Ömer Lütfi KANBUROĞLU
AKP'de çöküşün başlangıcı
Turgut ÖZAL, Türkiye’nin 45 ve 46 dönem hükümetlerine Başbakanlık yaparak ülkenin değişen ve gelişen vizyonuna imza atmış, daha sonra da kamuoyu nezdinde en güçlü olduğu dönemlerde Cumhurbaşkanlığına çıkarak Çankaya Köşkü’nden ülkeyi yönetmeye çalışmıştı.
Süleyman DEMİREL, bir fenomen… Türkiye Cumhuriyeti tarihinin hiç şüphesiz en başarılı politikacısı; yıllara meydan okumuş, defalarca seçim kazanmış, darbelerle gitmiş, halkın oyu ile tekrar iktidara gelmiş bir siyaset duayeni. Cumhurbaşkanı Turgut ÖZAL’ın ölümüyle Türkiye’nin 9.Cumhurbaşkanı olan Süleyman Demirel de Çankaya’ya çıktığında Adalet Partisi’nin devamı olan Doğru Yol Partisi en güçlü dönemlerini yaşıyordu.
Peki, ne oldu?
Türkiye Cumhuriyet tarihine imza atmış, milyonlarca seçmene hükmeden her iki lider de Çankaya Köşküne oturduktan sonra partileri eriyip yok olmaya başladı. En fazla on sene içinde partilerinin adı bile kalmadı, tabelaları bile yok oldu, şimdi bu partileri kimse hatırlamıyor.
Bunun sebebi Çankaya Köşkü’nün uğursuz olması değil, orası efsunlu filan da değil. Sebep, ülke kötüye giderken liderlerin Çankaya Köşkü’nü bir sığınak olarak görmesi…
Şüphesiz Özal ve Demirel Çankaya’ya çıktığında halkın gördüğü ile kendi gördükleri arasında çok fark vardı. Bugün de durum aynı, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kötü dönemlerinden birini yaşıyor. Halk henüz olayın farkında değil, fakat yavaş yavaş farkına varacak. Eskiden halkın yaşadığı sıkıntılar sadece ekonomik yönü ile hissedilirdi, şimdi AKP’nin yeteneksiz ve başarısız dış politikası sayesinde bölgede çok büyük uluslar arası sıkıntılara gebeyiz. Üstelik Sayın Erdoğan’ın savcılığını yaptığı ve bugün kendisinin bile “beni kandırdılar” dediği davalar sayesinde Türk ordusunun etkisiz ve ülkenin savunmasız bırakıldığı bir dönemde bu sıkıntılara karşılık verecek gücümüz filan da kalmadı.
Türkiye’nin sadece bu sene ödemesi gereken dış borç 220 milyar dolar, üstelik bu ödemeyi “IMF’ye borcumuzu bitirdik” çığlıkları eşliğinde yapacak. Karın tokluğuna çalışarak AKP’ye oy veren milyonlarca yoksulun bundan haberi var mı?
Elbette yok. Onların ülkenin yönetim biçiminin ne olduğu konusunda dahi bir fikri olduğunu sanmıyorum.
Tayyip Erdoğan’ın Başkanlık hayalleri, ülkeyi Çankaya’dan idare edeceği şeklindeki anlamsız söylemleri içi boş seçim propagandasından ibarettir. Çankaya’dan ülke yönetemeyeceği gibi, zamanla partisi de yok olup gidecektir. Yapmak istediği, Çankaya’da yargı zırhına bürünerek ömrünün son günlerinde rahat ve huzurlu bir hayat geçirmekten ibarettir.
Elbette bu gerçek, Türkiye’nin kaçınılmaz sonunu değiştirmeyecektir; Türkiye çok büyük sıkıntılara gebedir. İktidarın “kandırıldım” diyerek altına imza attığı operasyonlar sonucunda ülke savunmasız bırakılmış, Milli Güvenliği ile ilgili kurum ve kuruluşların hepsi tasfiye edilmiş, yetişmiş personeli iftiralar, yalan ve sahte belgelerle yıllarca hapiste tutuklu kalmıştır. Bu insanlarda “intikam” duygusu artarak büyümüş; fakat şu an için vatana karşı hizmet etme isteği ASLA kalmamıştır.
Vatana hizmet etmeden intikam almanın tezahürü ilginç sonuçlar doğuracaktır.
Türkiye artık KAZANANIN olmadığı bir oyuna başlamak üzeredir…
AKP’nin tarihin görüp görebileceği en başarısız dış politikası sayesinde dört bir yanımız gerçek düşmanla çevriliyken merak ediyorum, bu ülkeyi kim savunacaktır,müteahhitlikten başka bir iş bilmeyen mücahitler mi?