Çankırı'nın yeni valisi Mesut Köse, tahminlerimin ötesinde sessiz sedasız görevine başladı.

Sayın Vali ile ilgili ilk intibam odur ki; Çankırı, günümüz kayyımı Vahdettin Özcan ile kaybettiği 5.5 yılı kısa sürede telafi edecek bir enerjiye ve de birikime sahip. Umarım sayın vali de izleyeceği icraat programı ile 'yalaka'ların değil, 'aklı selimler'in hislerine tercüman olur...

Açık ve net olarak ifade edeyim ki; Vali Köse'nin yapacağı 'tek' icraat ile önümüzdeki 50 yılın 'unutulmazları' arasına girmesi işten değil!

O da; Tuz Mağarası'nın dünya ölçeğindeki kriterler seviyesine getirilerek turizme açılmasıdır. Geride bıraktığımız 5.5 yılda, bırakın Tuz Mağrası'nın turizme açılmasını, Merkez'den mağaraya ulaşımı sağlayan 14 km'lik yolu yapamadı günümüz kayyımı!

Yol ile birlikte Tuz Mağarası'nın iç ve dış turizme hizmet verecek şekle büründürülmesi, sadece Çankırı'ya hizmet başlığı altında kalmayacak, özellikle ülkemizi ziyaret eden yabancı turistlerin önemli bir uğrak noktası haline gelecek. Ortaya çıkacak yeni durum da, Çankırı'yı içinde bulunduğu gerek sosyal gerekse iktisadi açıdan 'günü kurtarma icraatleri' sergileyen çok sayıda kafaya da bugüne kadar hangi boş işlerle uğraştıklarının fotoğrafını canlı canlı gösterme fırsatı bulacaktır.

Uzun lafın kısası, Tuz Mağaraları Çankırı'nın 'uyuyan dev'idir ve bu dev uyandırıldığında, şehrin ve insanımızın makus talihi değişecektir...

Kolay gelsin sayın Valim...

x x x

Çankırı Belediyesi Zabıta Müdürlüğü'nde yaşanılan olayları dile getirmekten Sözcü18 yazı ailesi olarak yorulduğumuzun bilinmesini isteriz.

Belediyenin bu biriminde yaşanan 'rezalet'lere yetişmekte ve de 'tahmin' etmekte hayallerimizin de zorlandığı malumunuzdur!

Ancak, yaptığımız haberler ve ortaya koyduğumuz rezaletlere karşın, başta Belediye Başkanı İrfan Dinç olmak üzere mevcut ahalinin koruduğu sessizliğe anlam vermekte de zorlanıyoruz!

Aslında zorlanmıyoruz da!

Başkan Dinç ve şürekasının Çankırı halkını rencide edecek düzeydeki icraatleri karşısında takındıkları 'suskunluğu' anlayabiliyoruz!

Lakin, Belediye'ye çöreklenmiş olan 'şüreka'nın (!) sergilediği cesarete de yaşadığımız şaşkınlık ile birlikte neredeyse 'alkış' tutma refleksimizin harekete geçeceğinden de endişe etmiyor değiliz!

Tüm bu yaşananları masaya yatırıp, sebep-sonuç ilişkisine doğru yol aldığımızda ise, karşımıza çıkan son değerlendirme; "Belediye Başkanı İrfan Dinç tehdit altında mı ki, yaşananlara bu kadar duyarsız kalıyor?" sorusunu getiriyor...

Aksi durum olsa, Başkanlığını yaptığı kuruma sahip bir kişilik karşımızda dursa; Çankırı Belediyesi'nde yaşanan bunca rezalete Sayın Dinç sessiz kalmaz... Kalamaz da!

Ben böyle düşünüyor ve Başkan Dinç'e buradan sesleniyorum:

- Sayın Başkan, sizi tehdit eden bir çete mi var?

x x x

Çankırı'nın iki milletvekili var... Geçen dönemde İdris Şahin ile Hüseyin Filiz arasında yaşanan olaylar sonrasında AK Parti Genel Merkezi'nin 2015 seçimleri öncesi izlediği yeni politika çerçevesinde M. Emin Akbaşoğlu, Şahin'in koltuğuna oturdu.

Kasım 2015'ten bu yana geçen süreye baktığımda, Filiz'in performansında herhangi bir değişiklik görmememe karşın, Akbaşoğlu'nun 'Çankırı' milletvekili olduğuna dair tek emare, protokoldeki yerine her daim sahip çıkması!

Bunun dışında milletvekili Akbaşoğlu'nu gören, duyan varsa beri gelsin!

Çankırı'nın etlisine - sütlüsüne karışmayacaktın da neden vekil oldun sayın Akbaşoğlu!

Sadece protokollerde boy göstermek, fotoğraf çektirmek ve elinize aldığınız mikrofonlardan "Selçuklu'dan girip Osmanlı'dan çıkmak" için mi vekillik görevini icra edeceksiniz?

"Ben kavga adamı değilim" demek başka şey, Çankırı'nın gündemini konuşmak, tartışmak apayrı bir şey... Çankırı'nın muhtarı bile sizden fazla olayların içinde sayın Vekil!

Beni geçin; Lakin sokaktaki vatandaşın da sabrını zorlamaya başladığınızı bilmelisiniz Sayın M. Emin Akbaşoğlu!

Pardon! Çankırı'nın vekili!

x x x

Bayram haftasına girerken kalın sağlıcakla...