İçişleri Bakanı Muammer Güler, yaptığı açıklamada sosyal medya ile ilgili olarak, "Kısıtlama söz konusu değil, amaç sanal terörü engellemektir" dedi. Güler ayrıca #duranadam eylemleriyle ilgili olarak "Bu gösteri kamu düzenini bozmadıktan, genel hayatı etkilemedikten sonra zaten bizim bütün gösterilere bir müdahalemiz yok" açıklamasını yaptı.

 

Bir gazetecinin "twitter üzerinden mi takip ediliyor?" yönündeki sorusuna ise Güler, "Hayır. Polisin bu konuda yaptığı çeşitli tespitler var. MOBESE kameraları var, diğer kameralar var, basına yansıyan fotoğraflar var. Yerine göre usulünce alınmış mahkeme kararlarına göre yapılan teknik ve fiziki takipler var. Onlara göre yapılan işlemler" yanıtını verdi.

 

Sosyal medyaya düzenleme geleceğine ilişkin dünkü sözlerine açıklık getiren Güler, şunları söyledi: 

 

"Dünkü ifademizi çarpıtan bazı yorumlara şahit oldum. Sosyal medyayla ilgili söylediğimiz iki önemli konu var. Bir internet bugün dünyadaki en önemli iletişim ağlarından bir tanesi ve temel özgürlüklerden de bir tanesi. Bizim bu konuda herhangi bir kısıtlamamız söz konusu değil.

 

Gezi olayları sırasında da bu kadar dezenformasyon yapılmasına rağmen kısıtlamaya yönelik hiçbir işlem yapılmadı. Dünyada 1,5 milyar kullanıcısı var, Türkiye'de 60 milyon internet kullanıcısı var, 30 milyon facebook kullanıcısı var, biz bunların geliştirilmesi için son 10 yıldır hükümetimiz çok önemli düzenlemeler yaptı. Biz bu özgürlüğün genişletilmesi, yatırımların genişletilmesi anlamında çok tedbir alıyoruz. Geçtiğimiz gün Sayın Başbakanımız Kredi Yurtlar Kurumu öğrencilere 24 saat erişebilir internet dağıtımını yaptılar. Şimdi çocuklarımıza bunları daha yaygınlaştırmayı düşünüyoruz bunlar varken bizim bu konuda kısıtlama getireceğimizi söylemek büyük haksızlık olur.

 

Ancak internet üzerinden bir sanal terör uygulanmaya çalışılıyor, terör örgütlerinin halkı suç işlemeye yöneltmek, galeyana getirmek, isyana teşvik etmek, ayrıca çok önemli bazı marjinal gruplar kimliklerini gizlemek suretiyle bunu yapmaya çalışıyorlar. Tabii bunun önlenmesine yönelik toplumsal olayları kamu düzenini bozacak şekilde genişletmeye yönelik çalışmaları önlemeye ve bunları tespite yönelik bir düzenleme yapmaya çalışıyoruz. Kişilerin bu konudaki kimlik bilgilerinin deşifre edilmesi, onların sitelerine girilip bilgilerinin açığa çıkarılması, resmi makamların sitelerine girilip bu bilgilerin deşifre edilmesi ve onlar üzerinden farklı yayınlar yapılması, iftiralara yol açılması, yanlış beyanlarda bulunulması, birçok kişi bize benim siteme girilmiş, benim üzerimden farklı mesajlar verildi deniyor. Bunları önlemeye yönelik elbette bir düzenlemeye ihtiyaç var ve bunlar evrensel konular. Bütün devletler bunu nasıl yapıyorsa biz ona paralel bir düzenleme yapmamız gerekiyor. Yoksa bunu kısıtlamaya yönelik herhangi bir şey yok.

 

Dünyada artık evrensel boyuta geldi, siber suçlara yönelik önlemeye yönelik çalışma yapılıyor. Ayrıca Adalet Bakanlığı'nın kimlik bilgilerinin korunmasına yönelik düzenlemesi var. Bilgi güvenliğini korumaya yönelik bir düzenleme yapmak zorundasınız. Twitter üzerinden, facebook üzerinden, internet üzerinden veya yazılı veya görsel medya üzerinden suç her türlü işlenebilir. Bunun önüne geçilmesi için çeşitli yollar var, bu düzenleme buna yönelik. Son gezi olaylarında da dezenformasyonda bulunan, yanlış haberlerle halkı kışkırtmaya çalışanları gördünüz. Bunların bariz örnekleri var. Bunlarla ilgili bir düzenleme var." Güler, bir soru üzerine atılan twettler arasında yurtdışı kaynaklı olanların da bulunduğunu söyledi.

 

'DURAN ADAM' EYLEMİ

 

Bir gazetecinin "Sosyal medya üzerinden operasyon söz konusu mu?" yönündeki sorusuna Güler, "Hayır efendim hayır. Ama açıkça twit atıp da halkı galeyana getiriyorsa suç işlemeye teşvik ediyorsa dezenfermasyona yönelik yayınlar yapıyorsa elbette bununun adresini tespite yönelik çalışmalar yapıp bunu adli makamların önüne götürmek bizim görevimiz. Size yapılsa siz de aynı şekilde bize gelip bunun kullanıcısının adresinin tespitini isteyebiliyorsunuz" yanıtını verdi. Bakan Güler, Gezi protestolarında durarak eylem yapan vatandaşın anımsatılması üzerine, "Bu gösteri kamu düzenini bozmadıktan, genel hayatı etkilemedikten sonra zaten bizim bütün gösterilere bir müdahalemiz yok. Bir şiddet eylemine dönüşmeyecek, genel hayatı bozmayacak, başkalarının özgürlüklerini kısıtlamayacak olursa, herkesin böyle bir hakkı var. Trafiği etkilemeyecek. Sabahtan akşama kadar Kızılay'da ben gösteri hakkımı kullanacağım, böyle bir hak var mı? Böyle bir yetkiyi kimse düşünebilir mi? Hepsi kamu düzeniyle ilgili konular" dedi.