Ekonomik krizle birlikte ardı arkası kesilmeyen zamlarla geçinemez hale gelen vatandaş, ay sonunu getirebilmek için yoğun çaba harcıyor. Başta doğalgaz, elektrik ve gıda ürünlerine gelen fahiş zamlar nedeniyle vatandaş zor günler geçirirken kimi AKP’li isim zamları küçümsedi, kimisi de zamlardan muhalefeti sorumlu tuttu.

SÖZCÜ, ERZURUM’DA VATANDAŞA MİKROFON UZATTI

SÖZCÜ muhabiri Orhan Bozkurt'un haberine göre; AKP’nin en çok oy aldığı illerin başında gelen Erzurum’da vatandaşlara mikrofon uzattı ve "Sizce ekonomide bir kriz mi yaşanıyor yoksa muhalefet liderleri yaygara mı yapıyor?" sorusunu yöneltti.

Erzurumluların verdiği yanıtlar şu şekilde oldu:

"KÖYLERDE TUVALET YOKTU! AFEDERSİNİZ
TUVALETLERE İŞİYORLARDI"

İsmini vermek istemeyen bir vatandaş (İşçi): “Kim bu zamlara sebep oluyorsa ocağı batsın. Bugün 4 bin 500 lira maaş aldım. Yemin ederim cebimde 300 lira para kalmış. Evime iki lokma alıp götüremiyorum. Elektriğe zam, doğalgaza zam. Her şeye zam. Ne ile geçineceğiz, biz ne yiyeceğiz?”

İsmini vermek istemeyen bir vatandaş (Emekli): “Hiç kimse aç değil. Aç olanın anlını karışlarım. Gelsin desin ki ben açım. Köyünde tarlası, çayırı boş yatıyor. Ben acım diyip millete feryadi figani koparıyor. Hepsi bu kadar”

İsmini vermek istemeyen bir vatandaş (İşçi): “Beterin beteri de var. Bugün adamların evlerinde, herkesin kapısında 2 tane 3 tane araba var. Niye bunları görmüyoruz? Düne kadar araba bulamıyorduk. Köylerde tuvalet yoktu. Afedersiniz tuvaletlere işiyorlardı…”

"Z KUŞAĞI GELİYOR ABİ HİÇ AFFETMEZ…"

Emirhan Liman (Öğrenci): “Muhalefetle alakası yok, her şey ortada. Şu anki baştaki muhalefetin ilerlemesinin sebebi de 60 yaş ilerisi. Çünkü onlar bu zamana kadar koparacaklarını, vuracaklarını bulmuşlar. Şimdi rahattalar. Yeni nesilin ne düşündüğünü ne kazandığı hiç birisinin umurunda değil. Z kuşağı geliyor abi hiç affetmez... Bu defa değişmesi lazım, şart artık. 20 senedir... Sonuçta saltanatta yaşamıyoruz. 20 senedir bir iktidar devam ediyor. Yani bu artık kabullenilemez bir durum.”

İsmini vermek istemeyen (Emekli) vatandaş: "Nasıl kriz yok diyelim. Görünüyor işte piyasa ortada. Alınan satılan ortada. Her şey acayip pahalandı. Vatandaş ulaşamıyor. Mesela ben emekliyim. 4 bin liraya yakın maaş alıyorum. Evim kendimin olmasa geçimimi sağlayamıyorum. Yaygara da... Yaşıyoruz. Şimdi yaşadığımız şeye nasıl muhalefetin diyelim. Gidiyorsun 1 kilo meyve 20 lira, 15 lira bu piyasada olan bir şey"

İsmini vermek istemeyen vatandaş: "Ülkede bir ekonomik krizin olduğu günbe gün ortada. Özellikle artan gıda fiyatları biz çok etkiliyor. Hergün artan etiket fiyatları belimiz büktü. Bunla muhalefetin hiç bir alakası yok. Derhal hükümetin değişmesi lazım."

İsmini vermek istemeyen vatandaş (Esnaf): “Ekonomik krizi millet anketlerde de marketlerde de görüyor. Ben ticaretle uğraşıyorum. Bir çuval yem 100 liraydı şimdi 250 lira olmuş. Bir çuval un 150 liraydı 350 lira olmuş. Dert bir tane değil ki hangisini söyleyeyim. Millet iki senedir meyve yiyemiyor. Millet bitmiş, milletin yaşama sevincini aldılar.”

“KRİZ VAR AMA MUHALEFETİN ABARTTIĞI KADAR DEĞİL…”

İsmini vermek istemeyen bir vatandaş (İşçi): “Kriz olmaz mı, kesinlikle var. 20 liraya aldığımız bir şey şimdi olmuş 60-70 lira. Benim şahsi görüşüm artık bir an önce seçim gelsin. Mevcut iktidar değişsin. Biz bitmişiz. Bir çuval un 400 lira olmuş. Ben alamıyorum. Alım gücüm kalmadı artık.”

Kadriye Küçük (Öğrenci): “Ekonomik krizin olduğunu düşünüyorum ama muhalefet liderlerinin abarttığı kadar olduğunu düşünmüyorum. Tüm dünyayı etkileyen bu ekonomik krizin bizim ülkemizde de etkili olduğu ortada.”

Tahir Özdemir (İnşaat İşçisi): “Ülkede ciddi bir ekonomik kriz yaşanıyor. Aldığımız bir ürünü, ikinci kez markete gittiğimizde alamıyoruz. Bu sürekli şekilde devam ediyor. İndirim olarak gösterilen olaylar var. KDV indirimi falan ama marketlerde gerçekleşmiyor. Bu ekonomik krizin hükümetin erken seçime gitmeden değişeceğini düşünmüyorum.”

İsmini vermek istemeyen öğrenci: “Şu an öğrenciyim ben. Ekonomik kriz var gibi görünüyor herkes açısından. Ama düzelebilir. Önemli olan bizim üretim yapmamız. Üretim yaparsak her şey düzelebilir”