İbrahim ZENCİRCİ

İbrahim ZENCİRCİ

"Cambaza bak cambaza" (!)

Bizim çocukluğumuzda (40-45 yıl önce) taşra kasabalarına ve Çankırı gibi küçük illere özellikle panayır zamanı, “halkacılar” diye bilinen, çadır kumpanyaları gelirdi.

Av. Mustafa Karagülle’nin de bir yazısında hatırlattığı gibi bu kumpanyalarda; mislini kazanmak için para basılan sarı-kırmızı renklerlerle bölünmüş ve hep “halkacıya” kazandıran siyah renkli “hacı baba”dan oluşan rulet masası benzeri bir çark, tüfekle yapılan atışla, uçağa benzetilmiş hedef vurulduğunda çıkan patlama sesi ve barut kokusu. Bir keresinde iki gece bekçisinin sabaha kadar döndüğü rivayet edilen döner salıncaklar, çadırın kapısındaki çığırtkanın üstü kız altı balık olduğu iddia ettiği balık kız ve müşterileri cezbetmek için çeşitli atraksiyonlardan oluşan gösterilerden oluşurdu. 

Bu çadır tiyatrolarının veya eğlence kervanının en önemli kişisi ise tel cambazlarıydı.
Ben o günlerden, Tatlı Çay üzerinde, Dedeler Köprüsü diye bilinen yaya köprüsünün karşısında, şimdi Büyük Otel ile Şehir Stadı arasında kalan köşe de kurulan bir çadır kumpanyasını hatırlıyorum. Yukarıda da dediğim gibi bu eğlence kervanının da en önemli kişisi tel cambazıydı.

Yaklaşık 25-30 metre  aralıkla dikilen iki direğin arasına çekilen tel, direkler de yere bağlanır ve bir makara ile telin gerginliği ayarlanırdı. Telin iki yanında duran iki kişi, teli cambazın yapacağı gösteriye göre gerer veya gevşetirdi. İşte o günlerin birinde, tel üstünde yalancıktan kurban kesen cambazları hatırlarım. Yine o günlerde Çankırı’ya gelen tel cambazlarının en meşhuru "Boncuk"tu. Boncuk elinde 4-5 metrelik bir sırık, kıçında yanıp sönen küçük bir kırmızı ampul, telin üzerine çıkar gösterisini yapardı. “Boncuk”u diğerler cambazlardan ayıran önemli özelliği kıçında yanan o kırmızı ampuldü.

Hayrola efendi ağa, şimdi bu da nereden çıktı diyenler olabilir. 

Baro Başkanlığı adayı, Av. Mustafa Karagülle dostumuz gibi geçmişin tel cambazı “Boncuk”u hatırlayıp, günümüzün tel cambazlarını göremeyen akranlarım (yaşıtlarım) hemşerilerim olabilir. Hani; “ol mahiler ki derya içredir deryayı bilmezler” diye bir söz var ya, o nedenle hatırlatmak istedim.

Bu günlerde, tel cambazı “Boncuk” turizm cenneti Ilgaz’ımızın bizim olan yamacında, Yıldız Tepe'de görülmüş, Kastamonular bu tür cambazlık numaralarını yutmadığı için, “Boncuk” Çankırı’yı mesken tutmuş, diyorlar.

Malum olduğu üzere, ilk olarak Yıldıztepe'deki tesis, İl Özel İdaresi Kanununun 20. Maddesine rağmen, İl Genel Meclisi Üyesi M.Ö'ye ihale edilmişti ve o yıllarda Çankırılı “cambaza bak, cambaza bak” diye uyutulmuştu.

Halef-selef İlbay Paşaların gözdesi olan, oksijene ihtiyaç duydukları, her fırsatta ziyaret ettikleri ve makama ayrılmış odalarda istirahat buyurdukları, yıldızlı tepelerde bu günlerde arka arkaya yeni ihaleler yapılıyormuş. Tel-e-siyej kurulacak-mış, tesisler yapılacak-mış. İlbay paşalar ihale üstüne ihale yapa dursun, tel-e-siyej kurmak için ön olurlar ala dursun. Tel cambazı “Boncuk” çoktan, Yıldıztepe'de “Aşıklar Köprüsü”ne teli kurmuş ve de icraata başlamış.

Olur da yolunuz bu günlerde Yıldıztepe'ye düşerse ve yıldızları görmek için yukarılara doğru bakarsanız karanlıkta kırmızı küçük bir ışık göreceksiniz, sakın şaşırmayın tel cambazı “Boncuk”un kıçında yanan lambadır o.

Cambaz cambazlığını her zaman yapacak yapmasına da biz seyirciler ne zaman uyanacağız çok merak ediyorum.

Cambaza bak, cambaza!

Saygılar bizden…

Merak edene:
İl Özel İdare Kanunu:
Madde 20.
- İl genel meclisi üyeleri, görevleri süresince ve görevlerinin sona ermesinden itibaren iki yıl süreyle il özel idaresi ve bağlı kuruluşlarına karşı doğrudan doğruya veya dolaylı olarak taahhüde giremez, komisyonculuk ve temsilcilik yapamaz.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.