Bahçeli'den bomba sözler!

Bahçeli'den bomba sözler!

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli grup toplantısında konuşuyor.

Bahçeli'nin konuşmasından satır başları: 

Davutoğlu'nun maksatı nedir, bu şahıs kimlere hizmet etmektedir. Terörist Seyit Rıza'yı aklama ihalesi Davutoğlu'na mı kalmıştır.

Erdoğan ve Davutoğlu Gezi Parkı'ndaki masum istekleri bile şiddetle bastırırken, hak ve hürriyetleri hatırlamamıştır. Terörist Rıza'yı aklayanlar Türk gençlerine merhamet etmemiştir. Savunmasız ve hiçbir örgütle bağı olmayan gençleri hedef almışlardır. 

"TERÖRİST RIZA'DAN ÖZÜR DİLEYENLER..."
Terörist Rıza'dan özür dileyenler tencere tava çalan hanımefendilere dahi acımasız muamelede bulunmuştur. Sigara içenlere bile hakaret eden zihniyet bu ülkede barıştan huzurdan bahsetmektedir. 

İsyan etmiş bir hainden özür diliyorsanız, çok yakında devlete ve millete başkaldıran bir hainden de özür dileyeceksiniz demektir. Başbakan isyankarlardan özür dilemenin erdem olduğunu ileri sürmektedir.

"DAVUTOĞLU ADINI "AHMET RIZA" OLARAK YENİLESİN"
Davutoğlu, Tunceli'ye Erdoğan tarafından gönderilmiş ve ihanet sürecine destek toplamak istemiştir. Davutoğlu fütursuzca hareket etmektedir. Davutoğlu ilk fırsatta Tunceli ismini Dersim olarak değiştirecek, kendi ismini de Ahmet Rıza olarak yenileyebilecektir. 

Başbakan'ın elini tutan yoktur. Erdoğan ile Öcalan ikilisi nasıl kardeş ve dost olmuşsa Davutoğlu da kendisine yoldaş olarak terörist Rıza'nın iğrenç emellerini seçebilecektir. AKP'de teröristlerle düşüp kalkmak oldukça popülerdir ve terfi almak için önşarttır. 

Davutoğlu başbakanlığı kaybedeceğini bildiğinden hiç olmazsa parti genel başkanı olmak için her rezilliğe tamam demektedir. Davuıtoğlu'nu Dersim'de isyan eden teröristlerin geride bıraktığı fitne vaziyeti kurtaramayacaktır. Türk milleti onlara sandıkta öyle bir selam çakacaktır ki, mizah gibi, şaka gibi korkuluk gibi duran Davutoğlu bir daha yerinden kalkamayacaktır. 

Alevi islam inancına sahip kardeşlerimizin teröristlerle yolunun kesişmesi imkansızdır. Efendimize gönül vermiş hiçbir vatan evladı isyancılarla birlikte olmaz. Edep Yahu diyerek benimsediğimiz ve 12 imam ile hayatlarını geçiren kardeşlerimize Dersim ifitrası atmak ayıptır gülünçtür. 

Terör destekli etnik bölücülük siyaset sahnesine konuşlanmış PKK'nın siyasallaşma stratejisinde yeni bir aşamaya geçilmiştir.

"KÜRT SORUNU YOK TERÖR SORUNU VAR"
Amaç Türk milletine vücut veren bütün ortak değerleri yıkmaktır. Ülkemizi parçalayarak çok milletli ortak devlet yapılanmasını Türkiye'ye zorla kabul ettirmektir. Biz uyarılarımızı yıllardır yaptık. Türkiye'de bir Kürt sorunu değil terör ve bölücülük sorunu olduğunu söyledik. Alevi İslam inancına sahip kardeşlerimizle Kürt vatandaşlarımızın duygularını beklentilerini ve geçmişteki bazı talihsiz vakaları kaşıyıp kavga ortamı oluşturmak için AKP, CHP, BDP ve PKK bloğunun istismar yarışına girdiğini söyledik. MHP hiç kimsenin nereli olduğuna merak salmamış mesele yapmamıştır. Geleceğini Türk milletinin içinde gören herkesi Türk diye kabul ettik. Canımızdan bir parça ve varlığımızın nişanesi olarak belledik. 

Devletin temel görevi vatandaşlar arasında onları birbirine bağlayan duyguları hatıraları ve müşterek değerleri canlı tutmaktır. Tahrik edip ayrıştırmak değildir. Siyaset anlayışını ayrılmaya bina etmiş olan AKP'nin yabancıların icazetiyle sürdürdüğü çözülme sürecine ısrarla karşı duruşumuzun ana sebebi budur. Sonuna kadar da karşı durmaya devam edeceğimiz iyi bilinmelidir. 

"CAMİ DE CEMEVİ DE BİZİMDİR"
Biz ülkemizdeki diğer sorunlar gibi mezhep sorunlarına da aynı dikkatle ve kucaklaştırıcı ilkelerimizle bakmaya özen gösterdik. Alevi inancına sahip vatandaşlarımıza bakışımızın özü ve esası da buna göre temellendirilmiştir. Alevi kardeşlerimizle ilgili düşünce ve onların sorunlarına yönelik samimi tutumumuzu devamlı dile getirdik. Alevi kardeşlerimizin meselelerine eğildik ve dedik ki cami de bizim cemevi de bizimdir. 

2009 yılının Haziran ayının başında hükümet tarafından başlatılan Çalıştay adı verilen toplantılarda herkes eteğindeki taşları dökmüş ama somut bir sonuç elde edilmemiştir. Partimiz ilk alevi çalıştayının toplandığı haftada çalıştaya olan açık destek ve iyi niyetini göstermiştir. Konunun sürüncemede bırakılarak yalnızca istismar yapılmak istendiği ortaya çıkmıştır. 

ALEVİ KARDEŞLERİMİZİN SORUNLARINI ÇÖZELİM
Geride kalmış bir ayaklanma üzerinden evladı Kerbela istismarı yapıyorsunuz o halde gelin sahibi olduğunuz ayrımcı sözde demokrasi paketlerini içine katmadan sorunun halli yönünde adım atalım ve TBMM zemininde konuyu çözelim. 

Aleviliğin öncelikle nitelikli eğitim ve kadro ihtiyacını karşılayacak Türkiye Alevilik Araştırmaları Merkesi devlet desteğiyle kurulmalıdır. Bu merkez idari bakımdan özerk olmalıdır. Alevi inanç önderlerinin akademik seviyede eğitimi içim ilahiyat fakültelerinde tasavvuf bölümü kurulmalı. MEB tarafından din kültürü konularına Alevi'ler ile ilgili objektif bilimsel bilgiler eklenmeli. Alevi önderlerinden konusunda uzman ilahiyatçılardan ve akademisyenlerden oluşan özel ihtisas komitesi kurulmalı. Kültür Bakanlığı işbirliğiyle Alevi önderlerin envanteri çıkarılmalıdır. Diyanet bu külliyatların yayınlanmasında işbirliği içinde olmalıdır. Diyanet yapısında değişikliğe gidilmelidir. Cemevi geleneği, cami cemevi karşıtlığına dönüşmeden kabul edilmelidir. İnanç hayatımızın bir unsuru olan cemevlerine devlet yardım etmeli ve ödenek tahsis etmelidir. 

Alevi kardeşlerimizin ihtiyaçlarına günübirlik siyaset dışında bir anlayışla yaklaşıyoruz. Bu konu kaşınacak bir konu ve istismar alanı değil. Bu gerçek bir milli kardeşlik meselesidir. Konunun beklemeye tahammülü kalmamıştır. İki Türk hükümdarı olan Yavuz ile Şah İsmail ile 500 yıllık dargınlığını onların torunları olarak bizler bitirmeliyiz. Bu sorumluluk herkesindir. MHP Alevi kardeşlerimizin yararına her düzenlmeye destek vermeye açıktır. 

Türkiye'nin açılım demokratikleşme çözüm ve barış sözleriyle sürüklendiği karanlık tünel felaketlerle doludur. 

"AKP, PKK'NIN DENETİM VE KONTROLÜNDEDİR"
AKP PKK'nın denetim ve kontrolündedir. AKP işin ucunu kaçırmış terör örgütünün çekim alanına mahkum olmuştur. 

Uçakta konuşmak gibi amansız bir hastalığı olan Erdoğan üçüncü göz olayına soğuk bakmıştır. TOBB Başkanı üçüncü gözlüğe razı gelirse Anadolu'da üreten kardeşlerimiz bu işe ne diyecektir? Onlar PKK'ya göz olan TOBB başkanına nasıl yaklaşacaklardır. Erdoğan ve Davutoğlu ne derse desin süreç rezilliği içinde dünya alem vardır ve küresel tezgah hükümeti kuşatmıştır. Süreç ihaneti dış kaynaklı olup Türk milletinin imhası için AKP'nin eline tutuşturulmuştur. 

Hükümet çekinmese 1000 odalı sarayda Öcalan'a manzaralı bir oda verirdi. Başbakan yardımcısı dün bakanlar kurulu toplantısından sonra terörist başını savunmuştur. Dikkatinizi çekiyorum bu başbakan yardımcısı sözümona HDP'yi hedef alarak "Öcalanı istibarsız hale getirmek mi istiyorsunuz" sorusunu sormuştur. 

17-25 Aralık tarihlerini yolsuzlukla mücadele haftası ilan edeceğiz. 

Erdoğan'a sormak lazımdır ki rüşvet ve yolsuzluk üzerine gitmek adalet değil midir? Demorkasi ve insan hakları ihlallerinin gerçek çözümü adalettir de vatana ihanet edenin anayasayı çiğneyenin yakasından tutmak adalet değil midir? Yoksulluğun ve işsizliğin azaltılmasında adalete ihtiyaç var ise Ermenek'li vatandaşa yırtık ayakkabıyı layık gören sana da Haram sarayı layık gören bu düzenin neresinde adalet neresinde hukuk var. Milletin alın terini saraylara gömmek adalet midir? Milletin yarısı bir göz odaya muhtaç iken kaçak sarayın yanına yeni rezidans yapmak reva mıdır?

Yasalar ne kadar kötü olursa olsun adil bir sultanın elindeyse güzel neticeler doğar demiştir Erdoğan. Erdoğan bu sözü söylerken kendini nerede gördüğünü merak ediyoruz. 

Erdoğan Afrika'da ajanlık faaliyeti içinde olan örgütlere karşı ülkeleri uyarmıştışr. Cumhurbaşkanının Afrika'da paralel yapı diye şikayette bulunması Türkiye'nin saygınlığı ile örtüşmemektedir. Erdoğan'ı ürküten nedir? Hayali düşman yaratıp onunla kavga mı etmektedir. Paralel diye suçladıklarınla 11 yıldır içiçe olurken, aynı gemiye binerken aklı neredeydi? Afirka'da paralel paranoyasına onu bunu davet etmekten başka işi gücü yok mudur? Devlet böyle yönetilmez. 

Kadın erkek eşitliğinin fıtrata ters olduğunu söyleyerek tüm kadınlara saygısızlık eden Erdoğan'ın fıtratında doğru iş yapmak, adaletli iş yapmak, milli ve ahlaki duruş sergilemek yoktur ve bundan sonra da olmayacaktır. 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.
Önceki ve Sonraki Haberler