Bu ülke futbolundan kimler geldi kimler geçti, yıllar yılı...Torbalar dolusu paraları uğurlarına bir konfeti gibi serptiğimiz oyuncular ve teknik direktörleri anımsarız...Ve sonuçta yalnızlığımızın kahreden fotoğrafına bilmem kaçıncı kez kahır akıtırız, kendimize özgü..

Vitor Pereira ve Fenerbahçe... Biri küçük ülke Portekiz'in bence sıradan bir teknik direktörü, diğeri bu ülkenin yadsınamaz en popüler kulüplerinden biri.. Aynı pota içinde yeniden oluşarak ve bir bütün olması mümkün olmayan iki olgu...Bence; Portekizlinin suyu ısındı...Vitor kurnaz bir teknik direktör...Terör olaylarından nemalanıyor, '' Kalmaya değer mi..Bu koşullar altında nasıl kalınır ? '' diyerek korku paragrafları açıyor...Kötü bir sonuçtan sonra; kalıplaşmış ve de mantık düzeyi sıfır seviyede açıklamalar yapıyor, '' İyi oynadık ama başarılı olamadık..''

Hocam elindeki futbolcu malzemesi mükemmel ancak sezon bitecek sen hala bu takımın güç değerlerini rakibin önüne çıkarıp korku salamadın... Salamadığın gibi geçen hafta Beşiktaş'ın Kasımpaşa karşılaşmasını hedefleyerek puan kaybedeceğini de bildin..Şimdi Torku Konyaspor karşılaşmasından sonra yine aynı nakarat...Futbol oyununda her şey vardır, ama; bir şey yoktur... Bir teknik direktör büyük paralar alarak geldiği takımın başarısızlığının payına düşeni ile kahrolacağına bir başka takımın, alacağı sonuçların hesabını sürekli kalkan yapmaz... 

Benim asıl merakım; gün gelecek Pereira ülkesine gidecek, gönderilecek belkide hiç hoşlanmadığım bir sözcükle kovulacak... Türkiye sınırlarını aştıktan sonra kalıbımı basarım ki; söylem tarzı ve türü şu şekilde olacaktır;

''Canımı zor kurtardım... Hayatımın en zor aylarını geçirdim... Ben verdim futbolcu algılayamadı... Taraftar öfkeli, futbol ilkel ve ben zedelenen kariyerimi yeniden toplayabilmek için Türkiye'den kaçtım..''

Benim yanıtım; YALANCININ!!!!!!!!!!!!!!!!!!