"ALEM-İ KÜRŞAD 

Değerli Basın,

Doğduğum büyüdüğüm memleketim Çankırı’da, bazı edepsiz  kişi, işletme ve gurupların şahsıma yaşama olanağı tanımadığı, bu sebeple Ankara’ya göçe zorlanan, göç etmek zorunda kalan bir  Çankırı’lı olarak, siz değerli hemşerilerim ile bazı hususlar hakkında hasbihal etmek istedim.

Malumunuz adalet ve hukuktan uzak, güçlünün güçsüzü ezdiği, paranın varlığı ile hakimiyeti altına aldığı, hoşgörü ve edebin son çırpınışlarını sarf ettiği bir zaman diliminde yaşamamız hasebi ile affınıza sığınarak kimliğimi gizli tutmak zaruretinde kalmaktayım. Sizlerin  tarafıma hitap edebilmesi açısından, lakap aramayasınız diye kendimi “Alemi Kürşad” olarak nitelendireyim. 

Elimden geldiği ve gücümün yettiği nispette doğru, dürüst, ahlak ve edep sahibi, Allah’ın yer yüzündeki erlerinden  olmayı gaye edinen, aynı zamanda inandığı değerler doğrultusunda yaşamaya çalışan, yaratılanlar arasında şeref sahibi olan insanlar topluluğunun bir garip ferdiyim. 

Ne ilim sahibi alim, ne de körkütük cahil biriyim. 

Değerli kardeşlerim,

Başka illerde şahit olmadığım ve herhangi bir bilgi sahibi olmadığımdan mütevellit sadece kendi memleketimizde şahit olduğum, insanlarımızın bilmesinin gereklilik olduğu yalnız gıybet kapsamına girmemesi için de isim ve muhataba yönelik olmama gayreti ile bildiklerimi paylaşmak istiyorum.

Çankırı’da hayatını ikame eden ve toplum nezdinde cemaatlerin yanı sıra bazı kesimlerde itibar gören  insanlar, genelde elit diye tabir ettiğimiz varlıklı, siyaseten aktif, yıllardır değişmeyen birbirleri ile rant bağlantıları ve akrabalık bağları da olan belli kesimin varlığı sizlerin de bildiği üzere aşikardır.

Bu insanlar makam, mevki, para, çıkar odaklı,  gösteriş meraklısı ve  islami değerleri kendi çıkarları doğrultusunda şekillendirmeye çalışan, inanç değerlerinin zayıf olmasından ötürü, hem bulundukları toplumu hakimiyetleri altına almak, hem de maddi imkanları zayıf insanlar üzerinde psikolojik baskı oluşturarak güdümleri  altına almaya çalışan sömürgeci varlıklardır.

Şehrimizde uzun yıllardan beri varlığını sürdüren bir Gevheri,  aynı zamanda bir cemaatin Çankırı’da efendisi.   
Aynı zamanda yukarıda bahsetmiş olduğum varlıkların bir araya gelerek hisseler dahilinde açtığı bir hastanenin tek söz sahibi.

Siyasi arenada güçlünün yanında ve bir güç teşkil eden varlığıyla, Çankırı’yı kendi çıkar ve amaçları üzerine dizayn eden bir oluşum. 

Aşağıdaki soruları düşünerek, gerisini siz hayal edip siz düşününüz.

Çankırı Devlet Hastanesinde neden doktorlar uzun süreli durmuyor? Neden bu hastane hizmette ağırlaştırılıyor?
Bir idareci veya amir atanacaksa kimler bunu belirliyor?

Çankırı siyasetini ve siyasi kişilikleri kimler belirliyor?

Rant ve çıkarlar nereye ve kimler tarafından pay ediliyor?

Çankırı bürokrasisinde kendilerine tabi olmayan yöneticilerin tayinini çıkartıp kimler gönderiyor?

Arsa ve emlaklar nerelere kaçırılıyor?

Çankırı’da ticaret yapmak isteyen girişimciler neden başarılı olamıyor?

Çankırı neden büyümüyor ve gelişmiyor?

Çankırı’da fuhşiyat neden çok üst seviyede? 

Çankırı dışındaki iş adamları neden Çankırı’yı tercih etmiyorlar?

Sayın halkımıza bir sorum olacak.

Bana Çankırı’da aşağıda sayılan 12 maddeden üçüne sahip olan bir partili, yönetici, esnaf, siyasetçi, iş adamı ismi verebilir misiniz? (Not : Bu soruya lütfen yalakalık vasıflarını taşıyan şahıslar cevap vermesin. )

Doğru.Dürüst.
Düzgün. Zeki.
Ahlaklı.
Namazında abdestinde.
Doğru sözlü (yalan konuşmayan).
Halk tarafından sevilen.
Hiçbir ahlaksızlığı görülmemiş.
Alçak gönüllü.
Mütevazi.
Gerektiğinde radikal.
Haram yemeyen.
Gıybetten kaçan.

Alem mert görmemiş namertlerle dolu,
Yiğidim namertlere görünmez hakikat yolu.
 
KONUŞULACAK ÇOK ŞEY VAR. ÇÖZÜM YOKSA LÜZUM YOK."

EDİTÖR'ün notu: İçinde bulunduğu sorunları dile getiremeyen toplumlarda böylesi 'mektuplar' o toplumu yönetenlerin, aynanın karşısına geçerek, kendilerine 'nerede yanlış yapıyoruz?' sorusunu sormalarına neden olur! Öngörüm şudur ki; Yukarıdaki mektuba benzer yeni mektupların artarak bizlere ulaşacağı kanaatindeyim! Neden mi? Özellikle şehir merkezindeki 'tabela STK'ların toplumun ihtiyaçları doğrultusunda uzlaşı ve çözüm önerileri geliştirmemekte, yaşanan sorunlara olabildiğince sessiz kalarak adeta 'üç maymun'u oynamakta, bunun sonucunda da başta siyasetçiler olmak üzere bürokratlar da öncelikli görevlerini yerine getirme yerine mesailerini 'zamana' oynayarak doldurmaktalar! 'Okuyucu Mektupları'nı Çankırı'nın dar sokaklarında ezilen insanların 'çığlığı' olarak değerlendiriyor ve fazlaca önemsiyorum... Bilinmesi dileğiyle. (V.B)