Çankırı'da 'müdür atamaları'nın perde arkası!

Okuyucusunu sevmeyen yazar olmaz... 

Okuyucu, takip ettiği yazarın satır aralarından çıkardığı birikimle, onun ruh halini, hangi hallerde olduğunu öylesine isabetli tahlil eder ki, vereceği desteği tam o noktada veriverir...

Okullar açıldı açılmasına da, okul müdürleri ile ilgili yapılan atamalar da fazlasıyla ses getirdi...

İsterseniz gelin, tarafıma gelen 'okuyucu mektubu'nu soluksuz bir şekilde okuyalım da, Çankırı'da 'müdür atamaları'nın perde arkasını birazcık aralayalım...

Benim yazı mı?

Şu mektubun çıkaracağı gürültü bir dinsin hele... Sonrasına bakarız...

"MÜDÜRLÜK ATAMASI İLE İLGİLİ KULİSLER

Milletvekili Av. İdris Şahin, okulların müdür atamaları ve okulların müdürsüz eğitime başlaması ile ilgili basın mensuplarının sorularını yanıtlayarak, "Pazartesi günü Vali Özcan’ın izin süresinin sona ermesi ile Milli Eğitim’de sağlıklı bir çalışmanın yapılacağını" belirtiyor. 

Okullarda ciddi bir kaos yaşanırken İl Milli Eğitim Müdürü Yusuf Yazıcı’nın "eğitimi şaha kaldıracağız" demesi Aziz Nesinlik olarak algılandı.

Okullar müdürsüz açılınca okullardaki öğrencilere, velilere ilgisizlik, bunun ortaya çıkardığı sert tepkiler ve şikayetler demek ki milletvekillerine kadar ulaşmış, bir de buna TEOG’da öğrencilerinin yerini bir türlü bilememesinin ailelere verdiği gerginlik de eklenince ortaya çıkan yönetim boşluğunu doldurmak ve tepkileri yumuşatmak görevi milletvekiline kalıyor. 

Şahin’in açıklamalarından anlaşılıyor ki Eğitim-Birsen sorunsuz bir eğitim yılı başladığını söylemiş, Nuh Yalçın müdürlük ataması yapılmayan yedi müdürünü unutmuş, okullarda yaşanan karmaşayı es geçmiş, "kalan yedi müdürüm de elimden gitmesin" diye teşekkür etmiş milletvekiline...

Öyle anlaşılıyor ki EĞİTİMSEN temsilcisi Nurcan Yanık milletvekili Şahin’e kimin nereye müdür olacağına dair listenin milli eğitimin dışında eğitimden anlamayan hangi cahil beceriksizler tarafından hazırlandığını sormuş olmalı. Başka sorunlardan da söz etmiş olabilir ama milletvekilinin gündeminde onlar yer almamış, sadece bunu dile getiriyor.  

Milletvekili Av. İdris Şahin, "onun oğlu, bunun kızı, şu tarikatten bu sendikadan diye müdür belirlenmesinin eğitime zarar vereceğini" iddia ediyor. Yalan söyleme çarpılırsın derler ya her halde milletvekillerinin çarpılma konusunda da dokunulmazlıkları var. 

Hangi okula kimin müdür olacağına dair listenin hazırlanmasında en etkili isimlerden birinin hizmetli kadrosunda çalışan Ahmet Dönmez’in olması bugünlerde öğretmenler arasında sıkça espirisi yapılan bir durum. Şaka gibi ama milletin azı torba değil ki büzesin.      

Bu müdürlük atamaları nasıl oluyor diye araştırdım. Güngör Çalışkan, Halim Hıcıplı ve İl Milli Eğitim Müdürünün tüm baskılarına direnip Nazır Şahin arkadaşım diyerek Fen Lisesini tercih etmeyince daha önce hazırlanan listelerde bir alt üst yaşanıyor. Fen Lisesi'ne müracaat şartları taşıyan öğretmen kalmadığı için Nazır Şahin’i ah vah ederek yeniden görevlendirmek zorunda kalacaklar. Peki Nazır Şahin’in kaybolan itibarı ne olacak? O önemli değil canım... Belki de Nazır Şahin’i getirmemekte direnecekler ve Fen Lisesini basiretsiz, beceriksiz birinin eline teslim edecekler.

Güngör Çalışkan’ın Anadolu Öğretmende kalmak varken Çankırı Lisesi'ne gitmesi de tartışılıyor. Nevzat Ayaz Anadolu Lisesi şimdi ne olacak? Çankırı’nın en iyi ikinci okulu... Kimi getirseler eline yüzüne bulaştıracak işleri... Milletvekili Şahin’in "Vali göreve başlasın yeniden bakacağız bu görevlendirmelere" derken kasdettiği şeylerden biri bu olsa gerek. Zira hiçbir müdürün kararnamesi henüz hazır değil. 

Öyle görünüyor ki Milli Eğitimin yeni acemi müdürü "aşağı tükürsem sakal yukarı türüksem bıyık" derken okulların yönetimini arap saçına dönüştürmek üzere. 

Şu anda ilk ve yeniden atama başvuruları yapılıyor. Milletvekili Av. İdris Şahin “Bu ne ya!” demezse kim nereye gelecek liste hazır. Milli Eğitimin parti ve sendika güdümlü yönetimi noterlik görevini yapacak. 

Çözümü halen netleşmeyen okullardan biri Kız Meslek diğeri Güzel Sanatlar Lisesi... 

Güzel Sanatlar Lisesi Müdürü Mustafa Şahin İl Milli Eğitim Müdürlüğüne Şube Müdürü olarak atanınca boşalan koltuğa Eğitim-Birsen, okulun pansiyondan sorumlu müdür yardımcısı din kültürü öretmeni Üzeyir Çelik’i listesine almış, ona biraz gaz, biraz umut ve yüzdeyüz garanti vermiş. Çankırı Lisesi'nde aynı sendikanın üyesi ve Milletvekili Av. İdris Şahin’in Anadolu Lisesinden sınıf arkadaşı ancak Hüseyin Filiz torpilli Hasan Kağan Küçük de bu okula aday olunca çadır karışıyor. Üzeyir Çelik cuma namazından önce Şube Müdürleri Mustafa Şahin’i ve Oğuz Cesur’u okulda sanki cebindenmiş gibi öğrencilerin öğle yemeğinde ağırlayarak etli patlıcan ve kabak dolma ikramıyla ikna turları atarken Hasan Kağan Küçük milletvekili torpilli olmanın avantajı nedeniyle kendini garanti görüyor.

Öğrencinin, velinin, öğretmenin gözünde karizmasıysa, çalıkanlığıyla görev yaptığı okula huzur getiren, Çankırı’da güler yüzlü eğitimin öncüsü ve son puanlamalarda Milli Eğitimin engelline takılan Mehmet Soycan “Ben kimseye boyun eğmem, yalakalık yapmam. Benim işim koltuk değil, eğitim. Savaş koltuk için yapılıyorsa ben yokum” deyip İstanbul’a tayin isteyince Kız Meslek Lisesinin (yeni adı Şehit Erdem Öztürk MTA Lisesi) müdürlüğü boşaldı. Okulun Müdür Başyardımcısı Din Kültürü Öğretmeni Hilmi Ersunan bu okulda müdür olarak kalmak için kulislerini sürdürüyor. Ancak bir zamanların din hizmetlerinden sorumlu şube müdürü, Nevzat Ayaz Anadolu Lisesi'nin Müdür Yardımcısı Edebiyat Öğretmeni Tansel Yılmaz’ın da bu okula müdür olarak gelmek istemesi onun planlarını ters yüz ediyor. Bu okula bir bayan başvurursa Hilmi Ersunan’ın şansı kalmıyor. 

Kim gelirse gelsin bu okulda Mehmet Soycan’ın yerini dolduramayacağı kesin. 

Milli Eğitimin süreci iyi yönetememesi nedeniyle bu kargaşada Çankırı sadece iyi bir okul yöneticisini değil, aynı zamanda en iyi eğitimcilerinden birini maalesef kaybetti.  

Öyle anlaşılıyor ki okulda müdür olmak bir matahmış gibi koltuk kapma savaşı sürüyor. Aslında çok önemli ama koltuğa aday olanların “Ben müdür olursam okulu şu noktadan alır, şu noktaya taşırım, işte projelerim, işte yönetim yaklaşımım, işte eğitim anlayışım” gibi bir kaygıları maalesef yok. 

AKP, Eğitim-Birsen, milletvekilleri kendilerine en iyi biat edenlerin arayışında, eğitim tarihimizin en büyük siyasal kadrolamasını gerçekleştirmek üzereler. 

Abdullah Cengiz, İsmail Bişkin, Zekeriya Yelmen, İsmail Karabasmaz, Hilmi Ersunan, Hasan Kaan Küçük, Tansel Yılmaz ve bunların benzerleriyle Çankırı'daki eğitimin dört yıl sonra geldiği aşamayı hep birlikte göreceğiz. 

Okullarda eğitimin niteliği, içeriği kimsenin umurunda değil. 

Doğadan ve toplumdan uzakta cep telefonlu, internetli sanal ortamlarda yetişmiş yeni bir kuşak geliyor. Müdür olanların ya da önümüzdeki günlerde olacakların bu kuşağı anlayıp, yorumlayıp okulda ona göre bir eğitim stratejisi belirlemesi hiç mümkün görünmüyor. Okul yöneticilerine ve öğretmenlere Çankırı’da uygulamalarıyla örnek olacak bir Mehmet Soycan da artık olmayacak."     

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.
6 Yorum