Bukan: Vali Uzun AKP'nin sözcüsü konumunda
MHP Çankırı milletvekili Ahmet Bukan 12 Eylül'de
gerçekleştirilen referandum sonucu ve gündemle ilgili yazılı bir basın açıklaması yaptı.
Milletvekili Bukan, yaptığı açıklamada Vali Şemsettin Uzun'dan "Haddini ve seviyesini aşma konusundaki bu başarısıyla Şemsettin Uzun denilen kişinin, memleketimizin valisi değil AKP’nin sözcüsü olduğu açığa çıkmıştır." dedi.
MHP Milletvekili Bukan'ın yazılı açıklaması tam metni aynen şöyle:
"Değerli Basın Mensupları,
Öncelikle 12 Eylül 2010 tarihinde gerçekleşen referandum sonuçlarının ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum.
Bu süreçte MHP olarak, anayasa değişiklik paketinin ülkemizi tehlikeli bir maceraya sürüklediğini kamuoyuna açıklayarak, pakete destek vermeyeceğimizi söylemiştik. Öyle görünüyor ki, vatandaşlarımıza bu düşüncelerimizi aktarmakta özellikle Çankırı’da eksik kalmışız. Hükümetimizin kendi yargısını oluşturmak maksadıyla getirdiği bu değişikliklerin, kuvvetler ayrılığı prensibini ortadan kaldıracağı konusundaki çekince ve endişelerimiz bugün, dünden daha kuvvetli olarak kendini hissettirmektedir. Genel Başkanımız Sayın Dr. Devlet Bahçeli’nin de referandum mitingleri sırasında sürekli ifade ettiği gibi, bu değişiklik daha Resmi Gazete’de yayınlanmadan yeni anayasa için kolları sıvayan hükümet, bu değişiklikle büyüyen endişelerimizi daha da derinleştiren yeni bir arayışa girmiştir.
Türkiye’de, tüm kazanımlarımızın yandaş ve yabancılara şu ya da bu şekilde satılmasının önündeki engelleri, referandum sonucuyla aşan hükümete karşı savunmasız kalan ülkemizin, referandum süreci boyunca ölçüsüzce kullanılan tüm devlet ve iktidar imkanları da göz önüne alındığında, güvenebileceği ve bu pervasızlığa dur diyebileceğine inanacağı tek siyasi yapı MHP’dir. Bu durumu iyi bilmelerine rağmen, ikbal ve istikballerini ABD ve AB’nin huyu ve suyunda bulacağına inanan çeşitli yorumcu ve anketçiler, daha referandum sonuçları alınmaya başladığı andan itibaren, otomatiğe bağlanmış gibi, MHP ile ilgili ciddiyetten uzak değerlendirme ve söylemlere başvurmuşlardır. Şunu açıkça ifade etmek gerekir ki, MHP’nin gelecek endişesi yoktur, olmamıştır. Ülkemizde “Türk’üm ve müslümanım” diyen bir tek insan kalmayıncaya kadar da olmayacaktır. Bu nedenle referandum sonuçlarına bakarak partimizin eridiğini düşünenler, asıl eritilen şeyin ülkemiz olduğunu fark etmek zorundadırlar.
AKP hükümetinin 9 yıllık iktidar döneminde başlattığı kadrolaşma hareketi, bu referandumla birlikte yargıyı da içine alarak genişlemiş ve tüm ülke sathına yayılan bir güç halini almıştır. Referandum öncesinde bu gücü kullanan hükümetin, Aydın’da olduğu gibi Çankırı’da da en büyük yandaşı konumundaki vali, çeşitli köylerde topladığı insanlara “Evet” propagandası yapmakla kalmamış, referandum değerlendirmesinde, “Çankırı gereken cevabı verdi” diyerek, toplumun tüm kesimlerine eşit ve adil bir anlayış içinde hizmet etmesi gereken bir idareciye yakışmayacak açıklamalarda bulunmaktan çekinmemiştir. Haddini ve seviyesini aşma konusundaki bu başarısıyla Şemsettin Uzun denilen kişinin, memleketimizin valisi değil AKP’nin sözcüsü olduğu açığa çıkmıştır.
AKP İl Başkanı İdris Şahin’in, hiçbir zaman erişme umudu olmayan Mevlevi şeyhi makamında kollarını açarak, ülkücü arkadaşlarımızı partilerinin kapısında beklemesi ise boşunadır. Dün Diyarbakır’da, Habur’da teröristi kucaklayan zihniyetin Çankırı temsilcisi bu arkadaşımız, teröristleri gerilla diye tanımlayan metnin altında imzası bulunan kişidir. Bölücüleri kucaklayan, onlar için çadır mahkemeleri kurup, devleti teröristlerin ayaklarına götürme gafletindeki bu zihniyet, 8 yıldır ülkücü arkadaşlarımıza her türlü zulmü reva görmektedir. Eli kanlı bölücülerle sarmaş dolaş olanların ülkücü arkadaşlarımıza davetiye çıkarması, ülküsünü ve sevdasını sadece kendi menfaatleri arasında arayan, ülkücü camiayı tanımayan zavallıların harcıdır. Referandum sarhoşluğuyla çıktıkları bu yolda, önümüzdeki genel seçim sandıkları, ülkücülerin cevabı olarak, eminim ki, suratlarında tokat gibi patlayacaktır.
Çankırı’nın her geçen gün ileriye gittiğini, hükümetin her gün yaptığı atılım ve hamlelerle kalkındığını iddia eden AKP temsilcileri, bu yalanlarına destek yaptıkları valiyle beraber, memleketimizin büyüyen sorunları ve sıkıntılarıyla neredeyse dalga geçmektedirler. Bunun son örneği Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nca dağıtılan kömürlerle ilgili olarak basına yansıyan haberlerdir. Öğrendiğimize göre, değerli valimiz 2300 aileye dağıtılan kömürü tutuşturmak için 100 kg da odun verilmesini istemiş. Bu vesileyle betondan iyi anlayan valimizin odundan da iyi anladığını öğrenmiş olduk. 2300 aile demek, 11500 nüfus demektir. Hızla kalkınan ve gelişen Çankırı’mızda nüfusumuzun asgari % 10’unun devlet yardımı olmadan geçimini temin edemeyecek kadar fakir olduğunun açık göstergesi olan bu durum, fakirliğimizi, zayıflığımızı gizlemek isteyen zihniyetlerin açık itiraflarından başka bir şey değildir. Ne var ki, kendi iddialarını kendileri yalanlayan bu insanların samimi ve mütedeyyin insanlarımıza söyleyebilecek yalanlarının sınırları maalesef yoktur.
MHP olarak, bundan sonra daha çok çalışmak gerektiğinin bilincindeyiz. Ülkemizin çok riskli bir yolda yürüdüğünü görüyor ve biliyoruz. Bu anlamda halkımızın bizden daha büyük bir gayret ve özveriyle çalışmamızı istediğini de biliyoruz. Bu nedenle, bugünden olmak üzere, tüm MHP’li ve ülkücü dostlarımızı bu tarihi mücadelede görev başına çağırıyoruz. Kaybedecek zamanımız yoktur. Doğrusu ülkemizin de zaman kaybetmeye tahammülü yoktur."