85 milyar dolarlık rantı ortaya çıkardı, Silivri’de tutuklu!
İstanbul’da imar rantına karşı verdiği mücadele ile tanınan Gürkan Akgün, “Hakkımda bir suçlama yok. Ne doğrudan bana yöneltilmiş bir iddia, ne bir delil, ne de bir kayıt... Hiçbiri olmadan tutuklandım. Olanlara şaşırıyoruz ama bocalamıyoruz” dedi.
İSTANBUL Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu ile birlikte tutuklanan isimlerden İBB Genel Sekreter Yardımcısı Gürkan Akgün, Silivri’den Nefes gazetesinden Özlem Güvemli'ye mektup gönderdi.
Şehir plancısı olan Gürkan Akgün, İBB’de önce İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanı olarak görev yaptı, daha sonra Genel Sekreter Yardımcısı oldu. Görevi boyunca Kanal İstanbul başta olmak üzere İstanbul’a Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı eliyle yapılan tartışmalı imar planlarına karşı hukuk mücadelesi verdi. İBB’de yaptığı dikkat çeken çalışmalardan biri de AKP dönemindeki büyük ölçekli 130 inşaat projesi için yaptırdığı inceleme oldu.
3 yıllık çalışmanın sonucu 2022 yılında kamuoyuna açıklandığına ortaya çarpıcı bir tablo çıkmıştı. AKP döneminde imza atılan projelerle, toplam 1 trilyon 486 milyar 900 milyon 741 bin 243 TL’lik rant tespit edildi. 2022 yılının kuruna göre bu rakam yaklaşık 85 milyar dolara denk geliyordu.
İBB BÜTÇESİNİN 21 KATI
Bu rakam, İBB’nin 2022 bütçesinin 21 katına, TOKİ’nin 18 yıllık kentsel dönüşüm faaliyetlerinin 8 katına ve Türkiye’de öncelikli dönüştürülmesi gereken 6.7 milyon konutun yenileme bütçesine denkti. Çalışma; imar planlarında kamu kullanımına ayrılan yol, yeşil alan, okul, karakol, ibadet yeri, sağlık tesisi gibi donatı alanlarının özel imara açılmasıyla üretilen projelerden 890 milyar 743 milyon 178 bin 573 TL rant elde edildiğini ortaya koydu.
İmar artışı veya emsal (inşaat hakkı) artışıyla 519 milyar 6 milyon 4 bin 555 TL rant yaratıldı. İmara açılan orman alanları da 28 milyar 951 milyon 485 bin 599 TL’lik ranta neden oldu. İmar mevzuatına aykırı olarak ek inşaat üreten kaçak imalatları bulunan 30 proje ile de birilerinin cebine 48 milyar 200 milyon 72 bin 516 TL girdi.
Akgün, bu rantı ortaya çıkardığı için şimdi Silivri’de olduğunu savundu. Nefes için kaleme aldığı yazısında Akgün, hakkında hiçbir somut suçlama olmadığına dikkat çekerek şunları dile getirdi:
“Ne bana doğrudan yöneltilmiş bir iddia ne bir delil ne de bir kayıt… Hiçbir şey yok. Dosyada şahsımla ilgili HTS kaydı, tanık beyanı veya başkaca bir bilgi belge de yok. Olamaz da zaten. Tarafıma tek bir somut iddiada bulunulmadan, hakkımda tek bir bilgi, belge, beyan ortaya konulmadan tutuklandım. Gerçekten anlamak mümkün değil” dedi.
"DİSİPLİN İŞLEMİ GÖRMEDİM"
İBB Genel Sekreter Yardımcısı olarak; bugüne dek memuriyet hayatımda tek bir disiplin işlemi dahi görmeden; kamu yararını, hakkı hukuku gözeterek bu topluma hizmet ettiğini vurgulayan Akgün "Yüksek şehir plancısı olarak mesleğimde 20. yılımı dolduruyorum. Bu devletin okullarında, cumhuriyetin bin bir emekle yetiştirdiği bir fert olarak, topluma olan borcumu ödemeye devam etmek, bir an önce görevimin başına dönmek istiyorum" ifadelerini kullandı.
"YOLUN ZORLUĞUNU BİLİYORDUM"
Gürkan Akgün, yazısına şöyle devam etti:
"Ekrem Başkanımızla yürüdüğümüz yolun zorlu, meşakkatli olacağını biliyordum. Ama kendime de, parçası olduğum bu muazzam ekibe de, ülkeme de inancım tam. Zorluklar bizi yıldırmıyor, bazen olanlara şaşırmıyoruz diyemem ama asla bocalamıyoruz. Bu güzel ülkeyi aydınlık, barış içinde, bir arada yaşayan, demokratik ve müreffeh günlere kavuşturacağız. Gençlerimizin bir an önce dört duvar arasından çıkarak aileleri ve arkadaşlarına kavuşmalarını diliyorum."
"GÜN AYDINLANMADAN ACI ACI ÇALAN ZİLLE UYANDIK"
Akgün gözaltı sürecini ve cezaevi günlerini şöyle anlattı:
"19 Mart sabahı 06:00 sıralarında, daha gün aydınlanmadan acı acı çalan zil bir sesiyle güne başlamış olduk. Polis memurları kapıdaydı. Ellerinde bir savcılık kararı olduğunu ve gözaltı işlemi yapacaklarını, ayrıca arama kararı doğrultusunda evde arama yapacaklarını bildirdiler.
Ne için, hangi suçlamayla karşı karşıya olduğumu bilmeden, evde yapılan aramanın tamamlanmasını bekledik, sonrasında da Emniyet Müdürlüğü’ne doğru yola çıktık. Ve Vatan’da nezarette geçecek günlerimiz başladı. Orada geçen zaman ve koşulların pek parlak olduğunu söyleyemem. Benim kaldığım koğuşta 10 kişiydik.
Günde bir defa sağlık kontrolüne giderken gökyüzünü 5 dakika görebiliyorsunuz. Fiziki koşullara bir şekilde katlanılır. Ama haksız, suçsuz yere içeriye konmak insanın canını sıkıyor tabi. Neyse ki; ikinci günden itibaren avukatlarımızdan dışarıda bambaşka bir havanın olduğunu; insanların bu haksızlığa karşı itirazlarını yükselttiğini öğrenince moralimiz yerine geldi.
Cezaevinde moralim çok iyi, sağlığım yerinde. Umutsuzluk bize yakışmaz. Biz Başkanımız Ekrem İmamoğlu’nun liderliğinde türlü zorluklar atlattık, nice başarılara imza attık. Bunu da atlatacağız."

