Böyle vurgun görülmedi!
Son yılların en ilginç banka vurgunu, BDDK’ya gelen bir ihbar mektubuyla ortaya çıktı.
Ankara’da yankı uyandıran kredi olayı şöyle gelişti: Olayın kahramanı olan lojistik şirketi Ağustos 2007’de İstanbul’da, 100 bin TL’lik sermayeyle kuruldu. Ortakları, Engin Ç. ile yabancı uyruklu Tatiana F. idi. Kırgız bankacı Kazakistan’daki bir banka adına Türkiye’de çok önemli bir pozisyondaydı. Türkiye'de bir bankanın yönetim kurulu üyesiydi. Kazak bankası bir yıl önce Türkiye'deki bir bankanın yüzde 34’ünü 425 milyon liraya satın alıp onu Türkiye’ye göndermişti.
Krediyi kolayca aldılar
İşte bu İstanbul şirketi, 3 ay sonra bir başka bankanın Ankara Hava Kuvvetleri Şubesi’ne 60 milyon dolar kredi almak için başvurdu. Şube müdürü Ergin Celal Gökçe, ‘olur’ verdi ve dosyayı Genel Müdürlüğe gönderdi. Şube Müdürü, Vatansever Güçkuvvetleri Birliği adlı dernek çatışı altında ‘suç örgütü ‘ kuran kişilerle bağlantılı bir isimdi. Dinlenen telefonlarında, halen Ergenekon’la birleştirilen davada yargılanan H.B. ile sık sık görüşüyordu. Ve Gökçe, iki yıl sonra Ankara’da kuşkulu biçimde öldü. Otomobili arızalanınca bir köprü üzerinde duran Gökçe’nin, boşluktan düşerek öldüğü polis kayıtlarına geçti.
Kazak bankasından teminat
Vatan Gazetesinden Ufuk Şanlı'nın haberine göre Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'na (BDDK) gönderilen bir ihbar mektubu son yılların en gizemli bankacılık olaylarından birini yakın tarihte ortaya çıkardı. Kredi alınan bankada çalışan bir personel tarafından kaleme alınan ihbar mektubunda son derece çarpıcı bilgi ve iddialara yer veriliyordu. Şirket, İstanbul, Ankara ve İzmir’de kapalı ve açık lojistik merkezleri inşa edeceğini ve bunun için 60 milyon dolara ihtiyacı olduğunu belirterek kredi istemişti. Ve bu hemen kabul edildi. Çünkü elinde Kazakistan'daki bankanın verdiği teminat mektubu vardı. Aralık 2007’de şirketin istediği 60 milyon dolarlık kredi Bahreyn şubesi üzerinden kullandırıldı. Yapılan anlaşmaya göre şirket her altı ayda bir faiz ödeyecek, anaparayı ise üçüncü yılın sonunda toplu olarak yatıracaktı.
Şirketin kuşkulu devri
İşte ne olduysa bundan sonra oldu. Eylül 2008’de şirketin kurucu ortakları hisselerini İngiliz Virgin Adaları’nda kurulu bir şirket ile bir holdinge sattı. Bu durum banka yetkililerini kuşkulandırsa da şirket faiz ödemelerini zamanında yaptığı için herhangi bir tedbir alınmadı. İlk üç ödemesini zamanında yapan şirket Aralık 2009’daki dördüncü ödemesini yapamayınca ortalık karıştı.
Ve Kazak bankası battı
O ana kadar sadece kredinin faizleri ödenmişti. Yani 60 milyon dolarlık anaparaya henüz sıra gelmemişti. Banka yönetimi hemen lojistik şirketine teminat mektubu veren Kazak bankasına döndü ve alacağını tahsil etmek için harekete geçti. Ancak Kazak bankasına 2008’deki kriz sırasında devlet el koymuştu. Varlıkları borcu ödemeye yetmiyordu.
Girdap operasyonu ilişkisi
Kredi sürecinde aktif rol oynayan şube müdürü Ergin Celal Gökçe’nin olaylar patlak vermeden çok kısa bir süre önce 20 Eylül 2009’da hayatını kaybetmesi olayları daha da esrarengiz hale getirdi. Gökçe’nin adı Ankara Emniyet’i tarafından yürütülen ‘Girdap Operasyonu’ sırasında da gündeme gelmişti. Ankara’daki Vatansever Güçbirliği Hareketi’nin kilit ismi, uluslararası silah ticaretiyle uğraşan H.B. ile Gökçe arasındaki telefon trafiği saptanmıştı. İkilinin gazetelere yansıyan görüşmelerinde yasal olmayan yollardan ‘kırmızı pasaport’ çıkarılması konusu ele alınıyordu.
BDDK inceleme başlattı
BDDK Başkanı Tevfik Bilgin’in talimatıyla bu gizemli olayları araştırmaya başlayan bankalar yeminli murakıpları kısa bir süre sonra şaşırtıcı bilgilere ulaştı. Çünkü mektupta dile getirilen tüm iddialar doğruydu. BDDK uzmanları şimdi olayın derinlemesine soruşturulması için kapsamlı bir çalışma yürütüyor.
Kazak patron da aranıyor
1925 yılında kurulan Kazak bankasının patronu 2009’a kadar milyarder işadamı M.A. idi. Çok hızlı büyüyen banka, küresel krizde sarsıldı ve uluslararası piyasalardan aldığı kredileri geriye ödeyemedi. Banka zor duruma düşünce Kazak hükümeti bankaya el koydu. Hemen ardından Londra Yüksek Mahkemesi M.A.'nın kreditörlere karşı sorumluluklarını yerine getirmediğini gerekçe göstererek mal varlıklarını dondurdu ve pasaportuna el koydu. Kazak hükümeti de bankanın batmasında birinci derecede rolü olduğu gerekçesiyle ünlü işadamı hakkında tutuklama kararı çıkardı. M.A. 2010’da İngiltere’den siyasi sığınma talebinde bulundu.