301 işçiye göz göre göre mezar olan Soma faciasının ardından madenciler için hazırlandığı söylenen torba yasaya, yandaşlar için her gün yeni bir ‘kıyak’ madesi ekleniyor. Yapılan düzenlemelerle hükümete yakın kişi ve gruplar için yeni avantajlar sağlıyor. Torba yasayla geçen kanunlar aynı zamanda 17-25 Aralık soruşturmalarında adı zanlı olarak geçen isimlere de kanun karşısında aklanma avantajı getiriyor.

ALBAYRAKLAR’A ÖZELLEŞTİRME GÜZELLİĞİ
Torba tasarının 85. maddesi komisyondan geçti. Buna göre; özelleştirmelerde, devir işlemlerinin üzerinden 5 yıl geçtikten sonra yargı kararı dahi çıkmış olsa işlem yapılamıyor. Yasayla, defalarca mahkeme kararı olmasına rağmen özelleştirilen SEKA‘nın hükümete yakın Yeni Şafak Gazetesi’nin sahibi Albayraklar’da kalması sağlanıyor.

Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşmeleri süren torba yasanın en tartışılan maddelerinden biri de ‘özelleştirmelere’ ilişkindi. Soma faciasının ardından madenciler için hazırlanan torba tasarıya eklenen bir geçici maddeyle özelleştirmelerle ilgili de önemli bir düzenlemeye gidiliyordu. Madde, yayımı tarihi itibarıyla devir teslim işlemlerinin tamamlanmasının üzerinden 5 yıl geçmiş olan özelleştirmeler hakkında verilmiş yargı kararları ile ilgili sözleşmelerinde belirtilen haller dışında bu kuruluşların geri alınmamasını öngörüyordu. Böylece, defalarca mahkeme kararı olmasına rağmen 1 milyon 100 bin dolara özelleştirilen SEKA İşletmesi’nin hükümete yakın Yeni Şafak Gazetesi’nin sahibi Albayraklar’da kalması sağlanacaktı. Düzenleme, SEKA’nın dışında Seydişehir Eti Alüminyum, Tüpraş (yüzde 14.76), Kuşadası Limanı, Çeşme Limanı’na ilişkin özelleştirmeleri de kapsıyor. Ve söz konusu madde tartışmalı geçen görüşmelerin ardından AKP’nin oylarıyla kabul edildi.

BELEDİYE TAŞINMAZLARI TÜRGEV’E
Torba yasanın tartışmalı maddelerinden biri de “TÜRGEV” düzenlemesi olarak bilinen madde. Düzenleme ile belediyelerin elindeki mallar, binalar, tabiat ve kültür varlıkları doğrudan doğruya herhangi bir vakfa, derneğe, örneğin TÜRGEV’e hem de bedelsiz olarak verilebilecek.

Bilal Erdoğan’ın yönetiminde olduğu TÜRGEV’e veya benzer vakıflara bundan böyle taşınmazların devrinin önünü açmak için tasarıya eklendiğini savunan muhalefet milletvekillerinin, düzenlemenin tasarıdan çıkarılmasına yönelik çabaları sonuç vermedi.

Kabul edilen maddeye göre, büyükşehir belediyeleri, il belediyeleri ile nüfusu 10 bini geçen belediyeler, meclis kararıyla; turizm, sağlık, sanayi ve ticaret yatırımlarının ve eğitim kurumlarının su, kanalizasyon, doğalgaz, yol ve aydınlatma gibi altyapı çalışmalarını ücretsiz olarak yapabilecek. Sağlık, eğitim, sosyal hizmet ve turizmi geliştirecek projelere İçişleri Bakanlığı’nın onayı ile ücretsiz veya düşük bir bedelle taşınmaz tahsis edebilecek.

ZARRAB’A ARTIK TEDBİR YOK
Kamuoyunda yeni yargı paketi olarak bilinen 6545 sayılı yasadan yargı sistemini etkileyecek çok önemli bir düzenleme yapıldığı ortaya çıktı. Yasa, soruşturma veya kovuşturma konusu suçun işlendiğine dair, “somut delillere dayanan kuvvetli suç şüphesi bulunan” hallerde, taşınmazlara, banka veya diğer kurumlardaki her türlü hesaba, kıymetli evraklara, şirketteki ortaklık paylarına, diğer mal varlıkları gibi taşınmaz, hak ve alacaklarına el konulmasına kısıtlama getirdi. Düzenlemeden sonra, artık el koyma kararı alınabilmesi için ilgilisine göre, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu, Sermaye Piyasası Kurulu, Mali Suçları Araştırma Kurulu, Hazine Müsteşarlığı gibi kurumlardan, söz konusu malın suçtan elde edildiğine dair “rapor” alınması gerekiyor. Madde, hırsızlık, dolandırıcılık, yağma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, rüşvet, irtikâp gibi 17 Aralık soruşturmasında adı sıkça duyulan suç çeşitlerini de kapsıyor.

Düzenleme, 17 ve 25 Aralık soruşturmalarından sonra gündemde geniş yer tutan “tedbir” kararlarını akıllara getiriyor. Çünkü yasa, 17 Aralık operasyonundan önce yasa çıkmış olsaydı, soruşturmanın bir numaralı şüphelilerinden Reza Zarrab gibi birçok sanığın mal varlıklarına el konulamayacaktı. Savcı öncelikle, MASAK’tan rapor isteyecekti.

HAVUZUN PARASI YÜZDE 3’LE SIFIRLANDI
Sabah ve atv’nin havuzu için oluşturulan 630 milyon dolarlık havuza katkı sağlayan patronlar, TBMM (Türkiye Büyük Millet Meclisi) gündeminde bulunan af yasasından yararlanacaklar. Buna göre, havuza aktardıkları kaynakları muhasebeleştirmede sıkıntı yaşayan patronlar, sözkonusu havuz paralarını yüzde 3 vergi ödeyerek kayıt altına alacaklar. Böylece havuza aktarılan kaynaklar da vergi konusu olmaktan kurtulmuş olacak.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu, sıfırlanmayan kasalara af getiren düzenlemeyi aynen kabul etti. Düzenlemeden, 630 milyon dolarlık Sabah ve ATV havuzuna kaynak aktaran Mehmet Cengiz ve hükümete yakın diğer işadamları da yararlanacak. 30 Mart yerel seçimleri öncesinde yayınlanan ses kaydından Mehmet Cengiz, 100 milyon dolarlık destek için, 10 milyon dolarlık vergi ödemek zorunda kalacağını öne sürmüştü. Yeni düzenleme ile, bu tür muvazaalı kaynak aktarımlarında, yüzde 3 vergi ile kasalar sıfırlanacak.

Ses kayıtlarında, hükümete yakın işadamlarının, havuza kaynak aktarma konusunda muhasebe açısından sıkıntılı anlar yaşadıkları ortaya çıkmıştı. Yani 100 milyon dolarlık kaynağın muhasebeleştirilmesinde bazı sıkıntılar yaşanmıştı. Bu durum ise, muvazaalı hisse satışı ile aşıldı. Ancak, konu vergi denetimleri açısından büyük risk taşımaktadır. Maliye Bakanlığı’na bağlı denetim elamanlarının inceleme kararı alması hâlinde, havuza kaynak aktaran işadamlarının büyük vergi cezaları ile karşı karşıya kalması sözkonusu olacaktı. Af yasası ile bu riskin önüne geçilmiş olacak. İleride bir inceleme yapılsa da, havuz patronların vergi cezası ile karşı karşıya kalmayacak.

KAPLAN'DAN TORBA ŞİKÂYETİ
HDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan TBMM Başkanlığı’na başvuruda bulunarak, “Anayasa ve İçtüzüğe aykırı, sürekli sınırsız sayıda önergelerle iş biriktiren, kanun tekliflerini İçtüzüğe aykırı olarak torbaya koyan Plan ve Bütçe Komisyonu’nun denetlenmesini, uyarılmasını ve Meclis Genel Kurulu’na bilgi verilmesini” istedi.

Kaplan, 61 maddelik “Soma Tasarısı”nın Plan ve Bütçe Komisyonu’nda 3 Haziran’da görüşülmeye başlandığını hatırlattı. Kaplan, tasarının alt komisyondan Plan Bütçe’ye 106 madde olarak geldiğini, burada ise 200 maddeye kadar ulaşacak sağlıksız bir çalışma yürütüldüğünü belirterek şunları söyledi:

“Komisyon üyeleri tarafından hazırlanmayan, hükümet ve bürokratlar tarafından düzenlenen yüzlerce önerge, İçtüzük ve Anayasa hükümleri yok sayılarak, Meclis Başkanlığı’na sunulmadan, muhalefetin okuma ve hazırlanmasına imkân tanınmadan görüşülmeye başlanmıştır. Anayasa ve iç tüzüğe aykırı, sürekli sınırsız sayıda önergelerle iş biriktiren, kanun tekliflerini içtüzük 23’üncü maddeye aykırı olarak torbaya koyan Plan ve Bütçe Komisyonu’nun denetlenmesini, uyarılmasını ve Meclis Genel Kurulu’na bilgi vermesini arz ve teklif ederiz.” (TARAF/BÜLENT ONUR ŞAHİN)