Metin GÖREN
Ankara'yı sevmek...
Hiç aklıma gelmezdi, yıllar öncesinde... Adana'nın portakal çiçeği kokan ve insanın içini ısıtmaktan öte cayır cayır yakan konumundan, karasal iklimin hüküm sürdüğü bir kente yapışıp kalmak..Ve kaderimin oyunu, bu tür bir deplasmanı, daha sonraki yıllarda kanıksamak... Özcesi; Ankara ile bütünleşmek..
Dile kolay..Tam elli dört yıllık bir öykü; Ankarayı sevmek... Ve ünlü şair Yahya Kemal'in kendisine yöneltilen "Ankara'nın nesini seviyorsunuz?'' sorusuna verdiği yanıta sitem etmek; ''İstanbul'a dönüşünü.,.''
Yoktan var edilen bir kentin, yüce Atatürk'in izlerini taşıyan ve burcu burcu Türkiye kokan bir kentin iklimi, kırsallığı, doğası bu kentle özdeşleşmiş beni ya da benim gibi düşünen milyonlarca insanımı hiç mi hiç ilgilendirmiyor.., İstiklal savaşının, o stresli günlerinde ve sonrasında, Vatan, Bayrak, Özgürlük üçgeni içinde, modern çağın oluşumlarını yakalayan Ankara'yı sevmek, bu aziz vatanı sevmek, bu güzel yurdu yürekten sevmek demektir..
Ülkemin sınırları içinde kalan tüm kentlerden, ilçelerinden, yerleşim alanlarının en küçük birimlerinden akın akın başkente gelerek, var oluşluğu ciğerlerine çekmek ve de Ankaralı kimliğini özümsemek ne güzel...
Ankara'da yaşayanlar şimdi daha bilinçli... Hain saldırıların unutulmayacak yası içinde ama ülkemi bölmek isteyenlere karşı şimdi daha güçlü... En büyük desteği de, başkentte yaşamasa bile özgürlüğün sınırsızlığıyla, "Türkiye'm, Atatürk'üm," sloganları atan yurtseverler'den alıyor... Ankara'yı sevmek işte böyle bir şey...
Uzun soluklu; sonsuza dek...