İbrahim ZENCİRCİ
“Bayramın gelişi arefe'den belli olur”
Eskilerden duyar, bilirdik ki; “hak için kurban küp için kavurma” demeden, ibadetin amacına uygun ve kurban kesmenin gereğini yerine getirmek için çevremizdeki muhtaçları gözeterek onları sevindirmek ve Hak nazarında kabul görmesi içinde dağıtıma, paylaştırmaya özen göstermek zorunda olduğumuzu.
Hali vakti yerinde olanlar, kurbanlarını tekbirlerle, dualarla kesecek, kurban kesemeyenlere ve muhtaç durumda olanlara da paylarını dağıtacaklardı.
Öyle bilirdik!
Değişen bayramlarla birlikte, eskilerin söylemleri de çoktan değişmiş ne yazık ki.
Önümüzdeki Kurban Bayramı bazıları için "arefe"den belli oldu.
Çankırı Belediyesi'nin internet sayfasında haberi görünce önce pek anlam verememiştim ama Kurban Bayramına bir hafta kala “Ev Yapımı Sucuk ve Pastırma” semineri verilmesi yayımlanan haberi oldukça anlamlı kılıyordu!
Haberde yer alan mevzuu; Belediye'nin “18 Ayda 18 Yeni Proje” kapsamında bir çalışması olsa gerekti.
Habere göre, Çankırı Belediyesi, Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü ile bir proje geliştirmiş ve bu konuda Çankırılı hanımlara ekim ayının 18'inde seminer vermişler! (ayın 18’i ve“18 Ayda 18 Yeni Proje” iyi denk gelmiş) Talep fazla olunca semineri tekrarlayacaklarmış.
“Kendi Sucuğunu Kendin Yap Projesi”
Projeye destek veren Belediye Başkanı İrfan Dinç “Kurban Bayramı’nın da gelmesiyle tüm evlere az ya da çok kırmızı et giriyor. Bu çalışmayı bayram dönemine getirmemiz bundandır.” diye konuşmuş.
Bayram kimlere geliyormuş, işte arefe'den belli olmuş.
Bu proje aşamasında hanımlar, gerektiğinde gasilhane olarak da kullanılan, apartmanın sığınağında toplanacak, kasaplarda çekilerek kıyma haline getirilen kurban eti, Karpuzcu'da sucuk malzemesi olarak satılan hazır çeşitli baharatlarla harman edilecek, yine Karpuzcu'dan alınmış dana bağırsaklarına doldurulacak, daha sonra sırıklara asılarak balkonlarda kurutulacakmış.
Balkonlarda sallanan kangal kangal sucukları gören komşular,“Ayşe hanımlar bu sene de danaya girmişler” diyerek, komşularının zenginliklerini görüp, "ne zengin komşularımız var" diye övünecekler!
Bayram oturmasında kahveler içilirken, “kelleyi kapıcıya verdik, deriyi de camiye bağışladık, Allah kabul etsin” diyecekler.
Oysa eskiden bilirdik; “Kurban ibadettir, paylaşmak kardeşlik.”
Her şeye rağmen temennimiz, bayram'ın bütün insanlığa barış ve mutluluk getirmesi.