Bu mu Başöğretmen!
Öğretmenlerimiz bize böyle öğretmemişlerdi. Biz Başöğretmen olarak,
Mustafa Kemal Atatürk’ü bilirdik.
Her konuda olduğu gibi meğer bunda da yanılmışız. Çankırı gerçeği ve dalkavuklukta sınır tanımayan bazı hemşerilerimiz bize bir kere daha öğretti ki esas başöğretmen şu an Çankırı'da görevli olan valiymiş.
Çankırı’da özel bir anaokulu, öğretmenler günü nedeniyle, 4 ve 6 yaşındaki çocuklarla müdüre hanım ve iki öğretmenle birlikte vali beyi ziyarete gitmişler.
Müdüre hanım; "Sayın Valim, Öğretmenler Günü nedeni ile ilimizin Başöğretmeni Valimizi ziyaret etmek istedik. Öğretmenler Gününüz kutlu olsun” demiş. (yağdanlık basından)
"Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller yetiştiren" öğretmenlere ve düşünen beyinlere, gören gözlere sesleniyorum.
Lütfen aşağıdaki iki fotoğrafı karşılaştırın.
Hangisi Başöğretmen?
Bu mu Başöğretmen?
Vali beyi Çankırı’ya geldiğinden beri, hem onun memurluğunu hem de internet sitesi sahipliğini bir arada götüren, valiye vıcık vıcık yağdanlık yapan sözde gazetecilerin sitelerinden ve yerel basından takip ediyoruz.
Lojmana yaptırdığı güvercin kümesinden sonraki icraatları saymakla bitmez.
Gelir gelmez sınıf ve branş öğretmenlerine karşı psikolojik baskı uygulamadı mı?
Bu mu Başöğretmen?
Girdiği bir sınıfta, öğretmene bölme işlemi sorup, bölüme sıfır koymayı unutan öğretmeni öğrencilerinin karşısında mahcup eden bu değil mi?
Bu mu Başöğretmen?
Çankırı’daki öğretmen camiası ile arası çok mu iyi? Adam kayırma ve de yandaş kayırmada bunun kadar ileriye giden oldu mu?
Bu mu Başöğretmen?
Arası açık olan öğretmenlerle durumu düzeltmek için eşi üzerinden İl Milli Eğitim Müdürlüğüne yaptırdığı kokteyl organizasyonunda öğretmenden çok valilik çalışanı vardı.
Bu mu Başöğretmen?
Tabii doğal olarak böylesi bir kokteyli Vali'nin eşi üzerinden düzenlenmesi işini üstlenen İl Milli Eğitim Müdürü Cemal Akbıyık'ın okul müdürlerine gönderdiği ve "öğretmen ve idarecinin (..) katılmasının sağlanmasını rica ederim" dediği yazı masamda duruyor.
İl Milli Eğitim Müdürünün "... rica ederim." ile biten cümlesinin ne anlama geldiğini herhalde bir çoğunuz anlamışsınızdır!
Bütün bu yaşanan psikolojik baskı, yıldırma, aşağılama ve aradaki yağdanlık bürokratlara rağmen Çankırı Eğitim camiasında dün olduğu gibi bu gün de "Başöğretmen Atatürk"ün öğretmenleri var.
İyi ki varlar…
(Yorum-haber: İbrahim Zencirci)
Merak edene not:
İNSAN HAKLARI EVRENSEL BEYANNAMESİ
Madde 19- Herkesin düşünce ve anlatım özgürlüğüne hakkı vardır. Bu hak düşüncelerinden dolayı rahatsız edilmemek, ülke sınırları söz konusu olmaksızın, bilgi ve düşünceleri her yoldan araştırmak, elde etmek ve yaymak hakkını gerekli kılar.
T.C. ANAYASASI
VII. Düşünce ve kanaat hürriyeti
MADDE 25- Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir.
Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; düşünce ve kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz.
VIII. Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti
MADDE 26- Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir.