Çankırı'da domuz istilası!
Domuzlar, Çankırı'nın ilçelerini istila etmiş durumda.
Çankırı'nın ilçeleri domuz istilasına uğramış durumda. Dün akşam üzeri Korgun - Maruf köyü girişinde çekilen bu görüntüler çok konuşulacak.
Çankırı'dan Maruf göletine iftar yapmaya giden bir grup Çankırılı'nın objektiflerine takılan görüntüler şaşkınlık yaratacak düzeyde.
Kısa adı ÇANOBDER olan Çankırı Amatör Olta Balıkçıları ve Doğal Hayatı Koruma Derneği yönetim kurulu üyelerinden Ali Osman Göl, konuyla ilgili olarak Sözcü18 okurları için bakın neler söyledi:
"YABAN DOMUZU (MÜBAREK BİR HAYVAN)
Geviş getirmeyen, çift toynaklı, evcil domuzun atası. Önden bakıldığında burunları fil hortumunun ucunu andırır, uzun kafalı, küçük gözlü, muhteşem ve ilginç dişlere sahip bir hayvan. Yaban domuzu. Ülkemizin her bölgesinde barınır. Gündüz sıklık, koruluk alanlarda saklanır gece aktiftir. Bir seferde 8’e kadar yavru dünyaya getirebilir.
Her ne kadar, ülkemizde sevilmeyen, görüldüğü yerde vurulması gereken bir canlı olarak görülse de saygı duyulması gereken canlıların ilk sıralarında gelir. Doğayla başa çıkmada son derece başarılı, doğaya sağladığı katkı son derece yüksek. Daha da ileri giderek doğaya katkısı orman adını barındıran kurumların sağladığı katkıdan da fazla olduğunu söyleyebilirim. Doğada toprağın havalandırılmasında, bitki tohumlarının toprağa karışmasında kısaca doğada yeni fidanların yetişmesinde en büyük pay sahibidir. Doğanın atıklarının temizlenmesinde pay sahibi, kutsal kitabımızda adı geçen mübarek bir hayvandır. Asla yavrusunu terk etmez. Kaçarken asla yavrusunu arkada bırakmaz. Gerektiğinde saldırır. Ya kaçacak yeri kalmayacak, ya yavrusunu koruma içgüdüsü.
İnsanlar tarafından sevilmemesinin bazı gerekçeleri vardır. Ürünlerimize zarar verdi, mahsulü kaldıramadım vs. Hele bazı hastalıklara domuz, bazı virüslere kuş tavuk ismini vermezler mi?
Özellikle insanların sevmediği kişilere domuz demeleri yok mu? Lütfen, domuzları bazı insanlarla karıştırmayalım.
16.08.2014 - 15.02.2015 tarihleri arasında avlanması serbest olan, Yaban domuzu bek ve yürüyüş avında avcı başına 2, sürek avında avcı başına 3 adettir. Çankırı'da yetiştirilen her ürüne öncelikli olarak taliptir. Patates, mısır, şeker pancarı, buğday, pirinç vs. Bazı çiftçilerimiz ürününü hasat edinceye kadar beklemeyi, bazıları çit ile koruma altına almayı tercih ederken birçoğu da yaşadıkları deneyimlerden dolayı pes etmişlerdir. Yani kazanan yaban domuzu olmuştur. Hele sürekli ürünü bekleyip de o gün önemli bir işinden dolayı bekleyemeyenler, eyvah ki eyvah. Her insan kendi ürününü korumayı düşünür de, ortak akıl bir araya gelerek Sarı Dağın başına veya ormanlarımızın içinde boş bir alana 2 çuval patates, bir çuval mısır ekelim demez. Bu sayede belki ürünleriniz kurtulabilir. İlimizdeki duruma bakarsak, Kızılırmak vadisi boyunca iğdelik ve sazlık alanlarda barınan yaban domuzları, geceleri ırmak boyunca ekili alanlardaki pirinç ve buğdaylara zarar verir. Zaten çiftçi mısır, patates ve şeker pancarını ekmeyi düşünemez bile. Eldivan, Korgun, Yapraklı, Ilgaz gibi ormana yakın, ormanla iç içe veya koruluk bölgesi olan ilçelerimizde bu ürünleri ekmek hayal bile edilemez. Bir örnek vermek gerekirse, Ilgaz’ın Kale Köyünde ekilen mısırın, patatesin, şeker pancarının, buğdayın hasat edilme ihtimali sıfırdır. Bu gerçek ilimizin yüzde sekseni için geçerlidir. Kısaca çiftçimiz pes etmiştir.
Peki yaban domuzu popülasyonunu kontrol altına almak için yapılan bilimsel bir çalışma ve uygulama var mıdır? Cık. Varsa da ben duymadım.
Sonuç: Çankırı ili hudutları dahilindeki toprak parçası yaban domuzlarına teslim edilmiştir."