Vedat BEKİ
Akman'ı, Erdoğan'ın Antalya stratejisi yedi!
Seçim çalışmalarının aday tespitlerinin tamamlanması ile geldiği noktadan, yani geçtiğimiz pazartesi günü akşamından bu yana siyasi partiler meydanlara inme yolunda önemli saatleri geride bıraktılar.
Başbakan Cuma günü Bayburt'tan sahaya inerken, dün (18 Nisan) gecenin bir yarısına kadar 550 milletvekili adayı ile tek tek görüştü ve seçim fotoğrafları çektirdi.
Adaylar ise propaganda çalışmalarında kullanacakları malzemelerin hazırlığı ile hala uğraşmakta ve gerek basılı ürün gerekse donanımlı araç tedariki peşinde koşmaktalar.
Bugün bütün bunları yaşarken, bugüne gelinen yolda yaşanılanları ve de arka olayların arka planları ile ilgili ufak ipuçları vermek istiyorum.
Hatırlayacağınız gibi; Ahmet Bukan'ın aday olmayacağını, Nurettin Akman ve Muharrem Kıcıman'ın da partilerinin listelerinde yer almayacağını açık ve net olarak yazmış, Suat Kınıklıoğlu ile ilgili olarak da "uçtu" (!) ifadelerini kullanmıştım.
Sayın Bukan ve Kınıklıoğlu ortaya koyduğum düşünceleri saygı ve tebessümle karşılamış "Senin de bir bildiğin var ki" (!) demekle yetinmişlerdi.
Ancak, başta Akman ve işadamı Muharrem Kıcıman benim bu köşede dile getirdiğim "kişisel öngörüme" büyük bir tepki duymuşlar (Sayın Akman henüz aramadı!), Sayın Kıcıman da yaptığım telefon görüşmesinde şahsımla ilgili güzel (!) düşüncelerini belirtmekte herhangi bir beis görmemiştir.
Saygı duyarım... Duymaya da devam edeceğim...
Ancak, güzel düşünce (!) belirtme gerekçelerinin altında yatan "kin ve öfke"lerini ne bugün ne de yarın anlayabileceğimi belirtmek zorundayım.
AKMAN NEDEN LİSTEYE GİREMEDİ!
Ak Parti milletvekili Dr. Nurettin Akman'ın listeye girememesinin "birincil" nedeni, partinin Antalya ile ilgili almış olduğu siyasi karardır!
Bilindiği gibi 2009 yerel seçimlerinde Ak Parti Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığını CHP'ye kaptırmıştır. Bu seçim kaybı partinin Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı fena halde kızdırmış ve seçimin kaybedilmesine neden olan olayları masaya yatırmıştır.
Yapılan çalışma göstermiştir ki, Antalya'da seçimin kaderi "Süleymancılar" grubunun "taraf" değiştirmesi olarak ortaya çıkmış ve bu durumun tekrar tersine döndürülmesi çalışmalarına girişilmiştir. Yapılan çalışmalar sonrasında "Süleymancılar" grubu ile yeniden masaya oturulmuş ve 2011'de yapılacak olan genel seçimlerde izlenecek strateji belirlenmiş ve uygulamaya konulmuştur!
İşte bu uygulama sonrasında Dr. Nurettin Akman, Çankırı'da liste dışı kalmıştır! Hem de aylar öncesinden! Ak Parti'nin Antalya stratejisi sadece Akman'ı liste dışı bırakmadı, bunun yanı sıra koskoca TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin'i de "köyüne" (!) yani Karabük'e gönderdi!
Çankırı'daki bazı sazanlar (!) Vedat Beki'nin sadece ve sadece Çankırı ile ilgili bağlantıları olduğunu ve bölgedeki kısır çekişmelerin etkisinde kalarak (!) kalem oynattığını düşünmekteler...
Ben "sazanların" böylesi düşüncelerine sadece gülüyorum!
Doğaldır ki, burada sayın milletvekili Dr. Akman'a da tebessüm ediyorum! Onun bildiğini "benim bilmemi" kabullen(e)mediği için...
Olayın ayrıntılarını mı istiyorsunuz! Orasını ben bu köşede yazamam... Hem etik olmaz hem de gerek yok... Ancak konuyla ilgili olarak sayın Akman açıklama yaparsa (ki yapacağını düşünmüyorum) hem kamuoyu hem de kendisine gönül vermiş insanlar, Vedat Beki'nin "milletvekili Akman" ile bir husumeti olmadığını öğrenme fırsatı bulurlar...
Top sizde sayın Akman...
GELELİM MUHARREM KICIMAN KEHANETİNE!
Aslında "kehanet" sözü biraz abartı olabilir ama, "öngörü"nün "gerçeğe" dönüşmesine gazetecilik dilinde "kehanet" diyorlar... Bu geleneği de ben başlatmadığıma göre rahatlıkla kullanmakta bir beis görmemekteyim...
MHP aday adayı işadamı Muharrem Kıcıman'ın bugünkü listelerde olmamasının önemli gerekçesi "konjöktür"ü okuyamamasıdır... İkinci ya da üçüncü gerekçeler de doğaldır ki mevcuttur!
24. Dönem TBMM MHP grubunda işadamı Muharrem Kıcıman konseptinde ikinci bir benzerinin olmadığını 13 Haziran günü göreceksiniz... Aksi olsaydı Sayın Ahmet Bukan yeniden aday adayı olur ve sıralamadaki yerini korurdu.
Ve o günkü MHP grubuna bakıldığında "Bu grupta Muharrem Kıcıman sırıtırmış" (!) şeklinde cümleler kuracağınızı düşünüyorum. Bu cümleler sayın Kıcıman'a herhangi bir hakaret, ya da kendisini küçümseme anlamı taşımadığını da açık yüreklilikle belirteyim.
Kişisel olarak yaptığım tarihi ve siyasi analiz sonrasında MHP'nin Çankırı aday adayları listesinde işadamı Muharrem Kıcıman'a şans vermedim ve o cümleyi kurdum: Kıcıman listede yer alamaz!
Gazetecilik yeri geldiğinde "risk alabilme"yi de gerektirir... Okuyucular hatırlayacaklardır CHP kongresi sonrasında kaleme aldığım bir yazıda "Deniz Baykal CHP'den istifa eder" (!) demiştim...
Etmedi!
Benim gazeteciliğim mi sona erdi...
Şimdi, Bukan aday olmayacak, Akman listeye giremeyecek, Kıcıman listede yok (!) demekle yeniden "gazeteci" mi oldum!
Bunlara takılmalayım... Ve hep birlikte yaşanan süreci olabildiğince iyi analiz etmeye çalışalım..
Benim bütün çabam, gayretim bu yönde...
Bırakın bazen sevinelim... Bazen hafiften üzülelim... Ara sıra tebessüm edelim...
Sizler "berigeçeli", ben ise "ötegeçeli" (!) İstesek de böyle... İstemesek de...
* * *
"Çanta Federasyon" ile ilgili olarak gündeme getirdiğim konular karşısında bazı dostlar "Ne gerek var bu ismi mercek altına almaya! Gereksiz yere büyütüyorsunuz" (!) şeklinde sitemler etmişler... Sağolsunlar...
Benim kimseyi "büyütme" ya da "küçültme" gibi bir düşüncem olamaz... Başkent'in göbeğinde 300 bin Çankırı insanını temsil ettiğini iddia eden bir "çanta federasyon" mevcut!
Bir de "Çankırı toprağından çömlek olmaz" şeklinde cümleler kuranlar...
Diyorum ki; Çankırı adına oluşmuş "Çanta Federasyon"daki üç-beş ayak takımını uzaklaştırın, yerlerine bu işi layıkıyla yapacak adamları getirin, bakın bakalım Çankırı toprağından çömlek oluyor mu olmuyor mu?
İyi haftalar diliyorum...