki vali üniversiteye vermiyor! Yaşanan sıkıntıyı ortadan kaldıracak adam yok! Adam!

- Çankırı Belediyespor yönetim ve mali krizi bir arada yaşıyor! Mevcut sorunlar çözülmezse takım dağılacak ve sonrası bilinmezlik! Sorunun çözümü yerine iş “uzmanlara” havale ediliyor! Bu ne demek; "Sorunu ben yaratırım ama, işi uzmanlar çözer" (!) Harika! Yönteme de "duyarsızlığa" da şapka çıkartılır!

- Başta ilköğretim ve orta öğretim eğitimi veren okullarda yaşanan “rezaletler” ne iktidarın ne de bürokratın sorunu! Ergenlik çağının eşiğindeki çocukların problemleri öylesine yükseklerde ki, yaşanan ve yaşanacak skandalları şimdiden tahmin etmek mümkün değil! Ama herkes mevcut durumdan çok mutlu!

- Başta Merkez Belediye olmak üzere, ilçe ve belde belediyelerinin yaşadıkları sıkıntılar gün gibi ortayken, iktidar ve Çankırı temsilcileri nedense, yaşanılan sıkıntıları bilmezden ve görmezden gelen hal ve davranışlar sergilemekte! 2010 yılında kapılarına kilit vuran belediyelerin haberlerini bol bol hep birlikte okuruz! 

-4. Teşvik bölgesi içine dahil edilen Çankırı’ya yatırımcı davet edilirken (!) (hoş, ne gelen var ne de giden) ama, Ankara – Çankırı – Zonguldak Karaelmas Expresi sessiz sedasız kaldırılmış kimin umurunda ki! Acaba Expresin kaldırılmış olmasından bölge milletvekillerinin haberi var mıdır?

Daha yazacak o kadar çok malzeme varken, yeteri derecede sizleri “mutsuzlaştırmış” olmanın verdiği sıkıntıdan dolayı “şimdilik” sonlandırmak istiyorum!

Biliyorum ki, yeni yılda “bazı safralardan” Çankırı arınacak! Ve bu “arınma” ile birlikte 2009 yılında “surda yaşanan çatlak” 2010 yılında iyiden iyiye “yarılarak” bugüne kadar yaşadığı sıkıntılardan, baskılardan ve garipliklerden Çankırı kurtulacak!

Bu değişimi birlikte yaşayacak ve göreceğiz… Saygılarımla…