İstanbul, İzmir ve Ankara'nın da aralarında yer aldığı yedi ilde düzenlenen ve 14'ü avukat 95 kişinin gözaltına alındığı DHKP-C'ye operasyonunda basılan ve 11 çelik kapı ile korunduğu iddia edilen odada bulunan 11 CD, 9 PC hard diski ve 6 laptop'un incelemeleri tamamlandı. Polisten elde edilen bilgiye göre; inceleme sırasında bu ekipman içinde üst düzey bürokratlar, aileleri, bazı MİT görevlileri, aileleri ve bazı eski siyasi parti liderleri ile devlet büyüklerinin özel ve mahrem bilgileri olduğu tespit edildi. Polis kaynakları avukatların bu bilgileri kriptolu ve şifreli olarak Belçika, Yunanistan ile Suriye'deki merkezlerine gönderdiğini öne sürdü. Gözaltına alınan avukatlar Taylan T. ve Ebru T. ile hakkında arama kararı çıkarılan ve Lübnan'da olduğu öğrenilen Avukat Oya A.'nın Şam, Atina ve Brüksel hattındaki bağlantıları sağladıkları iddia edildi.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü de cuma gecesi saat 23.10'da yaptığı açıklamada "Avukatların yurtdışında bulunan örgüt elebaşlarına ülkemizin kozmik bilgilerini şifreli metinler halinde kodlayarak raporladıkları, başka ülkeler lehine ajan faaliyeti yürütmek için gizli haberleşme merkezleri oluşturdukları tespit edilmiştir" ifadesine yer verdi. 

 

 

Öte yandan örgütün Avrupa'da 9 ülkede, Türkiye'de ise 50'nin üzerinde ilde örgütlenmesini tamamladığı ve ele geçirilen belgeler arasında NATO, emniyet, 1. ve 3. Ordu ile Ege Ordu Komutanlığı'na ait tesis bilgilerinin bulunduğu iddia edildi. Servis edilen bilgiler arasında yabancı ülkelerin elçiliklerine ilişkin bilgilerin de yer aldığı iddia edildi. Örgütün gizli bilgileri kamu kurumlarındaki bazı kişiler aracılığıyla elde ettiği, Sultangazi 75. Yıl Polis Merkezi'ne bombalı saldırı düzenleyen 2 kadın teröristin de 1.5 ay Samatya SSK Hastanesi'nde görevli bir teknisyen tarafından saklandığı öne sürüldü. 

 

Operasyonun Belçika ve Hollanda'da düzenlenen operasyonlarda ele geçirilen ve 2007'de Türkiye'ye gönderilen DHKP-C belgelerinin deşifre edilmesinin ardından başlatıldığı bilgisi de verildi. 

 

 

İstanbul'da gözaltına alınan 11 avukatın da aralarında bulunduğu 40 kişi dün Çağlayan'daki Adalet Sarayı'na sevk edildi. Sağlık kontrolünden geçirilen şüpheliler 7. katta 10 savcı tarafından sorguya alındı. Katta güvenlik önlemi alan çevik kuvvet polisi koridora girmek isteyen ÇHD üyesi avukatları engelleyince arbede çıktı. Dakikalar süren ve barikatları yıkan avukatlar ile polisler arasında çıkan kavgada 2 polis ile 6 avukat yaralandı. Avukatlar sağlık raporu alırken, çevik kuvvet polisi koridoru terk etti. Yurtdışında bulunduğu için hakkında yakalama kararı çıkarılan ÇHD Genel Başkanı Avukat Selçuk K. da İstanbul Atatürk Havalimanı'na indiği sırada gözaltına alınarak İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü. 

 

 

Çağlayan Adliyesi önünde de hareketli saatler yaşandı. Halk Cephesi üyesi yaklaşık 200 kişilik gruba CHP milletvekilleri Hüseyin Aygün, İlhan Cihaner, Mahmut Tanal, Melda Onur ile BDP Milletvekilleri Hasip Kaplan, Sırrı Süreyya Önder ve Ankara Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Erol Aras ile avukatlar destek verdi. Grup Yorum üyelerinden Eren Olcay türkü söyledi, grup halay çekti.

 

 

CHP'li Aygün gözaltına alınan avukatlar Taylan T. ve Selçuk K.'yı yakından tanıdığını belirterek, "Ben insan hakları ihlallerini parlamentoda dile getirirken ÇHD avukatlarının büyük yardımını alan bir milletvekiliyim. Burada Suriye'ye dikkat çekmek istiyorum. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün yabancı ülkeler lehine ajanlık yapmak suçlaması son derece temelsiz olduğu gibi, aynı zamanda Suriye'de ÇHD'nin insan haklarını araştıran tavrına da hükümetin tepkili olduğunu düşünüyorum. Çünkü Selçuk K. 'Suriye'deki insanlık suçlarını araştıracağız ve hükümet aleyhine dava açacağız' dedi" diye konuştu.

 

Gözaltında tutulan şüphelilerin polisin verdiği yemeği "Bizi zehirleyeceksiniz" diyerek yemedikleri öğrenildi. 

 

 

Belgeler arasında bulunduğu ve Avukat Taylan T.'ye ait olduğu öne sürülen CV'de boru tipi bomba ve molotof kokteyli ile 14'lü olarak bilinen tabanca kullanabildiği bilgisinin yer aldığı iddia edildi. Bir başka iddia da 19 Aralık 2000'deki Hayata Dönüş operasyonu sırasında bir mahkuma kendini yakması talimatını bir avukatın verdiği yönünde. Belgeler arasında örgüt yönetiminin avukatlara "Avukatlar eyleme katılmak zorundadır, Cezaevi örgütün eğitim alanıdır, bir örgüt mensubunun gözaltına alınması halinde en kısa zamanda gözaltı yapan birime gidilmelidir" gibi talimatlarının yer aldığı dokümanların da bulunduğu ifade edildi.