Öte yandan merakla beklenen akil insanlar listesinin oluşturulduğunu da açıklayan Başbakan 'Perşembe günü bir araya geleceğiz' diye konuştu.

 

İşte o konuşmadan satır başları...

 

"GSYH 2011 yılında 1 trilyon 298 milyar TL’ye ulaşmıştı. 2012 yılında bu rakam 1 trilyon 417 milyar TL oldu. Kişi başı milli gelir 3 bin 500 dolardı 2012 yılında ise 10 bin 504 dolar oldu. Bu rakamların ekonomimiz için hayırlı olmasını diliyorum. Yüzde 2.2’lik büyümemize rağmen Avrupa’dan çok daha iyi olduğumuzu da vurgulamak istiyorum. Belçika’da büyüme eksi rakamlarda. Çek Cumhuriyeti de daraldı. Büyüme yüzde - 1.3. İtalya yüzde 2.4 oranında daraldı. Danimarka - 0.6. Hollanda - 0.9. Yunanistan için yapılan projeksiyon ise - 6.4. Almanya ise yüzde 0.7 olarak büyüdü. İngiltere ve Amerika bizim kadar büyüdü. 2012 büyümesinde AB yüzde itibariyle - 0.3. Yani beklentilerimizin altında dahi olsa gelişmiş ekonomilere rağmen Türkiye başarılı bir performans sergilemiştir. Hani diyorlar ya şöyle borçluyuz diye. Milli gelire oran yüzde 17’e kadar düştü. AB tanımlı borç stokumuz ise bugün yüzde 36’ya düşmüştür. Ekonominin her cephesinde hamdolsun kontrollü itidalli ilerlemeye devam ediyoruz."

 

Başbakan Erdoğan, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nda yapılacak değişikliği hatırlatarak, "Bu arada Menkul Kıymetler Borsamızı değiştiriyoruz. Artık sadece menkul kıymetler olarak değil altın borsasını da VOB’u da bünyesine alıyor. Borsa İstanbul olacak. Bugün de onun yönetimi oluşturulacak. Yanı başımızda ülkeler zor zamanlar geçirirken Türkiye dikkatleri üzerine çekmeye devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde bir kredi kuruluşu notumuzu yükseltti ama bu yeterli değil. İflasın eşiğindeki bir ülkenin notunu 6 kat arttırırken bizim notumuzun bu kadar arttırılması haksızlık" dedi.

 

Teşvik sitemi ile 81 ilde yapılan uygulamalara dikkat çeken Başbakan Erdoğan, "Teşvik uygulamasının bugün az gelişmiş illerimizde umut verici neticeler getirdiğini görüyoruz. 6. bölgede 15 ilimiz var ve bir de ayrıca Gökçeada var. 6. bölgedeki iller için 445 adet belge alınmıştır. Aynı tarihler arasında bu illerde 241 teşvik belgesi alındı. Yatırım miktarlarındaki değişim de son derece önemli. 2.2 milyar liralık yatırım teşvik belgesi alındı. Son bir yıl içinde yeni teşvik sistemi ile yatırım miktarı 5.5 milyar liraya ulaştı. İstihdama bakıyorsunuz son bir yıl içinde ön görülen istihdam 22 bin 288 kişi oldu. Son teşvik sistemiyle ile 6. bölgede yatırımların ve istihdamın 2.5 kat arttığını görüyoruz. Bunun üzerinde son derece hassas şekilde durmamız gerekiyor. Teşvikteki artış sadece ekonomideki başarının eseri değildir, istikrarın, bölgede çoğalan umudun eseridir. Buradan yatırım için girişim hamlesi yapıldığında çeteler bu yatırımların önünü kesiyordu, terör bu yatırımlara engel oluyordu. Devlet kendi şehrine yatırım götüremez hale gelmiştir. Ankara bahanelerin arkasına sığınıp elini oradan çekerken, terör de o boşluğu dolduruyor ve oradan kendisine güç devşiriyordu. Biz sadece çetelerle mücadele etmedik, mafyayla, cuntalarla, karanlık suç örgütleriyle mücadele etmedik. Doğu’da Güneydoğu’da canlar üzerinden hesap yapan kirli ticaretle de mücadele ettik. Tüm tehditlere rağmen yılmadık uzanmadık, yol da yaptık, hastane de yaptık havalimanları da yaptık" dedi.

 

Kredilerle bölge insanını kazanmasının mücadelesini verdiklerini belirten Başbakan Erdoğan, "İstanbul’da ne varsa Van’da da o olacak dedik. Tehditler karşısında geri adım atmadık, boyun eğmedik. Olumsuzluk karşısında, diz çöküp, pılımızı pırtımızı toplayıp Ankara’ya hapsolmadık. Onlar bozdu biz tamir ettik. Yeni bir ilkbahara hep birlikte ulaştık. Kılıçdaroğlu’na rağmen Bahçeli’ye rağmen ulaştık ve ulaşmaya da devam ediyoruz" diye konuştu. 

 

Başbakan Erdoğan, Bahçeli’nin ’ihanet" sözleri ile ilgili olarak, "Bahçeli’nin süreçle ilgili olarak bir ihanet söylemi ifadesini aynen kendisine iade ediyorum. Çünkü onlar bugüne kadar hep bu ihanetlere bu ülkeyi küçülttüler, emperyalist yapılara zemin hazırladılar" dedi. Ak Parti’den önce 3.5 yıl iktidar olduklarını belirten Başbakan Erdoğan, şunları söyledi: "Bu 3.5 yıllık iktidarlarında devletin bankalarını malum şebekelere peşkeş çektiler. Faizleri bir gecede yüzde 7500’lere çıkaranlar bu şebekelerdi. Onlara yataklık yapan da bu ülkenin Başbakanı da olmuş başta Sayın Bahçeli’ydi. Onların bu çözüm sürecine ihanet süreci demelerini anlamak mümkün değil. Eğer bu ülkede bir ihanet varsa bunun içindeki kişiler Bahçeli ve Kılıçdaroğlu’dur. Hiçbir zaman bunları ’nasıl çözeriz’ diye yanaşmadılar. İşte bunların iki dili var. Birde görünmeyen dilleri var 3. Sokaklara hakim olacağız diyorlar. Vur de vuralım öl de ölelim dedikleri zaman ’onunda zamanı gelecek’ diyen kim. Bahçeli’nin gençleri. Sonra Erciyes’te Muğla’da Bahçeli’nin gençleri ortaya çıktı. Bunların derdi ilim değil. Bunların milliyetçiliğinin tanımında da bu var. Gördüğün zaman melek yüzlü zannedersin. Ama arkasında başka şeyler var. Bahçeli biz seni iyi tanırız. Sen önceki iktidarın borçlususun. Siz bu ülkeyi çöküşe götürüyorsunuz. Ama milletimiz bunun farkına vardı. Aynı şey Kılıçdaroğlu’nda var. Onda da çok daha farklı bir yaklaşım metodu var. Akşam başka sabah başka. Ve ne dediğinin de farkında değil. Dün söylediğini yarın çok pişkin bir şekilde inkar eder. Son bir kaç ay içinde bir canlanma içindeyiz. Bölgedeki uyanmayı hisseder konumdayız."

 

Dün MÜSİAD üyesi iş adamlarının Diyarbakır’a Batman’a gittiğini belirten Başbakan Erdoğan, şunları söyledi :

 

"Güven ortamı arttıkça bölgenin çehresi değişecek. Hakkari Üniversitesi neden uluslararası bir üniversite olmasın? Ağrı Dağının Cudi’nin eteklerinde Diyarbakır’ın caddelerinde Prag’ta ki kadar turist olmasın? Anneler babalar çocuklarının yolunu gözetleyeceklerini okul yolu gözlesinler. Akşam sofra kurulsun herkes o sofra başında muhabbet etsin. Bırakın kepenk kapatmayı dükkanların kapısı bile kapatılmasın. Ağıtların değil çocuk seslerinin yükseldiği evler olsun. Yıllarca yurt dışına çıkan vatandaşlarımız güven ortamını görüp iç çektiler. Kalktılar başka ülkelere göç ettiler. Benim milletim neden başka ülkelere gıpta ile baksın. Benim ülkem neden özlem içinde yaşasın. Bizim neyimiz eksik. Bizim tarihimiz var. Bizim bir medeniyet tasavvurumuz var. Biz neden başka diyarlara bakıp iç çekelim. Biz dünyada sistem kurmuş bir milletiz. Ülkenin belli kesimleri değil 76 milyon aynı imkanlara sahip olsun diye gece gündüz çalışıyoruz. 40 katrilyona doğru yürüdüğümüz Güneydoğu, Ortadoğu yatırımlarına baktığımızda 10 yıl öncesi bölge ile şimdiki bölge çok değişti. Şunu herkesin bilmesini istiyorum; bu yeni süreç daha güçlü daha özgür daha huzurlu bir Türkiye hedefinin ileri bir adımıdır. Kimse bunu provoke etmeye gayret etmesin. Bunu ne Kılıçdaroğlu ne de Bahçeli provoke edebilir. Yeter ki milletim buna şu anada ki yüzde 58 desteğini arttırarak, desteğini esirgemesin. Biz artık silah tüccarlarının değil milletin kazanmasını istiyoruz. Biz artık çatışma kültüründen beslenenlerin değil çocuklarımızın kazanmasını istiyoruz. Birinci sınıf bir demokrasinin önünde tek engel kalmıştır o da çatışmacı anlayıştır. Erciyes Üniversitesi ve Muğla Üniversitesi’nde olay çıkaranlar kazanmıyor, vatana ihanetin içindedirler. Bu çatışmaların içerisinde yer alanlar bilsinler ki kendileri kazanmıyor. Tam aksine onlar bu vatana ihanet etmenin içerisindedirler. Böyle bir gayretin içerisindedirler. Ben bu genç evlatlarıma söylüyorum. Biz 1980 öncesinde bunun belalarını çok ağır ödedik. Aynı belayı siz de ödemeyin. Aynı faturayı siz de ödemeyin. Bu yanlış yollardan vazgeçin. Bir kardeş olmanın bilinci içerisinde, okullarınızı zamanında bitirin, millete katkınız olsun. Çatışma kültürü anlayışı miadını doldurdu. Kan üzerinden, çatışma üzerinden istismar üretmek artık son bulmalıdır. Hiçbir suçu olmayan gençler asıldı da kim kazandı? Kimin kazandığını bugün çok net görüyoruz, çatışma kültüründen beslenenler kazandı."

 

Başbakan Erdoğan, "Vur de vuralım öl de ölelim’ diyerek bu sloganlar karşısında ’bunun da zamanı gelecek’ diyerek gençlerin hayatı üzerinden siyaset üretmek artık son bulmalıdır" dedi. İdamların ardına gençlerin arkasında ölümlerden, acılardan başka bir şey kalmadığını belirten Başbakan Erdoğan, "Sokakta vurulan gençlerden geriye ne kaldı. Kaç tanesinin hazin öyküsünü hatırlıyoruz. Birileri vurun dedi birileri de öldürün dedi. Birileri de sağdan bir soldan diyerek gencecik hayatları kararttı. Gençler, hiç bir suçu olmayan gençler asıldı da kim kazandı. Hiç bir günahı olmayan gençler birbirini öldürdü de kim kazandı. Kimin kazandığını bugün çok iyi biliyoruz. Çatışma kültüründen beslenenler kazandı. Toplumu korkutmak dizayn etmek isteyenler kazandı. Gençlerin kaybetmesine ama bunların koltuklarını korumasına ne kadar müsamaha gösterilebilir. Biz bu meseleyi çözmek zorundayız. Kan tutkunlarına rağmen biz bu meseleyi çözmek zorundayız. Korkaklara rağmen, 3 tane oy almak için gençleri tahrik eden gözü dönmüşlere rağmen biz bu işi çözmek zorundayız. AK Parti’ye oy versin ya da oy vermesin her bir kardeşime sesleniyorum; Herkes gönlünü ferah tutsun, hiç kimse yersiz endişelere kapılmasın. Kimse aldanmasın pirim vermesin, öyle bir Türkiye yükseliyor ki bu Türkiye’de acılar bitecek inşallah gözyaşları dinecektir. Öyle bir Türkiye yükseliyor ki bu Türkiye’nin ayağında prangalar olmayacak" dedi. 

 

Başbakan Erdoğan, "Öyle bir Türkiye yükseliyor ki, bu Türkiye’nin ayağında pranga olmayacak. Demokrasiyle örnek bir Türkiye inşa ediyoruz. Yeni bir Türkiye değil, normalleşmiş bir Türkiye’dir. Bu Türkiye’de dışlama, hormala, artık ayrı gayrı olmayacak. 2.-3. sınıf vatandaş olmayacak, çatışma kültüründen beslenenler olmayacak. Bir tarafı yaparken bir tarafı bozmak değil... Milletim rahat olsun, gönül rahatlığı içinde olsun. Söylenene değil, yapılana baksın. 10 yıldır ülkeme korku saçanlar, ağızlarından köpük saçarak nefretinin söyleyenler mahcup olacak. Türkiye kazanacak" diye konuştu. 

 

Başbakan Erdoğan akil insanları tespit ettiklerini belirterek, "Akil İnsanları tespit ettik. Yazar, akademisyen, sanatçı ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinden bir heyet oluşturduk. Bir havuz oluşturduk. 7 ayrı coğrafi bölgeye göre planlama yaptık. Kısa süre içinde bu isimleri kamuoyuna duyuracağız. Bu heyetle büyük ihtimalle Perşembe akşamı bir araya gelerek, istişarelerimizi yapacağız" dedi.

 

 

Başabakan Erdoğan, "Bizim derdimiz başka, milletçe üzüm yeme gayretindeyiz. Birileri bağcıyı dövmeye gayret edecek. O dövülen bağcı bizsek, bir yere kadar sabrederiz. Ondan sonra da biz, ’Bir yanağına vur, öbür yanağına uzat’, o anlayışta değiliz. Bizim bir yanağımıza vuran karşılığını bulur" diye konuştu. 

 

Toplantı sonrası, Emniyet Teşkilatı Şehit Aileleri ve Vazife Malülleleri Teşkilatı Vakfı Yönetim Kurulu Başkan ve üyeleri Başbakan Erdoğan’a çözüm sürecine destek amacıyla plaket takdim etti. Ümit Genç Karate Takımı grup toplantısının ardından Başbakan Erdoğan’a, üzerinde ’Recep Tayyip Erdoğan, 26 Şubat 1954’ yazan karate elbisesi ve siyah kuşak hediye etti. Erdoğan elbiseyi giyerek sporcularla bir süre sohbet etti.