AKP'li eski vekil Özdağ'dan çarpıcı ifadeler
AKP’nin Manisa eski Milletvekili Selçuk Özdağ'ın, Enpolitik’te dün kaleme aldığı köşe yazısında çarpıcı ifadeler kullanması dikkat çekti...
AKP’nin Manisa eski Milletvekili Selçuk Özdağ'ın, Enpolitik’te dün kaleme aldığı köşe yazısında çarpıcı ifadeler kullanması dikkat çekti.
“Çok ciddi bir ekonomik kriz var, bunu görmezden gelmek bu gerçeği ortadan kaldırmaz” diyen Özdağ, yazısının devamında “Önümüzde önemli bir seçim var. Anketler iç açıcı değil. Sefalet nasihatle veya dini telkinle bastırılamaz. Peygamber efendimiz, küfürle fakirlik neredeyse bir arada yazılacaktı, demiştir. Fukaralık o kadar ağır sonuçlar doğuran bir şeydir ki insanı Allah'a isyana kadar götürebilir. Kimse -ben bunun önünde- dururum diyemez” ifadelerini kullandı.
Selçuk Özdağ yazısının devamında şunları aktardı:
“Bugün sokakta en çok ekonomik kriz konuşuluyor. Bu ülkenin insanlarının imkânları bu kadar pahalılığı kaldırmaya müsait değil. Ancak, vatandaşı rahatsız eden aşağıdaki daralmanın yukarı yansımamasıdır. Türk insanı merttir, her türlü, yokluğa, sıkıntıya tahammül eder. Ama başındakilerin de aynı sefaleti, yokluğu paylaşmasını ister. Kendisi açken yöneticilerinin hayat tarzlarından hiç taviz vermemelerine katlanamaz. Eğer kemerler sıkılacaksa önce ülkeyi yönetenlerin topluma örnek olmaları gerekir. Vatandaş bunu görmezse istismar edildiğini, siyasetin yanlışlarının faturasının kendisine kesildiğini düşünürüz. Ve tabi bunu kabullenemez.
AK Parti uzun yıllar bir inandırıcılık sorunu yaşamadı. Ancak son yıllarda bu inancın gittikçe aşındığını görüyoruz. İnandırıcılığın devamı sözle eylem arasında bir uyumun varlığına bağlıdır. Sözüyle ameli örtüşmeyenler toplumu kendilerine inandıramazlar. Bu aşınma sürdüğü takdirde yerel seçimlerde beklenmedik sonuçlarla karşılaşmak mümkündür. Eskiden AK Parti'de birçok ikinci adamın varlığından söz edilirdi. Öne çıkan birçok değerli isim vardı. Bugün ikinci, üçüncü, dördüncü adamlar bile kalmadı. Liyakatin yerini -tek meziyeti- alkış çalmak olan kişiler aldı.
Türkiye bir hukuk devletidir, gelenekleri, uzun ve kadim bir devlet tecrübesi vardır. Bunları yok sayarak yapılan bir siyaset hiç öngörülmeyen sonuçlara neden olabilir. Hukuka uymak, yargıyı bağımsızlaştırmak, basın özgürlüğünü teminat altına almak iktidarları küçültmez tam aksine daha da itibarlı hale getirir. AK Parti kendini var eden ve büyük toplumsal desteğe sebep olan fabrika ayarlarına geri dönmelidir. Aksi takdirde çok ciddi bir tepki dalgası büyüyerek geliyor. Ne demişler, bazılarının hoşuna gitmese de dost acı söyler.”