Ankara Barosu'ndan 'vesayet kararnamesi'ne dava
Ankara Barosu, sendika, meslek örgütü, dernek ve vakıfları Cumhurbaşkanlığının vesayeti altına alan kararnameye karşı dava açtı...
Ankara Barosu, sendika, meslek örgütü, dernek ve vakıfları Cumhurbaşkanlığının vesayeti altına alan kararnameye karşı dava açtı.
Ankara Barosu Cumhurbaşkanlığına bağlı çalışacak olan Devlet Denetleme Kurulu’nun (DDK) yetkilerinin genişletildiği 5 No’lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’ne Anayasaya aykırı olduğu iddiası ile dava açtı. Ankara Barosu Başkanlığı tarafından yapılan duyuruda “Barolar üzerindeki vesayet” kararnamesine karşı dava açıldığı ifade edildi. Kararnamenin kurumları etkisizleştireceğine dikkat çekilen duyuruda, “5 No’lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi, Anayasa’nın en temel kurallarına aykırı şekilde bir 'tam kanunsuzluk hali' getirmekte ve barolar üzerinde bir yürütme vesayeti kurmakta olduğundan; Ankara Barosu olarak, mesleki kuruluşları pasifleştirmeyi hedefleyen kararname hakkında, Anayasa’ya aykırılık iddiası ile Danıştay’da dava açmış bulunmaktayız” denildi.
BAĞIMSIZLIĞA, ÖZERKLİĞE ZARAR VERECEK
Baro dava dilekçesinde kararnamenin 1,4, 5, 6, 11, 12 ve 16. maddelerinin baronun bağımsızlığına, özerkliğine, hukukun üstünlüğü ve insan haklarını savunmak, korumak, işlerlik kazandırma yetki ve görevine, tüm kamusal işlem ve eylemlerine zarar vereceğini vurgulayarak, Anayasa’ya aykırılık iddialarının kabul edilerek, ilgili maddelerin iptali ve yürütmesinin durdurulması talebi ile Anayasa mahkemesi’ne gönderilmesini istedi.
KANUNLA DÜZENLENMESİ GEREKİYOR
Anayasa’nın 135. maddesinin “Bu meslek kuruluşları üzerinde devletin idari ve mali denetimine ilişkin kurallar kanun ile düzenlenir” kuralının hatırlatıldığı dilekçede, kararname maddeleri kanun ile düzenlenmediği için Anayasaya aykırı olduğu ifade edildi. Anayasa’nın 104. maddesinin 17. fıkrasının da kanunla düzenlenmesi gereken hususların Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile düzenlenemeyeceği kuralına atıf yapılarak “Dolayısıyla iptali istenen maddelerin ve aslında kararnamenin tümünün Anayasaya’nın 104. maddesine aykırı olduğu açıktır” denildi.
Baroların bağımsızlığına ilişkin yargı kararlarının hatırlatıldığı dava dilekçesinde, uluslararası sözleşmelerde avukatlık ve baroların bağımsızlığına ilişkin maddelere yer verildi.
HEM KANUNİ HEM ANAYASAL DAYANAĞI YOK
DDK’nin soruşturma yetkisinin düzenlendiği Anayasa’nın 108. maddesinde “görevden uzaklaştırma” yetkisinin düzenlenmediği ifade edilen dilekçede, DDK’nin görevden uzaklaştırma yetkisinin kanuni dayanağı olmadığı gibi anayasal dayanağı da olmadığı vurgulandı.
Kararnamenin 5. maddesinde DDK’nin her türlü kamu kurumunda gizli bilgi ve belgeleri temin edebileceğine ilişkin düzenlemenin de hem avukatların hem de baoların sır saklama yükümüne aykırı olduğu belirtilerek, yürütmenin yargı üzerindeki gizli olması gereken soruşturma/kovuşturma işlemleri üzerinde baskı kurması niteliğinde olduğu ifade edildi.
KARARNAMEDE NELER VAR?
15 Temmuz 2018 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan Kararname ile Cumhurbaşkanına bağlı çalışacak olan DDK tüm kamu kurum ve kuruluşları ile bunlara bağlı ve ilgili kuruluşları, meslek örgütlerini ve işçi ve işveren örgütlerini, dernekleri ve vakıfları denetleyebilmesinin önü açılmıştı. Kararname’nin 6. maddesine göre denetleme sırasında DDK, her kademe ve rütbedeki görevli için görevden uzaklaştırma tedbiri uygulayabilecek ve görevden uzaklaştırma tedbirinin uygulanmasını yetkili makamlardan isteyebilecek. Kararnameye göre Kurul denetleyeceği kuruluşlardan her türlü bilgi ve belgeyi (gizli veya açık) hiçbir sınırlamaya tabi olmaksızın isteyebilecek ve denetlenen kuruluş bu bilgi ve belgeleri istenen yere getirmekle yükümlü olacak. Ayrıca Kurul ayrıca cumhurbaşkanı tarafından verilecek ‘diğer işleri’ yapmakla yükümlü olacak.