Volkan Özdemir'in kaleme aldığı "Rusya'nın Kodları - Türkiye'de Rusya'yı Ararken Rusya'da Türkiye'yi Bulmak" Kırmızı Kedi etiketiyle okurla buluştu.

Çarlık Rusya'dan Sovyet Rusya'ya ve Sovyet Rusya'dan Yeni Rusya'ya uzanan bir büyük tarih ve Türk-Rus ilişkilerinin geleceği Özdemir'in çalışmasında tartışılıyor...

Özdemir, Atatürk-Lenin döneminde olduğu gibi Batı’dan gelen güvenlik tehditlerine karşı Türkiye ve Rusya'nın yeniden yakınlaştığını yazarken, 15 Temmuz gecesiyle ilgili çok tartışılacak bir iddiayı da kitabına taşıdı.

Odatv'de Sinan Acıoğlu imzalı habere göre, Askeri tarihçi Aleksandr Şirokorad’ın Rus merkez medyasında dile getirdiği iddia, 15 Temmuz gecesi bir Rus istihbarat gemisinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın uçağının peşindeki iki F-16 uçağına engelleme yaptığı yönünde...

Şirokorad’ın bir diğer iddiası ise Rusya'nın Karadeniz filosundaki iki denizaltının da 15 Temmuz gecesi Boğaz'a yaklaşmasının tesadüf olmadığı yönünde...

İşte Volkan Özdemir'in kitabında tartışma yaratacak o bölümler:

"Darbe girişimi sırasında S-400’lerin Türk uçaklarına kilitlendiği veya Rus uçaklarının Erdoğan’ı koruduğu gibi gerçekle ilgisi olmayan iddialar ortaya atıldı. Ancak ciddiye alınacak bir iddiayı Rusya’da merkez medyayı yansıtan bir gazete olan Nezavisimaya Gazetesi’nde askeri tarihçi ve saygın bir isim olan Aleksandr Şirokorad’ın 29 Temmuz 2016’da yayımlanan makalesinde görüyoruz. Rusya açısından o geceyi anlamak için sözü Şirokorad’a bırakalım:

“...Türkiye’de darbeye karışan askerler bunu ABD ve AB ülkelerinin desteği olmadan yapamazlar. İncirlik’i iyi bilen ve Türkiye’nin çevresinde dinleme üsleri bulunan Rus istihbaratının ise darbeden haberdar olmamasını düşünmek çok zor... Sivastopol’dan 12 Temmuz’da yola çıkan ‘Ekvator’ adlı Rus istihbarat gemisi darbe öncesinde boğazlar bölgesinden geçerek o gece Ege açıklarında Erdoğan’ın tatil yaptığı Marmaris yakınlarındaydı. Erdoğan Marmaris’ten özel bir jetle havalanıp iki saat boyunca Ege üzerinde dolaştı. Ekvator’un özel aparatıyla Erdoğan’ın peşinde olan iki F-16’nın sistemlerini kör ettiği düşünülebilir. Aynı anlarda Rusya’nın Karadeniz filosundaki ‘Novorossiysk’ ve ‘Rostov-na-Donu’ denizaltılarının Boğaz’a yaklaşması da tesadüf görülebilir (kinayeli ifadeyle) ...”

Türkiye 15 Temmuz gecesi büyük bir badire atlatmıştı. Yurtsever askerler kışlada, halk sokakta direnmiş ve darbeciler amacına ulaşamamıştı. Yukarıdaki iddiaya göre de Rusya Erdoğan’ı Amerikancı bir darbe girişimine karşı uyarmış ve hatta fiilen korumuştu. Bu iddia belki hiçbir zaman kanıtlanamayacak ama ortalık sakinleştikten sonra Erdoğan’ın ilk yurtdışı gezisini Rusya’ya yaptığını biliyoruz. 9 Ağustos 2016’da St. Petersburg’da yapılan zirve, Türk-Rus ilişkileri için adeta bir dönüm noktası oldu. Suriye özelinde istihbarat paylaşımı ve askeri işbirliği gündeme geldi. İki ülke ilk defa ekonomik işbirliğinden ziyade güvenlik meselelerinde yakınlaşıyordu.

Bu birilerini çok rahatsız etmiş olacak ki Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov suikasta kurban gitti.

9 Ağustos zirvesinden sonra jeopolitiğin demir yasaları devreye girecek ve uçak krizi öncesindeki duruma geri dönülecekti. İki ülke Atatürk-Lenin döneminde olduğu gibi Batı’dan gelen güvenlik tehditlerine karşı yeniden yakınlaşmıştı. Zirvenin somut sonucu “Fırat Kalkanı” operasyonu oldu. Bu sayede Türk Silahlı Kuvvetleri Suriye’ye girip ilkin Cerablus ve Dabık’ı kontrol altına alarak koridora bir kama sokmayı başarmıştı."